Otobüs firma sahipleri, Büyük İstanbul Otogarı ile ilgili görüşlerini Ulaşım Gazetesi'ne bildirmeye devam ediyor. Sektör mensuplarının ortak görüşü ise temiz, konforlu, güvenli, ekonomik ve adil bir otogar işletmeciliğinden yana.
BİZİM ADIMIZA GAZEL OKUMA!
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Gürsel Turizm, İzmit Seyahat, Özemniyet ve Efetur Yönetim Kurulu Üyesi Hürer Gündüz, öncelikle otobüsü olmayan ve ileri geri konuşan insanların geri durması gerektiğinin altını çizdi. Gündüz, "Kimse bizim adımıza bol keseden atıp durmasın. Arabası olmayanlar ne beni temsil edebilir ne de benim hakkımı savunabilir. Benim muhatabım mazotu arabaya koyandır, gerisi teferruattır.Tekerleği dönmeyen, canı yanmayan, servis giderleri nedir bilmeyen, cebinden ikram parası ödemeyen adam uzaktan gazel okumasın. Ancak otobüsüne mazot koyan adamla da ben her türlü uzun yola çıkar ve omuz omuza mücadele ederim. Tekrar söylüyorum otobüsü olmayanlar uzaktan gazel okumasın. Otogarın ihale süresi dolmak üzeredir. Burada önemli olan kimin işleteceği değil, nasıl ve hangi adaletle işleteceğidir. AVTER'de olsa, Büyükşehir'de olsa İSPARK'ta olsa önemli olan taşımacıların, firma sahiplerinin isteklerine cevap verebilecek, adaletli yaklaşacak bir durum söz konusu olmalıdır. İşletmeci, ekonomik durumu gözeterek firmalara ek maliyet getirmeden, mevcut maliyetleri düşürecek şekilde açılım getirmelidir" .
TEKRAR HATA YAPILMASIN
"Burası kamu yararına bir yerdir. Burada önemli olan geçmiş hatalarımızdan ders alarak düzgün bir yönetim sergilemek" diyen Hürer Gündüz, şöyle devam etti: "Şuan ki mevcut haliyle otogarın bir çok sorunu var. Öncelikle Rehabilitasyon istiyor. Gerek güvenlik, gerek temizlik sıfır noktasında. İşletme anlamında da eksiklerimiz var. Sonuçta burası halka açık bir yer. Yüksek standartta, yüksek nitelikte yönetilmesi gerekiyor. Yolcuların burada kendini huzurlu hissetmesi gerekiyor. Tekrar söylüyorum; burasını bizim açımızdan kimin yöneteceğinin bir önemi yok. Ama hangi standartta yöneteceğine sektörün karar vermesi gerekir. Otogar mevcut haliyle biz işletmeciler açısından ekonomik değil. Kapı çıkış ücretleri bir kere adil değil. Ben İzmit'e gidiyorum ve arabamdaki 5 yolcunun bilet gelirini kapı çıkış ücreti olarak bırakıyorum. Uzun yola giden ise bir yolcunun parasını veriyor. Arabanın doluluğunu düşündüğümde neredeyse ben otobüsümün yüzde 20'sini kapı çıkışına veriyorum. Çıkış ücretleri mutlaka kilometre bazında ayarlanmalıdır."
FİRMALAR SÖZ SAHİBİ OLMALI
Büyük İstanbul Otogarı'nın 25 yıldır otobüsçüler tarafından işletildiğini ve yılların tecrübesine rağmen otogarın adeta kaderine terk edildiğini dile getiren Hürer Gündüz, "Böyle işletmecilik olmaz. Bu konuda AVTER'deki arkadaşları da uyardım. Otogarın alternatifi olmadığı için mevcut yerinde kalmalı ama hangi hizmet şartlarında işletileceği kararını da sektör vermelidir. Sürenin uzatılması bizim istediğimiz şartlar yerine gelecekse, bizim için bir avantaj olabilir. Aksi takdirde bir avantaj olması söz konusu değildir. Hem çıkış ücretleri hem de fiziki şartların iyileşmesi gerekir. Bunlar yapılırsa, sürenin uzaması bizim hoşumuza gidebilir. Aksi takdirde mevcut durumun sürmesinin bir manası yok. Burası kamu yararına olan bir yer. Hizmet standartlarının mutlaka iyileştirilmesi ve ekonomik anlamda ise tedbirlerin alınması gerekiyor. Firmalar konkordato ilan ediyor. Sektör bu durumda iken bizler maliyetlerimizi daha iyi kontrol etmeliyiz. Burada kimin işleteceğinin hiç önemi yok. Ama hangi şartlarda işleteceğinin sektör karar vermesi gerekir" diye konuştu.