UND eski Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun UND ve UND Deniz ile ilgili yaptığı açıklamaların ardından UND yönetimi İstanbul’da faaliyet gösteren üyeleri ile bir araya gelerek konuya açıklık getirdi. Toplantının ardından UND yöneticileri basın karşısına çıkarak açıklamalarda bulundu. UND Başkanı Özmen, “Önümüze tertemiz bir UND Deniz koymadılar ama biz temizledik” .
UND Başkanı Engin Özmen ve Genel Sekreter Fevzi Çakmak, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte sektör basına açıklamalarda bulundu. Gündemin UND Deniz olarak oluşturduğu toplantıda Başkan Özmen, kendilerine yöneltilen eleştirilere bir bir cevap verdi. Özmen, şöyle konuştu:
Yanlış bilgi, dezenformasyon kötü bir şeydir. İnsanları yanlış yönlendirmek iyi bir şey değildir. Doğruyu biliyorsanız, söylemelisiniz. Bir kere sizden önceki sektördeki arkadaşlara şunu ifade ettim. Bir başkan, bir yönetim kurulu ne şartlarda olursa olsun başında bulunduğu yada yönetim içinde bulunduğu kurumlara ekonomik desteği tek başına vermemeli!.. Verirse bunu işte her yerde söyler, ben yaptım diye de sektörden alacaklı duruma geçer. Bana göre başkanlar ve yönetim kurulu üyeleri içinden çıkacakları sorunların çözümünü üretmelidir. Çetin Başkan’ın UND Gürbulak ve UND Deniz ile ilgili borçların ödenmesi noktasında; UND’nin Gürbulak’taki hissesi yüzde 86’dır. Gürbulaktan para kullandırdığı doğrudur.
NUHOĞLU’NUN ALACAĞI 350 BİN TL’DİR
Bu kullandırdığı paranın bir kısmı yurt dışı kaynaklıdır ve o yurt dışı kaynaklı krediye de kefil olmuştur. Kefaleti vardır. Dolayısı ile bir para verilmesi söz konusu değildir. Bir kefalettir. Söz konusu olan 3 milyon 200 bin Dolar Yapıkredi Bankası kanalıyla Hollanda’dan kullanıldı ve burada bir kefaleti var. Bunun karşılığı UND’nin kaynaklarında vardır. Ben geldiğimde Çetin Başkan’ın Gürbulak’tan nakit alacağı 500 bin TL civarında idi. (20 Kasım 2012) Dün itibarı ile 350 bin TL’ye düşmüştür. Kapıkule’deki UND Gürbulak’ın arsası satılmıştır o arsadan gelen paralar ile alacağının bir kısmını tahsil etti bir kısmını da dün alarak kalan miktar 350 bin TL nakit alacağı vardır.
NASIL TOP OYNANDIĞINI BİLİRİM
Ben İstanbul Zeytinburnu’nda doğdum. Yani mahallede dünyaya geldim. Dolayısı ile mahallede top oynamanın ne demek ğunu bilirim. Mahallede top oynayan çocuklar birkaç sınıftır. Bir tanesi gerçekten Çetin Beyin tarif ettiği gibi zengin çocuğudur. Futbol topu tek onda vardır. Takımı o kurar. İstediği , mağlup ğu topu alıp gider. Fakat bu zengin çocuğunun bir şeye ihtiyacı vardır!.. O top ile oynayacak takım arkadaşlarına ihtiyacı vardır!.. O takım arkadaşları da hiç değişmez!.. Kendine göre oluşturur. O takım arkadaşları ile oynar.
Bir çocuk daha vardır mahallede. O da mahallenin arsız, şımarık, yapışkan, kavgacı çocuğudur. Fakat kimse o çocukla oynamak istemez. Hiç kimse takımada almak istemez!.. O çocuk her bir maraza çıkarır. Kavga çıkarır. Ağlayarak gider, büyüklerine şikayet eder diğer çocukları!.. Ondan sonra derki; beni oynatmıyorlar. Beni takıma almıyorlar. Şimdi o çocuğu da unutmamak lazım… Ben zengin çocuğu değilim ama her hep takımda oynadım!..
AĞIR HAKARET
UND Deniz’in, Un Ro-Ro’ya peşkeş çekildiği hakkında sektöre başkanlık yapmış bir başkanın, mevcut başkana ve yönetim kuruluna bu kadar ağır hakarette bulunma hakkı olmadığı gibi böyle bir şeyi yakıştırmış olmasını da çok üzülerek karşılıyorum. UND Deniz’in batması ile ilgili olarak Rekabet Kurumu’na yapılan şikayet neticesinde, Un Ro-RO’nun 841 bin TL ceza aldığı ortada. Bu ceza ile ilgili UND Deniz’e ya da UND’nin kasasına girecek bir kuruş yoktur!.. Bu para devlete ödenecek cezadır. Bu cezanın çıkmış olması, UND Deniz’in bir tazminat hakkı açmasına ön getirmiştir.
HER ZAMAN DAVA AÇILABİLİR
Biz UND Deniz’in yetkisizce, mevcut yasal yönetim kurulunun bilgisi olmadan açılmış olan davanın geri çektirilmesi konusunda çok ciddi çaba sarf ettik. Ve bugün UND Deniz’in yetkisi olmayan yönetim kurulu üyelerince açılan davanın geri çekildiğini söyleyebilirim. Bu davanın geri çekilmiş olması, davadan vazgeçilmiş olması anlamına gelmiyor!.. Davayı terk etti anlamına gelmiyor!.. UND’nin, UND Deniz’in önünde her Un-Ro-Ro aleyhine tazminat davası açma hakkı saklıdır, vardır. Her açabilir. Bunun şartları vardır!..
ANCAK ŞARTLAR YERİNE GELDİĞİN ZAMAN
Un Ro-Ro ile bu yönetimin yapmış ğu bir hisse opsiyon satış anlaşması vardır. O opsiyon satış anlaşmasına göre bu davaların açılabilinesi için belli süreçleri takip etmek lazım. Yangından mal kaçırır gibi daha kesinleşmemiş bir karar ortada yokken, bu protokolü bozmak adına bu davalar açılır ve yetki gaspı yapılırsa, bu yetki alanlarında kendi yetkilerini kullanmak adına her türlü yasal işlemi yapma hakkı vardır!.. Bu yönetim onun içindir ki açılmış o davayı yok saydıracak karar aldı. Bugün UND Deniz tarafından Un Ro-Ro aleyhine açılmış bir dava yoktur. Açılma ihtimalide ortadan kalkmış değildir. Bunun şartları vardır. Bu sektör temsilcilerimize anlattık. 19 Ocak’ta Wow otelde yapacağımız genel kurulda da bu şartlar konuşulacak. Şartlar yerine geldiği taktirde 70 milyon TL alacak idda edilen tazminat hakkının alınması gündemr.
BİZ KAVGACI DEĞİLİZ
Bu yönetimin her hangi bir şekilde kavga etmesi söz konusu değildir .UND’nin üyeleri arasında özellikle RODER’le birleşmeden sonra yaratılan sinerji ile tek çatı örgütü UND’nin kabulü herkes tarafından gözüküyor. Dolayısı ile UND artık yabancı paydaşları ile de Avrupa da Orta Doğu’da Asya da ki nakliye dernekleri ile sıkı ilişkiler içerisinde… Bakın Ürdün’deki Arap Birliği nakliyecileri ile yapmış ğumuz toplantılar neticesinde çok mesafeler kat ettik. Aralık ayında da buraya gelecekler. Irak’taki, Almanya’daki Türk nakliyeciler bir sinerji yarattı. Dünyadaki meslek örgütleriyle olan ilişkilerimizi güçlendirdi. Kavganın kimseye yararı olmadığını biliyorum. Kavgaları bitiren, barıştır. Barışın dili farklıdır. Dolayısı ile sektördeki huzur ve sükûnu sağlamak için barış dilini kullanmak gerekir. Barışçıl mesajlar vermemiz lazım. Bu mesajları medya üzerinden vermememiz lazım!.. Bu mesajları insanlar kendi medeni cesaretlerini ortaya koyup gelip kalabalıkların önünde anlatmalılardır diye düşünüyorum. Ben sektörün içerisindeki manikülatif yapıların dışında bir çatlak ğu düşünmüyorum.
HEM SEKTÖRÜ HEM ÜLKEYİ DÜŞÜNDÜK, BORCU ÖDEDİK
UND Deniz’in yurt dışına olan borçlarını ödemeseydiniz, alınmış olan tedbir kararına uyarak hiç ödeme yapmasaydınız UND’nin ve diğer Türk iş adamlarının yurt dışında yapacağı yatırımlarda bir güven kaybı olurdu. Tolun Limanı’na 1milyon 800 bin lira borcunu ödemediğiniz dönemde arabaların limandan çıkmadığını, araba sahibi arkadaşlarımıza limandan telefon gelip “arabanı indirme buraya araban yanar kaybolur çalınır ben bunun sorumluluğuna girmem” ğini biliyoruz. Bugün Marsilya limanında arabalarınız gayet güvenli giriş çıkış yapıyor. Türkiye’ye ro-ro gemileri şirket kurun diye gelip gidiyorlar. Niye geliyorlar? Batsanız da sizin sözünüz yerine geliyor kimseye zarar ettirmiyorsunuz diyorlar. Ama siz bir tedbir kararı aldınız diye herkesin borcunu ödememek gibi bir konuma getirirseniz, hem sektörü hem ülkeyi dış pazarlarda zor duruma bırakırsınız. Bir başkanın bir yönetim kurulunun bu hassasiyeti göstermesi lazım!... Dolayısı ile Çetin Başkan’ın 5 yıllık tedbir, iflas erteleme kararı aldım ği noktada da orda bir bilgiyi düzeltmemiz lazım!..
SEN NEYMİŞSİN BE ABİ
Çetin Başkan’ın “ben ter temiz bir UND Deniz teslim ettim onlara. 5 yıllık iflas erteleme kararı aldım verdim onlara” ğinde şimdi burada şunu sorarlar; sen kimsin abi derler. Ne kadar güç var sende her şeyi bir seferde yaptın ve teslim ettin!.. O sorumluluğuna da katlanman lazım!.. Zararı da sen ettirdin derler adama!.. Bu zararı da kendin kapattıysan!..
MİLLETLE OYNUYORSUN
Tertemiz sayfa ile teslim ettiysen sen neden haciz getirttirdin? Bu kadar güç kuvvet vardı elinde bilgisayarları söktürdün bunun üzerinden de mesaj gönderiyorsun!.. “Telefon açtım geri getirdiler” O ben bundan şüphe duyarım!.. Demek ki sen milletle oynuyorsun!.. Gücünü kanıtlamak istiyorsun! Maksat giden bilgisayarları getirmek değil, onları götürtmemek, göndermemek!.. Başkanlık bunu gerektirir!
İFLAS ERTELEME BİZİM DÖNEMİMİZDE ALINDI
UND Deniz’in iflas erteleme kararı, Çetin Bey’in temiz sayfası ile bize gelmedi. İflas erteleme kararı Celal Doluel’in önerisi ile avukat Burhan Asaf Şafak tarafından mahkemeye açılmış bir davadır ve o davanın sonucunda iflas erteleme kararı alınmamıştı. Ben başkan ğumda başvurusu vardı! İflas erteleme kararı, bu yönetim ında alınan bir karardır. Karar tarihi 13 Agustos 2012 ve süresi 1 yıldır. Yasal olarak 5 yıl süre yoktur! İnsanları kandırmamak lazım. Süre 13.8.2013’te bitecektir. Şuanda UND Deniz’in hiçbir kimseye borcu yoktur. Bir kaç nakliyeci arkadaşlarımızın bonus biletlerinden kaynaklı alacakları ile ilgili bir alacak var. Bir iki banka hesabında da bloke vardır onun dışında borcumuz yoktur.
BORÇ SADECE UND’YE
Kayım Hasan Bey her ay UND Deniz’in hesaplarını inceler ve raporlarını yazar. En son yazdığı raporda yasal olarak UND’nin yapması gereken bütün işlemler yapılmıştır. UND Deniz üzerinde iflas erteleme kararı sonuna kalmadan bile hakim tarafından artık iflas erteleme işlemi olmayacak pozisyonda görülüyor. Çünkü hiç kimseye borcu yok. Yalnızca borcu %99 ortağı olan UND.
Eğer 19 Ocak 2013 tarihinde yapılacak genel kurulda alacağından vazgeçtiğini beyan edip bir yazıyla UND Denize bildirirse, UND Deniz’in büyük ortağına da borcu kalmayacak. Dolayısı ile iflas erteleme diye bir şey yok ve o iflas ertelemenin getirdiği şartlar ortadan kalkacağına ve tasfiyeye gidecek ve şirket kapanacak.
UND YÖNETİM ŞEKLİ BELLİ
UND’nin yönetim şekli belirlenmiştir. Kalite güvence sisteminr. Dolayısı ile bu kalite güvence sisteminin gereği olan yönetim şeması halen işlerdir. Biz en son yönetim kurulu olarak 2012 yılında yeni bir deka firması ile bir anlaşma yaparak kalite güvence sistemimizi yeniden işler hale getirdik. Anlaşmaların tarihi bittikçe uzatıyoruz.
YETKİ GASBI YAPTILAR
UND Deniz %99 hissesi UND’nindir. UND Deniz’in yasal yönetim kurulu üyeleri vardır. Siz yasal yönetim kurulu üyelerinin açmadığı bir davayı, sizin bilginiz dışında yetki gaspına uğramanız karşılığında bu davayı geri aldırmaktan başka yapacak bir şeyiniz yoktur. Dolayısı ile yetkili organları tarafından açılacaksa bu dava açılır! Yetkisi olmayan, yetkisini gasp ederek insanların açılacak davaları bu şekilde geri çekerler. O yönetim kurulu çok onurlu bir davranış yaptı! O günkü kararı ile 20 tane yönetim kurulu üyesinin imzası var bu dava geri çekilmeli, açılacaksa genel kurulda alınacak karara göre bu dava açılmalı diye. 17 Ekim’de avukata yazılı talimat gönderiyoruz şirketin yasal temsilcileri Bahattin Karakuş ve Tamer Türkel’dir diye. Onlardan habersiz işler yapmayın diyoruz. Ayın 18’inde dava açılıyor, 19’unda avukat bize ben dava açtım diye mektup gönderiyor. Şimdin buradan ne çıkartırsınız siz?
YETKİMİZİ SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ
Avukat yazılı talimatla dava açtım diye savundu. Avukata sorduk. Sana yazılı talimatı kim verdi k. Henüz cevabı gelmedi ama cevabı gelirse bu yetkiyi gasp edenleri bu sektörün önünde mahkemeye vermekten başka çaremiz yok. Ben aldığım yetkiyi sonuna kadar kullan, cesareti olan bir arkadaşınızım ki; bu yönetim kurulunun ı da onurludur, yetkisini kimseyle paylaşmaz.
VER PARAYI, AÇ DAVAYI
Hayatımızda hiçbir şekilde sektörü ve insanları bağlayacak bir imza atmadık. UND Deniz’e açılacak davanın şartları bellidir. Bugün arkadaşlarımıza anlattım. Bir kere de sizin üzerinizden anlatayım bunu. UND satış vadi sözleşmesinde olan madde; UND veya Un Ro-Ro bu sözleşmeden vazgeçme hakkına sahiptir. Hangi taraf bu sözleşmeden vazgeçerse 500 bin Euro tazminatı vardır. Bu tazminatı öğiniz gün bir birinizden ayrılırsınız. Şimdi bunu kısa geçiyorum ama daha detaylı verebilirim. Un Ro-Ro aleyhine herhangi bir dava açılmayacak değil. İki dava vardı vazgeçildi. Rekabet Kurumu’nun vereceği karar bu protokole şamil değildir. Ama bundan sonra biz ortağımız olan UN Ro-Ro ile herhangi bir dava açma konusunda beyanımızı beyan ettik. Biz Un Ro-Ro aleyhine dava açmayacağız k. Dava açarsak da hangi şartlarda açacağımızı yazdık. Bugün herkes söylüyor Un Ro-Ro aleyhine dava açalım 70 milyon tazminat var alalım. Bütün zararı karşılayalım diyorlar. Evet, bende söylüyorum açalım davayı diye. Benim Un Ro-Ro’nun hisse satışından aldığım para 3 milyon 250 bin Euro’dur. 3 milyon 250 bin Euro para bugün sözleşmeyi fes ettiğinizde yüzde 2 faiz artı 500 bin Euro tazminatla geri verilip hisselerle ilgili herhangi bir sorun kalmaz. Ama bu şirketi isteyen varsa versin 4 milyon Euro’yu, verelim Un Ro-Ro’ya kapatalım borcumuzu. Açsın davayı, alsın 70 milyon lirayı. 7 kat para kazanma imkânı var öyle ya. Buyurun alın. İstediğin gibi de dava açarsın.
UN RO-RO’DAKİ HİSSENİN DEĞERİ KORUNDU
Un Ro-Ro’daki 1.2 hissenin kullanım hakkı UND’de değildir. Hiç kimseye satamazsınız. Bankaya teminat gösteremezsiniz. Hakim ortak kar payı öder, ödemez o yönde tasarrufunuz yoktur. Dolayısıyla bu hisseyi büyük ortaktan başka birine satma şansınız yok. O da isterse alır, istemezse almaz. Bu anlaşma bizim büyük ortağımıza kendi hissemizin ını satabilme yolunu açtı. Dolayısıyla 15 milyon Euro’ya sattık protokol gereği hissenin ını. Hissenin nominal değeri yani bugünkü değeri 9 milyon 566 bin TL’dir. 4 milyon 200 bin Euro yapar. Evet, Un Ro-Ro hisselerimizin üçte birini 5 milyon Euro’ya, üçte ikisini de çıkış yaparken eğer hissenin değeri 9 milyon Euro edecekse 10 milyon Euro vermeye, eğer 12 milyon edecekse 12 milyona satmamıza müsaade etti. Bir barem oluşturduk orda. Çünkü bize söyledikleri şirket kar ediyor, karlılığı yükseliyor hissenizin değeri şu çizgi olacak ğinde 10 milyona fiksledik. Yani hisse o gün 6,5 milyon ediyorsa Un Ro-Ro bunu o gün 10 milyondan alacağını taahhüt etti. Süreç ise 1,5 yıldır. Eğer hissemiz 12 milyon ediyorsa, hisseyi bir başkasına satacağız veya ona satacağız. Borsaya açılırlarsa veya şirket buradan çıkarsa diye söylüyorum. Şirket sürekli borçlanıyor. Bugün yeni gemi aldılar 27 milyon Euro’ya. Ne dağıtacak? Para mı dağıtacak?
Bunlarla ilgili bana sorarsanız Un Ro-Ro’ya haksızlık yapmış oluruz. Un Ro-Ro bir yabancı sermaye kuruluşudur. Bu fonların gittikleri ülkelerden çıkma veyahut ta kalma sürelerini kendileri belirlerler. Dolayısıyla burada benim yarın demem, 1,5 sene söylemem, onların kendi planladığı tarih 1,5-2 yıl içinde çıkmak. Konjektör olur çıkmaz şimdiye kadar çıkacaklardı, gelirken o şartlarda gelmişlerdi ama bize söylenen öngördükleri tarih 1,5 sene içinde olacaktır. Bu sattığımız hisselerin karşılığı 5 milyon Euro’yu UND Deniz’in tüm borçlarının ödenmesinde kullandık. 3 milyon TL’lik Gürbulak’taki yatırımı bu kaynaktan yaptık. KDV ile 4’ü buldu. UND’nin kendi kullanımı içinde 1 milyon para kaldı. Onu da periyotlarda alıyoruz Un Ro-Ro’dan.
UND’Yİ TEDARİKÇİDEN KURTARDIK
Şimdi tabi o yazıda şöyle bir konuşma geçiyor: “başkanlık çok tehlikelidir ve insana avantaj sağlar. Dolayısıyla sektörün içerisinde bir müşteriye gittiğinde hem başkan olarak hem de firma sahibi olarak fiyatı düşersin avantaj sağlarsın.” Tersten okuyoruz. Sektörün başkanı, sektörün içerisinden olmamalıdır. Sektöre tedarik sağlayan tedarikçilerden olmalıdır. Şimdi bunu ben böyle okudum. Dünyanın hiçbir yerinde sektör örgütlerinin sektörün dışından yönetildiğini ben görmedim. İlk örnek UND idi. Onu kurtardık. İnşallah bundan sonra sektöre tedarikçilerden başkan olmaz. Benim kişisel tavsiyemdir. Ben bunu böyle algıladım.
İCRA KURULU BAŞKANI VE ANKARA TEMSİLCİSİ İSTİFA ETTİ
Bir kere yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyeleri çalışacağı arkadaşları kendi belirleme özgürlüğüne sahiptir. Siz bir arkadaşla çalışır veya çalışmazsınız. Bu başkanın inisiyatifinde ve yetkisinr. Arkadaşlarla yolunuzu ayırdığınızda suçlanmak, niye bunlarla çalışmıyorsunuz demek yanlış bir şey. Doğru değil. Kaldı ki Çetin Başkan’ın bahsettiği İcra Kurulu Başkanı Mine Hanım yaklaşık 12 yıldır dernekteydi ve Mine Hanım istifa etti. Mine Hanım tüm özlük haklarını almıştır. Ben başkan m yönetim kuruluyla beraber tek bir icra kurulu başkanı Mine Hanımla birlikte çalıştık. Mine Hanımdan sonra başkan yardımcısı Melike Hanım icra kurulunun vekâleten başkanlığını yürütüyor. Çetin Bey 4 başkanla çalıştı. Yani bunu nasıl izah edersiniz. Ben anlamadım. Bunun üzerinden tartışma açmayı. Bunlar çok sığ şeyler, çok ayıp şeyler. Konuşulacak şeyler değil.
Nejat bey 40 yıldır dernek kurulduğundan beri UND’nin çalışan bir arkadaşımız. Nejat Beye saygım son derece fazladır. Nejat beyi çok seviyorum. Nejat beyle konuştuğumda kendisine şunu söyledim: Nejat abi sizinle bir pozisyon değişikliği yapmak istiyorum. Siz UND’nin geriye dönük hafızasınız. Her şeyi biliyorsunuz. Danışman olarak şu odayı tahsis edeceğim. Şu kadar ücret vereceğiz. UND’nin danışmanı olarak kalmanızı rica ediyorum. Ben UND’ye daha vizyonu geniş, daha genç, ilişkilerini daha iyi yürütebilecek genç birini istiyorum. Bana yardımcı olacaksınız m. Yalan diyebilir, doğru diyebilir. Ama benim kendisiyle konuşmam budur. Çünkü bunu söylemek biraz tuhaflık arkadaşlar ya. 40 yıldır bir adam birisini yetiştirmez mi yanın da! Bir alternatif yaratmaz mı? Nejat bey ayrıldıktan sonra Nejat Bey’in yanında olan Necla Hanımı yine o görevde kullandık. Dışardan birini getirmedik. Şimdi bunlar doğru şeyler değil.
Profesyonel yöneticilerin ayrıldıkları çalıştıkları işyeri hakkında basın üzerinden veyahut ta ikili ilişkilerde kötü şeyler söylemek, onlarla ilgili ilişkileri deşifre etmesi profesyonelce bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla siz profesyonelce yaklaşıp 12 yıllık üst düzey yöneticiyseniz, ayrıldığınız kuruma olan aydiyet bağınızı veyahut ta saygınızı susarak gösterirsiniz. Konuştuğunuz bundan sonraki hayatınızda yeni işler ve o pozisyonları bulamazsınız. Bir üst düzey yöneticinin de bu tür işten ayrılan arkadaşları ile herhangi bir yorum yapması ne uygundur ne doğrudur. Çok ayıp bir şeydir. Kaldı ki Nejat bey de Mine hanım da dernekten istifa etmişlerdir. Tüm özlük hakları ödenmiştir. Bu yönetim kurulumuz iki arkadaşımıza da emeklerinden dolayı teşekkür etmiştir. İkisi de gelip plaketini almamıştır.
YÜKSEK İSTİŞARE BENİM DÖNEMİMDE TOPLANMIŞTIR!
Bu haberi duyduktan sonra çalışma yaptırdım. Yüksek istişare kurulu kaç kere toplanmış, tutanakları nerde diye. Net söylüyorum. İki sefer yüksek istişare kurulu toplanmış, ikisi de bizim ımızda. Yani bu yönetim kurulu ında İstişare kuru davet edilmiş, toplanmış ve tutanakları var. İstişare kurulunun toplanma şekli bellidir. Kalite sisteminden, kalite yönetiminden bahsediyorsak bu zincirin ını bilerek konuşmak lazım!. İstişare kurulu, yönetim kurulu başkanının yetkisinde olmayan bir kuruldur.
İstişare kuruluna başkan tarafından 5 üye atanır, başkanı kendi içerisinden seçilir ve örgüt temsilcilerinden de insanlar olur. Burada yazılı. Dolayısıyla istişare kurulunu toplantıya davet etmek benim yetkim ve görevimde değildir. Şuan ki istişare kurulu başkanı Tamer Dinçşahin’dir. Yani bir önceki dernek başkanımızdır. Tamer Dinçşahin 2 sefer yüksek istişare kurulunu toplantıya davet etmiştir, ikisinin de toplantı tutanakları dernektedir. 3’üncü davetine icabet olmadığı için toplantı yapılamamıştır. Ne istiyorlar ben anlamadım ki? Yetkiler burada buyurun okuyun.
DERNEKÇİLİK EKİP İŞİDİR
Yönetim kurulu 2 yıllığına seçilir. Biz 22 ayımızı ladık ve olağan kongremiz 19 Ocak 2013 tarihinde Wow Otel’de yapılacaktır. Yönetim kurulu 19 Ocak’a kadar görevinin başındadır. Bir başkanın tek başına ben adayım deme lüksü yoktur. Bu bir ekip işidir. Ekip mantığıyla çalışılır. Dolayısıyla henüz yönetim kurulumuzla kongre kararı almamıza rağmen bu yönetimle devam edip, etmeyeceği masaya yatırılmadı. Eğer ben adayım desem benden başka 21 tane yönetim kurulu üyemiz biz aday değiliz dese ben ne yapacağım. Dolayısıyla bunları faşizan bir yapıyla dernek yönetmediğimi anlatarak ifade ediyorum aslında. Bu ekip mantığıyla yürütülen bir iştir. Siyasette ekiple yapılır. Cemiyetçilikte ekiple yapılır. Yönetim kurulu kararını verir, başkan devam edeceğiz sende gitmeyeceksin der başkanın seçme şansı yoktur. Başkan, başkanlık yapar. Veyahut ta yönetim kurulu karar alır başkan sen, sen ayrılıyorsun, biz devam edeceğiz, sen destek vereceksin der. Bu gelenekler sürdürülmeli sivil toplum örgütlerinde.
Birisinin ben seni atadım. Sen yönetim kurulu başkanı seçildin demesine; Ben 284 oyla seçildim. İstediğin gibi mi seçildin dersen hayır. İnançların doğrultusunda mı seçildin hayır. Ama görevi aldıysam arkadaşlarımla layıkıyla yapıyoruz.
Pazarlık lafı çok çirkin bir laftır. Özellikle Hakan Keleş arkadaşımla benim veya benim onunla kıyaslanmamda doğru değil. Çirkin. Yakışık almaz. Kişilerin birbirleriyle kıyaslanması hele basının önünde, sektörün önünde kıyaslanmasını ben kabul etmem. Hakan Bey’den ben özür diliyorum eğer böyle bir kıyas yapıldıysa. Ben süreci anlatacağım.
Benim olmadığım, 7 kişinin ğu Ekol Ahmet’te o toplantının içerisinde. 7 kişi, Çetin Bey’de dahil onların içinde. Borsa Lokantasında yemek yerken sektörün RODER ile olan birleşmesinden kaynaklı bir tarafsız başkanın bu işi daha iyi götürebileceği konusunda mutabakata varıyorlar. Diyorlar ki, UND Deniz’in faaliyetlerine devam edebilmesi için o zararın kapatılabilmesi için siz Ro-Ro’yu en çok kullananlar kendi başkanızı seçerseniz çok daha uygun olur diye bir konuşma yapılıyor. Şimdi bu toplantıda da isimler geçiyor.
ENGİN ÖZMEN’İ BAŞKANLIK İÇİN ÇETİN NUHOĞLU ÖNERDİ
Bunun o günkü toplantıda yer alan Ekol Lojistik’ten Ahmet Musul, söz alarak UND’nin şimdiki başkanı Engin Özmen’i Çetin Nuhoğlu’nun önerdiğini söyledi. Ahmet Musul, şöyle konuştu:
İsterseniz orayı ben devam edeyim. Hakan Bey’in ismi geçmedi. Başkanlıkta buradaki temel amaç iki farklı derneği birleştirmek için yapıldı. O anlamda başkanlığın yüksek olmak yerine yönetimin güçlü ve tek adam hakimiyetinin olmayacağı bir yapı oluşturmak istendi. Çetin Bey’in önerileri doğrultusunda ki; kendisine o denem için katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Oradaki konuşmalarda Ekol gibi Mars gibi Çoban gibi büyük şirketlerin sahiplerinin adı geçti fakat bizim içimizde hem büyük olup, hem de faaliyeti olarak operasyonun içerisinde olmayan tek Engin bey’di. O yüzden Garip Bey önermedi Çetin Bey’in kendisi önerdi Engin Bey’i. Garip Bey’de “Ben bu konuda onun adına bir şey yapamam. Kendisiyle konuşur dönerim” . Ve dolayısıyla konu Engin Bey’de mutabıkta kalındı. Kendisi de davetimizi kabul etti. Bunun ilgili spekülasyonların yapılması kusura bakmayın ama çok çirkin. Bu bir pazarlık söz konusu değildir. Ancak öneri olabilir.