Önce, “çocuktan al haberi” faslından; bir gözlemi aktaralım: Avukat bir yakınımız, 4-5 yaşlarındaki oğlu yanında, özel otosuyla Hendek’den İstanbul’a gelmekte. Hereke’ye yaklaşılırken, çevreyi seyreden oğlu, heyecanla birden annesine bağırarak bir haber verir:
“Aaaa!... Anneciğim, bak! Kayaları hapsetmişler! Ama, nedeeenn?!...”
Arkadaşımız, oğlunun işaret ettiği tarafa bir göz atar: Yamaçlardaki kayaların üzerine tel örgü atmışlar ki, yerlere, yollara düşmesinler… Çocuğuna da bunu açıklar.
Sonra bize açıklar:
“İtiraf edeyim, oradaki tel örgü dikkatimi hiç çekmemiş. Çocuk bile güzel bir târif üretti. Hayran oldum.”
Burada, dikkat edilmesi gereken çocuğun gözlemi ve gördüğü karşısındaki tanımın gerçekliğidir.
…
Aşağıda bir son haber var. Son oluşu, kendi benzerleri hakkındadır.
Özeti ve başlığı şu:
“Yamaçdan kayalar düştü, minibüs devrildi; 11 yaralı 18 Eylül 2013 Haber 7 dha
Artvin'in Hopa İlçesi Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yamaçtan kopan dev kaya kütlelerinin çarptığı yolcu minibüsü kontrolden çıktı, deniz kıyısındaki kayalıklara düştü. Olayda 11 kişi yaralandı….”
…
İlgililerden aldığımız bilgilere göre; “Bu yolda bu tür olaylar sıkca oluyor. Heyelân bölgesi imiş, amma levhalar da varmış!”
Sn. Genel Müdürüm;
• Bu levhalar, sihirli midir? Sihirliyse, sihri neresindedir?
• Yani, kayalar düşerken, yolu kullananları korur mu?
• Korursa, nasıl korur? Dua mı? Şemsiye mi? Durur gibi adım adım gitmek mi gerekir?
• Bu son olaydaki ve önceki benzerlerinde, neden korumamıştır? Sır, ya da –püf- noktası nerededir?
• Son kullanma tarihleri mi geçmiştir? Geçmişse, değiştir(t)in!
• Yoksa, şarjları mı bitmiştir?
• Bittiyse, şarj ettirin!
Belki güneş enerji sistemi takılabilir; yerinde ve sürdürülebilir şarj olur!
Ne bileyim, mühendis değilim ya!
Gerçi siz 74 milyon içinde beni de mühendis ilân ettiniz amma, ben –ilânınızla- mühendis olamadığımı düşünüyorum.
Belki siz aksini iddia edeceksiniz ve kuvvetlendirme için; yukarıdaki çocuğu da kendinize destek örneği yapacaksınız. Örneğin; “Ben söylemiştim, bu ülke tümüyle -Yol Denetim Mühendisi- demiştim…” diyeceksiniz.
…
Bu tür kaya haberleri hiç de az değildir. Sözde kaza haberlerini bir taratın, bakın karşınıza neler çıkacak?!
Hatırlar mısınız; Zap Suyu’na, Kelkit Çayına uçanları? Kaya altında ezilenleri, Trafik Kazası diye yutturularak okuduğumuzu? Hah; bunların kıyılarında bariyer yokluğunu da ve kayalar olmasa da buralara uçulduğunu?
Yoksa sizce bu minibüs, burayı -korsan otogaleri- mi seçti?
Soru(n): Bu kayaları hapsetmek, daha mı zor? Daha mı pahalı, Sn. Cahit TURHAN?
Ahmet Türkoğlu
E-mail: ahmetturkoglu55@gmail.com