Dünyada son dönemde teknolojide, yönetimde, anlayışta ve düşüncede gözlemlenen değişim ve yenilikler, insan faktörünün önemini artırarak farklı niteliklere sahip olmasında etkili olmuştur. Meslek yüksekokullarının amaçlarına uygun eğitim ve öğretimin önemli bir parçasını, sektörle işbirliği ile tasarlanan esnek eğitim-öğretim müfredatı oluşturmaktadır.
Bu durum; hem endüstrinin yüksekokullarda verilen eğitimden kazanımı hem de öğrencilerin okul sonrası sektöre daha verimli olmaları açısından son derece önemlidir.
Türkiye’de yalnız lojistik bölümü/ programı olan; 2009-2010 eğitim -öğretim yılı itibarıyla: 10 üniversitemizde, 38 meslek yüksekokulumuzda, 4500 öğrenci kontenjanı bulunmaktadır.
Meslek Yüksekokullarının kuruluş amacı: Bir zincirin halkaları olacak şekilde; Daha fazla üretim, Daha fazla verimlilik, Daha fazla istihdam gücü yaratma ve nitelik kazandırma, Uygulamalı eğitim ile ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlama ve eğitim programlarını bu yönde hazırlamak olmalıdır.
Mesleki alanda sektörün beklentisi;
Yeterli bilgi ve beceriye sahip, Çalıştığı işyerlerinde insanlarla kolay iletişim kurabilen, En az bir yabancı dili temel seviyede bilen, Bilgisayar teknolojilerine hakim, Sosyal, kültürel etkinliklere doğrudan ve dolaylı katkı sağlayabilen, Alanında yetkinlik kazanmış, nitelikli, iyi eğitilmiş ara insan gücünün yetiştirilmesidir.
Meslek Yüksekokulları uygulama ağırlıklı eğitim öğretim yapan, el becerisi ve uygulama yeteneği yüksek ara eleman yetiştiren yüksek öğretim kurumları olmalıdır. Bu okullarımızda gerçekleştirilen uygulamalı eğitimin yararları;
Teorik bilgileri yaşama geçirmek,
Mesleğin gerektirdiği iş kültürüne kolay uyum sağlayabilmek,
Yaratıcılık yeteneğini geliştirmek,
Sektörün gerektirdiği davranış özelliklerini kazanmak,
Mezuniyet sonrası iş için bağlantılar yapmak,
Çalışacak iş alanı hakkında bilgi sahibi olmak,
Okul-endüstri ilişkilerini geliştirmek şeklinde sıralanabilir.
Unutulmamalıdır ki, bu tür bir mesleki eğitimde başarı; işverenlerin, yöneticilerin ve eğitimcilerin aralarındaki işbirliğine hazır ve istekli olmalarına bağlıdır. Bir ülke için en kârlı yatırım, insana yapılan yatırımdır!..
Türkiye’nin her alanda rekabet gücünü artırabilmesi için, sahip ğu genç nüfusun çağın gereklerine uygun nitelikler ile donatılacak şekilde eğitilmesi zorunluluğu vardır. Eğitim öğretim programlarının bu yönde hazırlanması, uygulanması ve yeterli kaynak yaratılması önemlidir.
SEKTÖRÜN LOJİSTİK ÖĞRENCİLERİNE BAKIŞI
Sektörün Meslek Yüksekokullarının açılması ve işleyişi sürecinde aşağıdaki çarpıcı tespitleri çok önemlidir. Sektörün ağırlıklı konumlandığı yerler dikkate alınmamakta, Gerekli ihtiyaç analizi yapılmamakta, Sektörün talepleri değerlendirilmemekte, Programlar belirli ve özel bir amaç yerine, genel amaca hizmet edecek yapıda oluşturulmaktadır.
Kaçınılmaz sonuç olarak ise; Sektör istediği standartlara sahip, nitelikli ara eleman bulmakta zorluk çekmektedir. Üniversiteler ve Meslek Yüksekokulları sektöre kendilerini tanıtmada yetersiz kalmakta, Sektör beklediği nitelikte eğitim almış mezun bulamamaktadır.
Öğrenciler eğitim sırasında uygulamalı eğitim alamadıklarından sektörde staja veya çalışmaya başladıklarında makine teçhizat kullanımında, iş süreçlerinin takibinde sorun yaşamakta ve kendilerine güvenleri azalmaktadır. Meslek Yüksekokulları mezunları ara eleman olarak sektörde çalışmak istediklerinde istihdam sorunu ile karşılaşmaktadırlar. Bunun sebebi ise; Meslek Yüksekokulları mezunlarına ön yargılı davranılmakta ve aldıkları eğitime uygun olmayan işlerde çalıştırılmaktadırlar. Meslek Yüksekokulları mezunlarının görev ve sorumlulukları net olarak belli olamamaktadır.
ÖNERİLER
Sektör ve meslek odaları ve meslek örgütleri ile ortak danışma kurulları oluşturularak, kurumsal yapıda iş birliğine önem verilmeli ve çözüm ortaklığına gidilmelidir. Eğitim programları sektörün ve günün değişen koşullarına göre güncelleştirilmeli ve istihdam oranları, incelenerek istihdam oranı düşük programların sayısı azaltılmalıdır. Akademisyenler, sektörde mesleğinde uzman olan kişilerle ve sektör profesyonelleri ile iletişim halinde olmalı sektörde birlikte çalışmalı ve sektörün işleyişi konusunda deneyimlerini güncellemelidir.
Sektöre yönelik sertifika eğitimleri Meslek Yüksekokulları bünyesinde de verilmelidir. Meslek Yüksekokullarından donanımlı mezunlar bekleyen sektör, eğitim kalitesini artırmak için Meslek Yüksekokulları ile işbirliğine gitmeli ve gerekli desteği sağlamalıdır. Organize Sanayi Bölgeleri içinde bulunan mesleki eğitim merkezlerine benzeyen birimler, Meslek Yüksekokulları için de lojistik faaliyetlerin yoğunlaştığı bölgelerde kurulmalıdır. Teknoparklarda MYO-Sanayi işbirliğinin zemini hazırlanmalıdır.
Öğretim elemanlarının sektörde deneyim kazanmalarına yönelik yurt içi ve yurt dışı eğitimler alabilmelerine olanak verilmelidir. Öğrencilerin staj uygulamalarına ilişkin Meslek liselerine yönelik sağlanan olanakların, Devlet ve Vakıf ayrımı yapılmadan MYO’lara da sağlanması yönünde kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. MYO’ların tanıtımlarının daha iyi yapılabilmesi için tüm bu eksikliklerin ve sorunların ortadan kaldırılması yönünde çalışmalara hız verilmelidir.
Önerilere bakıldığında hiçbirinin imkânsız olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. MYO’ların tanıtılması ve cazibe merkezleri haline getirilebilmesi için bu önerilerden bir veya birkaçının hayata geçirilmesi dahi çok şeyi değiştirecektir.
Sonuç olarak; Sektörün mesleki eğitimi destekleme yönündeki yaklaşımının önemli bir göstergesi olarak, UND Lojistik Öğrencileri Zirvesi ğunu düşünüyor, bundan sonrası için de bu Zirve sonuçlarının daha verimli işbirliklerine zemin hazırlayacağını ümit ediyoruz.
Sabri Ergenecoşar
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu
Girişimcilik ve İşletme Kulübü Başkanı
Sektörün Ulaştırma ve Lojistik Öğrencilerine Bakışı
Dünyada son dönemde teknolojide, yönetimde, anlayışta ve düşüncede gözlemlenen değişim ve yenilikler, insan faktörünün önemini artırarak farklı niteliklere sahip olmasında etkili olmuştur.