Bu işin peşini bırakmayacağız! “Sayın” denilmesine alışmışlar; “sayın” lığa liyakat için çalışmalarınız başladı mı? Kaldığımız yerden devam ederken, sesleniş ve çağrılarımızı bu sebeple tekrarlıyoruz: 69 kişinin yakıcısı kim?
1. Dinle İçişleri Bakanı! 2-Dinle Ulaştırma Bakanı! 3- Dinleyin bu bakanlıkların üst bürokratları! 3- Dinleyin –bilirkişi- sıfatı taşıyanlar ve bilirkişiye ihtiyacı olan sözde bilirkişiler! 4- Dinleyin bilimciler! 5- Dinleyin hukukçular!
Böyle facialar cümlesini görmediniz, duymadınız! Dünya Trafik ve Hukuk Literatürüne geçecek bir yumak! Ne kadar “sayın” olduğunuz, bu olaydan çıkaracağınız derslere ve alacağınız tedbirlere bağlıdır! “İnsanların katli yetmemiştir, hukuk katli yoluyla, otobüslere de, yanan özel otoya da suçlamalar, tüyleri diken diken etmektedir.” demiştik.
…
Bilirkişiye ya da etiğe muhtaç bilirkişiler?
Suçlamacı bilir(kişi)lere de rastlamak varmış meğer. Tabii ki bu ilk değil! Bayburt’ da da 3 ölümlü bir otobüslü faciada, 10 yolcu ve otobüs şoförü ifadeleriyle, çarpan greyder operatörü tam kusurlu iken, bunlar dosyada iken; tam tersini yazabilen etiksizlere rastlamıştım. Hele biri de bir üniversitede bölüm başkanı titri de taşıyan Prof. Dr. kişi idi. Bu olayda da aynı durum kuvvetle düşündürülmektedir.
Tanker tarafının (taşınan gazın sahibi+taşımacı ve sürücü) kurtarılabilmesi için, “başka birilerini suçlu çıkarma” amacı doğrultusunda, kantarın topuzu saptırılmıştır. Otobüslere; “yolu kullanma suçu”? Evet, burada yaratılan suçlamanın anlamı budur! Bölge firmalarının 10 yıllardır kullandıkları yoldur. Yol çok kötüdür, amma itina ile seferlerini sürdürmektedirler (anarşi yolu kesmezse). Olay gecesi de 3 otobüs peşpeşe olay noktasına doğru yaklaşırken, hiçbir şeyden haberleri yoktur. En şanslı olan, en arkadaki otobüs ve içindekilerdir. Çünki o biraz daha gerilerdedir. Aradaki otobüs sürücüsü geriye koşarak, 3. nün sürücüsünü uyarır, geri kaçmasını söyler. O da buna uyar. Yanmaktan kurtulunur, amma patlama şiddetiyle camlarının patlaması ve bunların açtığı hafif yaralanmalar oluşur. Uyaran, önce yanmaktan, sonra da ölmekten kurtulamayanlar arasındadır. Otobüsçünün İş Güvenliği Yasasına aykırılığı=patlama/yangın sebebi? Suçlamalara bakınız:
1- Gaz sisine bilerek girmişlermiş=İntihar+yolcuları katletmek için!...
2- İnterneti ve/veya cep telefonunu kullanarak, yoldaki sisin niteliğiyle ilgili bilgi almamışlar ve buna göre tedbir kararlaştırmamışlar ve uygulamamışlar!
Tankerin devrilmesi ile patlamalı yangın arasında sadece 10 dakika vardır.
Su/nem sisi=LPG sisi? Hem “çok derin çalışma yapmış” görünen 2 makine mühendisi; ellerindeki LPG ve davranışları hakkındaki bilimsel metinde de; “LPG;
a- Tank içinde=basınç altında iken berrak (su gibi),
b- Havaya karışınca; şeffaf buhar halindedir halde” olur denilmesine rağmen,
c- Şeffaflaşmış LPG buharı; Su/nem sisi ile benzeşir miş, görüş mesafesini de yok edermiş gibi
d- Sanki radon gazı (deprem öncesi yeraltından çıkan gaz) gibi kızılımsı bir rengi varmış, ayırt edilebilirmiş gibi, ve bizim otobüs personeli de bunu farkettiği halde, “bile bile ölüm” demiş ve girmişler; buradan da olayın, yaklaşık yarıya yakın suçlusu görülmüşlerdir (toplamda %42). Özel oto da suçluymuş(!)
Aynı suçlama yanan ve sürücüsü de sonra ölen sürücü de “bile bile ölüm” dercesine bu sis(!)e girdiğinden ötürü suçluymuş. Nedense, onun suçu % 2 görülmüş. Tepe arkasından göremeyen askerî birlik de suçluymuş(!) Bu birliğe ben de gittim. Tepenin ön eteğinde tanker devrilme yeri, arka eteğinde birlik. Bir etekden, diğer eteği görebilmek imkânsız! Kendileri de gitmişler, konuşmuşlar. Daha bir zirvede de bir karakolu var bu birliğin. Bu bilirkişi(!)lerin kendi hayal/tahmin güçleri şöyle buyurmuş ve sözde rapora yansıtmışlar:
- Bu birlikte öyle donanım vardır ki, bu olayı ve sonuçlarını –gündüz gibi görmüşlerdir,
- Hele gece de olunca, daha net görmüşlerdir,
- Kopan gürültüyü, mutlaka duymuşlardır ve anarşik bir saldırı gürültüsünden ayırt etmişlerdir,
- Amma yine de yardıma gelmemişlerdir, tedbirler almamışlardır. Ve hükümlerini vermişler: Bu birlik de % 18 suçludur! Kim yalan söylüyor? Evet, ortada bir yalan var! Yalanın, yalancıları var! Dosyada “tapu gibi” bir belge var! İlçe Jandarmanın bilgi notu: “… tankerin devrildiği ihbarının saati: 23:50, patlama/yangın ihbar saati : 00:00 (gece tam 12:00)
Aradaki süre : 10 dakika
Rapor(!)daki süre: 35 dakika!
Aradaki fark: 25 dakika!
Kime inanılır? Tabii ki jandarmaya! Çünki, vukuat diye nitelendirilen her olay, dadikası dakikasına tutanaklara geçer!
(…)
Hani mühendis matematiği? Mühendislik dallarına, yüksek matematik puanlarıyla girilir de!... Bu kişiler de makine mühendisleridirler; biri de yükseğinden! Unutmadan: Yollarımızın çoğunluğunu, çok yönlü tehlikeleriyle sunmanın inatlı ısrarcısı KGM Cahit de mühendistir! Demek ki her mühendis; mühendisliğini iyi/etik icra edemiyormuş!
Ahmet Türkoğlu
E-mail: ahmetturkoglu55@gmail.com