Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü’nü 10 yılı aşkın süredir bünyesinde bulunduran İstanbul Arel Üniversitesi, alanında uzman kadrosuyla Tepekent Kampüsü’nde eğitim veriyor. Bu uzman kadronun başında ise yıllarını Türk Hava Yolları’na vermiş bir isim var; Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tarık Birgören.
LOJİSTİK EĞİTİMİ ÖNEM KAZANDI
Lojistik sektörünün Türkiye'de öneminin her geçen gün daha çok kavranmaya başladığını dile getiren İstanbul Arel Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tarık Birgören, bunda da üniversitelerde açılan bölümlerin etkili ğunu söyledi. Lojistik sektöründe eğitimli iş gücünün 2000'li yıllardan sonra talep edilmeye başladığını ifade eden Dr. Birgören, o dönemde STK'ların da bu noktada aktif çalışmalar yaptığını hatırlattı. Dr. Tarık Birgören, "UND öncülüğünde Türkiye’nin ilk Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu 1999 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesinde açıldı. O dönemde eğitim kadrosunun içinde şahsen ben de yer aldım. Aradan geçen süre zarfında Türkiye genelindeki üniversiteler bünyesinde lojistik bölümleri açıldı. Şu anda Arel'deyim ve burada sektöre eğitimli kalifiye eleman yetiştiriyoruz" .
BÖLÜM ÖNLİSANSLA KARIŞTIRILIYOR
İstanbul Arel Üniversitesi kurulduğundan bugüne bünyesinde Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü’nü bulunduruyor. Bölüm, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesinde yer alıyor ve 4 yıllık lisans eğitimi veriyor. Dr. Birgören, bölümün fakülte başlığı altında anılması için yasal müracaatları yaptıklarını söyledi. Dr. Tarık Birgören, şöyle konuştu: “Uygulamalı bilimler dendiğinde tatbikatlı, yani sektörle paralellik kurulması gereken bir eğitim modelinden bahsediyoruz. Ancak yüksekokul dendiğinde, önlisans eğitimi veren meslek yüksekokullarıyla karıştırılıyoruz. Tercih larında, öğrenci ailelerine 4 yıllık lisans eğitimi verdiğimizi anlatmak durumunda kalıyoruz. Bölüm fakülte olarak anılmaya başlandığında bu sorun ortadan kalkar, bu da önümüzdeki ders dönemine yetişebilir diye tahmin ediyoruz.”
TEDARİK ZİNCİR KAVRAMI
Dr. Tarık Birgören, lojistiğin temel olarak ifade edilmesinde tedarik zinciri kavramın öne çıktığını ifade etti. Tedarik zincirinin, herhangi bir ürünün parçalar halinde üretilmesi ve daha sonra bunları bir araya getirerek nihai tüketiciye ulaştırılmasındaki tüm evreleri kapsadığını dile getiren Dr. Tarık Birgören, "Lojistiğin tedarik kısmı büyük kardeş olarak düşünülürse, taşıma faktörü küçük kardeş olarak görülebiliyor. Ancak lojistik bir bütün olarak depolamayı, ambalajlamayı, taşımayı ifade ediyor. Burada tedarik zincirinin lanması bakımından ulaşım çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. İmal edilen bir ürün, tüketiciye gönderilemezse hiçbir anlamı kalmayacağından, bu kademeli ilerleyişte aradaki bağlantıyı taşıma kavramı sağlıyor" ifadesini kullandı.
HATLAR TÜRKİYE ÜZERİNDE
Lojistiği insan vücuduna benzeten Dr. Tarık Birgören, konuyla ilgili aynen şu ifadeleri kullandı: "Kalp kanı pompalıyor ve yönetim kademesi olan beyne gönderiyor. Beyin çalışıyor ve aldığı kandaki oksijenin niteliğiyle vücuttaki damarları kullanarak dolaşımı sağlıyor. Bu hizmeti yaparken bir yandan da kirlenen kanı temizliyor. Beden içerisinde canlıların esas varlığını sürdürebilmesi için bu döngü bir taşıma sistemi, bir lojistik olarak ifade edilebilir. Lojistikte coğrafi konumun ve taşıma hatlarının önemi de insan vücudundaki damarların çeşitleriyle açıklanabilir. Türkiye’nin coğrafi konumu bakımından üç kıtanın ortasında bulunması büyük bir avantaj sağlıyor. Bir tarafta doğal enerji gücüne sahip olan ülkeler bulunurken, diğer tarafta doğal zenginlikten yoksun olan Avrupa yer alıyor. Bu sebeple taşıma hatları Türkiye üzerinden geçiyor."
GÜNDEM HAVAYOLU LOJİSTİĞİ
Dr. Tarık Birgören, lojistik kavramı her ne kadar bir bütün halinde değerlendirilse de taşıma modlarındaki önemin her ayrı ayrı ortaya çıktığını söyledi. Türkiye’de son yıllarda havayolu taşımacılığına verilen öneme dikkat çeken Dr. Birgören, bu alanın tercih edilen bir branş haline gelmesiyle eleman ihtiyacının doğduğunu belirtti. Dr. Tarık Birgören, “3'üncü Havalimanı'nın açılmasıyla eleman ihtiyacı iki katına çıkacak. Bu da ciddi bir istihdamı gündeme getirecek. Atatürk Havalimanı, yılda 60 milyon yolcu kapasiteli bir yapıdır. Ancak bu günümüz şartlarında Atatürk Havalimanı Türkiye’nin İstanbul havayolu trafiğini taşıyamaz hale geldi. 3'üncü Havayolu projesiyle de kapasite 60’tan 90’a çıktı. Belirli bir süreç sonunda da bu kapasite 150 milyona ulaşarak daha fazla istihdam imkanı yaratacağını düşünüyorum" açıklamasını yaptı.
DR. TARIK BİRGÖREN KİMDİR?
Dr. Tarık Birgören, 1943 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi'nden mezun olan Dr. Birgören, o dönem Türkiye’ye yeni giren yazılım firması IBM’de programlama dili öğrendi. İş hayatına özel bir bankada memur olarak başladı. Akabinde değişik bankalarda görev alan Dr. Birgören, IBM’nin de referansıyla THY’ye girdi. 30 yıl THY’ye hizmet verdi. THY’deki çalışma yaşamının ortalarındayken yönetim kademesine yükseltildi. Sosyal Bilimleri öne çıkarması gerektiğinin bilincinde olan Birgören, Yönetim ve Organizasyon alanında yüksek lisans eğitimi gördü. İstanbul Üniversitesi'nden gelen teklifi değerlendirerek doktorasını layan Dr. Birgören, Ulaştırma ve Lojistik Bölümü'nün eğitim kadrosunda yer alarak havacılık alanında eğitim verdi. Dr. Tarık Birgören, şu anda eğitim kariyerine İstanbul Arel Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü’nün Başkanı olarak devam ediyor. Dr. Birgören: “Hem sektördeyim, 30 yıl boyunca Türk Hava Yolları'nı koklamışım, hem akademisyenim hem de eğitimle ilgili heyecanım sürüyor” diyerek her daim çalışmanın önemine ışık tuttu.
Simgenur GÖK – Ulaşım Gazetesi
