Avrupa Birliği'ne üye olan ülkeler nelerden yararlanıyor? Avrupa Birliği’nin beş ayağı var; bir politik, iki fonlardan para almak, gümrük birliği serbest dolaşım hakkı, Avrupa Güvenlik ve Savunma Birliği. Bugün Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olsa, biz tam üye olduğumuz zaman birçok hakka sahip olacaktık.
Çünkü nüfusumuza göre parlamenterimiz olacaktı. Avrupa Birliği komisyonunda ise hatırı sayılır oyumuz olacaktı. Biz beş büyük üye ülkeden biri olacaktık. Avrupa Birliği’nde büyük söz sahibi olacaktık. Ama hayalden öteye gidemedik. Gitmemiz gerekir mi? Orası da ayrı bir tartışma konusu!..
Bizim içinde bulunduğumuz sektör gereği en önemli yarar gümrük birliği olacaktı. Ancak gümrük birliği bize yarar yerine zarardır demekten kendimi alıkoyamıyorum!.. Öyle bir önemli konu!.. Düşünün mevzuatında söz sahibi olmayacaksınız ama her halükârda tüm mevzuata uymak zorunda olacaksınız. Avrupa birliğine uyum yasaları çerçevesinde iyileşmeler de oldu tabi!.. Bunu da göz ardı edemeyiz!.. Bir çok alanda AB'ye ayak uyduracağız diye iyileştirmeler oldu ama yeterli mi? Hayır, yeterli değil.
Gerçekçi olalım. Bizi kimse Avrupa Birliğine almaz. Onlar başlamış halay çekmeye, biz onlara ayak uydurmaya çalışırken enerjimizi kaybedeceğiz belki ama en azından halay nasıl çekiliyor onu öğrenelim!.. Bu da kazancımız olsun. Hoş, halayı kültür olarak biz onlardan iyi biliriz…
Avrupa'dan sadece teknoloji, ileri demokrasi ve insan haklarını ithal edelim yeter. Gerçi cari açığımız büyüyecek ithalat sonucu ama yapacakta çok fazla bir şey yok ha bir eksik ha bir fazla. Ama bunun yanında örf ve adetlerimizden en önemlisi misafirperverliği ihraç edersek belki bizim TIR'larımıza öcü gibi bakmazlar!.
Türkiye, Avrupa Birliği için bulunmaz nimet. Yolunacak kaz gibi de görüyorlar. 50-60 yıldır bir Avrupa Birliği furyası Türkiye'de dönüp duruyor. Bu durum Avrupalı açısından ticaretin sürmesi, Türkiye için de siyasetin sürmesi anlamı taşıyor.
Bu durumun değişmesi yine bize düşüyor. İşin aslı Avrupa bize muhtaç iken, biz onlara muhtaç(mış) gibi yapıyoruz. Bu durum da sanırım Türkiye'nin ticari düşüncesinden değil, "siyasi" düşüncesinden kaynaklanıyor. Ancak olayı "siyasi" düşünmeye devam eder isek, heba olacağız. Bunun da kimseye faydası olmayacak!..
Caner Tan