Kara
Giriş Tarihi : 15-11-2018 12:11   Güncelleme : 24-11-2018 21:35

Otobüsü olmayanın garajda ne işleri var

Anadolu Ulaşım Genel Müdürü Mehmet Ali Akçin, Büyük İstanbul Otogarı'nda güvenlik ve yönetim zafiyeti olduğunu dile getirdi. Akçin, "İşletme hakkını kim alırsa, alsın öncelikle sektörün ruhuna uygun anlayışla yönetilmesi lazım. Otobüsü olmayanlar uzak dursun" dedi.

Otobüsü olmayanın garajda ne işleri var

Yap-işlet-devret modeliyle yapılan Büyük İstanbul Otogarı'nda işletme süresi 6 Mayıs 2019 tarihinde sona eriyor. Bu tarihten sonra yönetime el koyacak olan mülkiyet sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise konuyla ilgili alt yapı çalışmalarını lamak üzere. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı'nın "Bu yönde firma sahiplerinin görüşü de bizim için önemli. Sektör ne isterse, biz onu yapmaya çalışırız" demesinin ardından firma yöneticileri de Ulaşım Gazetesi'ne görüşlerini bir bir aktarmaya başladı.

25 YILDIR YATIRIM YOK

Sektörün yenilikçi firmalarından Anadolu Ulaşım, 2017 yılında 3 milyon 2 bin yolcu taşıdı. 2018 yılında 4 milyon yolcu taşımayı hedefleyen firma, 1 Ocak- 1 Kasım tarihleri arasında ise 3 milyon 500 bin yolcu taşıması gerçekleştirerek hedefine emin adımlarla ilerliyor. Otogarla ilgili bir açıklama yapan Anadolu Ulaşım Genel Müdürü Mehmet Ali Akçin, "Öncelikle şahsi görüşüm olarak belirtmek isterim ki, otogar yerinde kalmalıdır. Mevcut yönetim, otogarın işletilmesi noktasında bir yatırım yapmadı. Elinde olmayan sebeplerden dolayımıdır onu da bilmiyorum. İstanbul Otogarı, yapılacak düzenleme ve alınacak asayiş tedbirleri ile insanların içine girebileceği bir yapı haline getirilmelidir. 25 yıldır sektörün işletmeciliğini yaptığı otogarda mevcut yönetim bunları sağlayamadı. Buranın yönetimine talip olup da ihalesini kim alacaksa inşallah o sağlar. A-B-C şahsı, yani özneyi kapatarak söylüyorum; işletme hakkını kim alırsa, alsın öncelikle sektörün ruhuna uygun anlayışla yönetilmesi lazım. Buranın bir kazanç makinesinden daha çok halka hizmet şekline getirilmesi lazım" ifadesini kullandı.

ÖNCE GÜVENLİK VE HUZUR

"Vatandaş kendini güvende hissetmediği için otogara gitmek istemiyor" diyen Akçin, şöyle devam etti: "Kanuna uygun olmadığı halde firmalarda çareyi kendilerine cep otogarı yapmakta buluyor. Belediye bu konuda çaresiz ve bu soruna cep otogarlarına geçici müsaade ruhsatı vermekte buluyor. Öncelikle bu otogarı yaşanabilir bir yer haline getirmelisiniz. Huzurun olmadığı yerde ne yaşanır ne de çalışılabilir. Otogarda temizlik, huzur ve güvenliği sağlayarak insanların oraya rahatlıkla gitmek isteyeceği bir yer haline getirmek gerekir. Bunları kim sağlayabilirse o gelsin yönetsin. Benim burada derdim para kazanmak. Para kazanmak içinde önce huzur lazım. Otogarda huzur yok. Düzeni de yok. Otogarı normal şartlarda insanların harcayacağı bir şekle getirmek lazım. Bazı insanlar havalimanında işi olmadığı halde gidiyor ve orada geçiriyor. Cazip hale getirmez ve insanları buraya çekemezseniz yolcu da bulamazsınız."

YÖNETİCİNİN BİR OTOBÜS DAHİ YOK

Her şeyden önce fiziki şartların iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizen Akçin, "Otogarı, kuruşundan bugüne bir dernek yönetiyor. O dernekte de Metro firmasının dışındakilerin bir tekerleği bile yok. Bir otobüsü bile yok. Otobüsün maliyeti nedir bilmezler. Maliyet ve yönetim noktasında işin içinde olmadıklarından bu kadar güzel geliri olan bir işletmede yatırım yapmıyorlar. Ama insan 25 yıldır yönettiği bir yere bir çivi çakar değil mi? Şimdi burasını İSPARK'ın işlettiğini düşünüyorum. Hatta Alibeyköy Otogarı'nı işletiyor. Oradaki insan sayısı, otogarın büyüklük ölçeğine bakarsanız, Alibeyköy Cep Otogarı'nın yoğunluğu Büyük İstanbul Otogarı'ndan daha fazladır. İnsanlar kendi halinde ve hiç kimse tarafından rahatsız edilmiyor. İstanbul Otogarı'nda güvenlik yok, temiz değil, yönetim zafiyeti var ve düzensiz bir işletme. A veya B firması ya da belediye işletir. Kim işletirse işletsin, nihai tüketiciye ekonomik olmasının yanında konforu yaşatacak bir işletmecilik sergilemesini gönlümüz arzu eder" diye konuştu.