İnsanların kaza yapmasına neden olan faktörler içerisinde çoğalabiliyor. Bu faktörler, çözülmesi gereken psikolojik sorunlar olarak değerlendiriliyor. Çözülmediği takdirde toplumun geneline yayılan problemler vatandaşların dış dünyadaki korkularını arttırıyor. Uzman Psikolog Alanur Özalp, son günlerde merak edilen kaza artışlarının toplumsal nedenlerini açıkladı.
DİKKAT PROBLEMLERİ YAŞANIYOR
İnsanların kafasının karışık olmasının kazalara neden olabildiğini anlatan Psikolog Özalp, yerel seçimlere sayılı bir zaman kalmasına dikkat çekti. Özalp, “Seçimlerin yaklaşması dolayısıyla insanlar bir karar verme aşamasındalar. Doğru karar vermek, olayları güzel değerlendirmek ve sonradan üzülmemek istiyorlar. Onun için önümüzdeki zaman diliminde gergin bir dönem yaşayacağız. Kişilerin kafalarında soru işareti oluştuğu zaman ister istemez dikkatleri başka tarafa kayıyor. Daha dikkatli olmak gerekiyor. Hem araba kullanan kişilerin hem de yayaların dikkatli olmaları lazım. Hatta yaya olarak iki kat dikkatli olmak lazım. Çünkü yürüdüğümüz kaldırım bile olsa her an her şey olabilir diye bakmak şart.”
YAŞAM ŞARTLARI AĞIR BİR YÜK
Güncel sorunların üzerinde duran Özalp, sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle büyükşehirlerdeki yaşam şartlarının ağırlaştığını da söylemeden geçemeyiz. Sebze fiyatlarının bu kadar yükselmesiyle birlikte ortamda bir gerginlik oluştu. İnsanlar ‘et almıyoruz ama patates, soğan alıyoruz’ gibi düşünüyorlardı. Şimdi onlar da yükselince bu durumdan dolayı sıkıntı hissedenler. Zaman zaman da firmaların kapandığını görüyoruz. Bu da o firmada çalışanların işsiz kalması anlamına geliyor. Bu durum özellikle yayaların dikkatinin kaybolmasına sebep olabiliyor. Bazen farkına varmadan arabaların geçtiği yola doğru dalgın ve sıkıntılı olarak yürüdüklerini görebiliyorum.”
BİLGİSAYAR OYUNLARINA DİKKAT!
Özalp, “Bilgisayar oyunlarıyla ilgili yapılan birden fazla araştırma var. Bunlardan bir tanesi de Türkiye’de yapılan bir araştırma. Araştırma, kişinin bu tip oyunları oynadıktan sonra trafiğe çıktığında, arabasını daha hızlı kullandığını ortaya koyuyor. Hızlı kullanmak da kazaya davetiye çıkarmak demek oluyor. Oynanan oyun, özellikle araba yarışıysa kişileri hıza teşvik ediyor ve diğer araçları geçme isteği ya da çarpma isteği duyulmasını sağlıyor. Böyle durumda ‘çarptım ve yoluma devam ettim, çarptığım arabada insanlar var mı? gibi düşünceleri olmuyor. Çarptığı herhangi bir şeyi madde olarak düşünüyor” diyerek bilgisayar oyunlarının kişileri etkilediğinin altını çizdi.
ÇOK YÖNLÜ DÜŞÜNMEK ŞART
Trafik kazaları sonrası yaşanan travmaları hatırlatan Özalp, “Trafik kazası bir kişiyi etkilemiyor. Örneğin bir sürücü, yayaya çarptığında bu trafik kazası geçiren yayanın yakınları da o kazadan etkileniyor. Kazalara bu açıdan da bakmak gerekiyor. Kazada bir kasıt olmadığı takdirde verilen cezaların da olduğunu görüyoruz, bu da kaza sonrası sevdiklerini kaybetmiş kişilerin isyan etmesine ve üzülmesine sebep olan bir durum. Ne kadar üzülseler de kendi yakınlarını geri getiremeyeceklerini biliyorlar. Ancak düzenledikleri kampanyalarla seslerini duyurma çabası içerisine giriyorlar. Bunun nedenini de başka insanların kaybını önlemeye çalışmak olarak ifade edebiliriz” dedi.
HER CANLI İÇİN DİKKAT EDİLMELİ
Trafik kazalarında hayvanlara özen gösterilmediğini söyleyen Psikolog Özalp, “Hayvanlar da hayatımızın bir parçası, onları da görmemiz lazım. Pek çok benzer fotoğraf gördüm, uluslararası yollarda bir kirpi ailesi karşıdan karşıya geçiyor, kişi o kirpi ailesinin geçişini bekliyor. Baktığımız bizde, otoban olmasa bile şehir içi bir yolda da bir hayvana vurup devam eden pek çok kişiyi görüyoruz. İnsana çarpmak ya da hayvana çarpmak arasında fark yok, o da bir can taşıyor. Herhangi bir canlıya zarar vermeyecek kadar dikkatli bir şekilde gitmek gerekiyor. Dikkate rağmen yaşanan böyle bir olayda ise yapılması gereken o hayvanı veterinere götürmek olacaktır. Hayvana çarpıp yoluna devam eden kişilerin de bir şekilde para cezasıyla cezalandırılması gerekli diye düşünüyorum”dedi.
YAYALARA ÖNCELİK YASASI YÜRÜRLÜKTE
Avrupa’da da uygulanan yayalara öncelik verilmesi hususundaki yasa, Türkiye’de de yürürlüğe girdi. Yeni yasayla ilgili hem sürücülerin hem de yayaların dikkat etmesi gerekenlere değinen Özalp, şunları söyledi: “Yasa diyor ki; araç bir kavşağa geldiğinde, orada karşıdan karşıya geçmekte olan yaya varsa duracak ve ona yol verecek. Daha önce böyle bir durum yoktu. Kızan, bağıran, küfreden insanlar vardı ama şimdi bu yasadan dolayı dikkat edilmeye başlandı. Yayalardan da buradan rica edelim; böyle bir yasa var yola fırlayayım deyip yolda rahat hareket etmesinler. Bu yasa yeni çıktı, daha duymamış olanlar olabilir. Ayrıca altında araba olan kişilerin ‘ben ne istersem o olur, yaya benim statümde değil’ bakış açıları halen devam ediyor, silinip gitmedi.”
KİŞİLER HABERDAR EDİLMELİ
Yürürlüğe girdiği halde henüz bazı insanlar yasadan haberdar değil. Konuyla ilgili ceza işlemleri, kişinin yasayı duyup duymamasıyla ilgilenmeksizin başlatılıyor. Söz konusu ceza 488 TL olarak biliniyor. Yasanın duyurulması gerektiğini söyleyen Psikolog Özalp, “Haberlere baktığımızda, ceza uygulamasının başladığını görüyoruz. İnsanların bir kısmı bu yasayı duymuş, bir kısmı duymamış ama burada hemen bu yasaya uyacaklar gibi bir durum söz konusu değil, zaman içinde olacaktır. İlk yapılması gereken ceza yazmak değil de bu kişileri uyarmak diye düşünüyorum. Uyarıldıktan sonra o kişi tekrar aynı davranışı sergiliyorsa ceza almalı. Bu konuda, böyle bir yasanın çıktığıyla ilgili gazetelerde bilgi verilmesi gerekiyor. Belki de broşürler dağıtılabilir, billboardlarda yer alabilir, televizyonda spotlarla verilebilir. Ceza her zaman çözüm değil, kişilerin bilinçlenmeleri gerekiyor. Belirli bir bölgede ceza yazılıyor olabilir ama farklı bir sokakta ceza olasılığı yok diye aynı davranışa devam edilebilir. ‘Ceza olmadan kurallara uymayız’ gibi bir bilinç oluşmasın istiyoruz. Çünkü medeni bir toplumun kurallara mutlaka uyması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Simgenur Gök