Merhabalar değerli okuyucular; birkaç gün önce çok uzun olmasa da uzun sayılabilecek bir seyahatim oldu. Gidiş dönüş özellikle farklı firma, farklı güzergâh tercih ettim. Tercih sebebim ise gözlem ve analiz yapmak idi!..
Otobüse bindiğimde ilk göze batan tespitim, çok kolay olan maalesef otobüsün doluluk oranıydı. Acı gerçek kendisini hemen belli ediyordu!.. Doluluk oranı % 12… Kendi kendime Dakka bir, gol bir dedim…
Sonra hemen koltukların şıklığı, güzelliği, zarafeti, dik duruşları “işte ben buradayım, buradayız” diyordu... “Fakat boş değiliz, biz hepimiz doluyuz siz böyle görüntüye aldanmayın” diyorlardı... Çünkü hepsi kariyer sahibiydiler. Karakterleri açısından ise bir daha tirajı yüksek mesleki karakterlerle doğrudan ilişkili ahlak ve ticaret kurallarının buyurduğu çizgide kalıyoruz, felsefemiz ise çok enteresandı. Biz paraya pula önem vermiyoruz makama da vermiyoruz. Çünkü biz yaylı koltuk değiliz, onlardan farkımız ise onlar çok kazanıyordular. Nerede o yaylı koltukların yolcusu, keşke o yayları kırılanlardan olsaydık.
Artık dayanmıyoruz biz koltuklar boş seyahatler yapa yapa alzheimer hastası olduk… Boşluktan kafalarımız sallanıyor… Ellerimiz titriyor, artık yeter! Ayıptır… Günahtır… Kim ne yapacaksa yapsın!... Şu şoförü de bir dinler misin? Ben anlatayım: istirahat bile etmiyor!... Kara kara düşünüyor. Ne olacak? Neye önem vereceğimizi, ne yapacağımızı bilmiyoruz!.. Para, pul, tahsil, makam, kariyer, bilgiçlik, bilgelik nedir? Bu söylemler, kurtuluş nedir? Kimdir? Artık çözüm bulsunlar bu işe!.. Hani dernekleriniz, federasyonlarınız yok mu? Onlara bir söyler misin? Biz çağı nasıl yakalamışsak, onlar çağ için ne düşünüyorlar?
Bireyselcilerin ve sektörün tamamının kurtarılması açısından, toplumsal olarak iletişim olgusu kuramıyorlar mı? Onlarda bizim gibi doluluk oranları %10’la mı gidip geliyorlar? Ama yinede yaz sezonunda, bayramlarda, onların da işi bizim gibi idare ederle mi avunuyorlar, avutuyorlar kendilerini? Birde sektörün temsilcilerine söyler misin ne olur bizim biletlerimizin satıldığı yerde ne olur uçak bileti satmasınlar?
Sonuç olarak şoför anlatıyor: Abi onlara söyler misin; onlar hiç gecenin ıssızlığında direksiyon başında giderken tarifsiz dertlerle dolduklarında ne yapacaklarına bir türlü karar veremedikleri anlar yaşamışlar mı? Onlar hiç dertlerden gözleri açıkken bile görmedikleri olmuş mu? Onlar hiç yatarken bile gözlerinin açık olduğunun farkını yaşamışlar mı?
Kim, hangi koltuklar çözecek? TOF, TOFED sektörün statüsü ne olursa olsun çözüm, çözüm, çözüm nedir? Bence yine söylüyorum: Hep yazmak ve söylemek işte çözüm bu kelimelerden ibaret maalesef!... YİNE YOLUNUZ AÇIK, GÖZLERİNİZ IŞIK, CEPLERİNİZ BEREKETLİ OLMASI DİLEĞİYLE HOŞÇAKALIN, DOSTÇA KALIN.
Turgay Saraçlı
E-mail: turgaysaracli@hotmail.com