Bildiğimiz kadarıyla İstanbul'da 1994 yılından bu yana söylene gelen plaka tahdidi meselesi bu günlerde yeniden tavaya düştü!.. Pişirilip servis edilmesi ise an meselesi!.. Bu gelişme şimdiden esnafa hayırlı olsun.
Şuanda konuyla ilgili neler söyleniyor? Ne hayaller kuruluyor? Sorularının cevabını aramadan önce geçmiş yıllarda neler yazılmış, neler çizilmiş bir bakalım: "Plaka tahdidine sıcak bakmıyoruz!.. Engelli yasası ne olacak? Araçlar değişecek mi? Okul taşıtlarında plaka tahdidi uygulansın!.. Okul servislerine plaka tahdidi, j plakası olanlar yaşadı!.. İSAROD başkanı hedefim plaka tahdidi ve UKOME'den gelen en son haberde ise İstanbul'da plaka tahdidi olmayacak!." Şeklinde konuyla ilgili basına yansıyan haber başlıklarından bazıları böyle!.
Şimdiler de ise son noktaya gelinmiş durumda!.. Ya bu ip kopacak, ya bu iş servis olacak!.. Tahdit mi olacak? Olsun ama nasıl olsun? 14'lük, 18'lik hatta 19'luk araçlar engelli yasasına göre kaç koltuk kapasiteli olunacak? Bu araçların iç dizaynında m3 büyüklüğünü ne derece küçültür, bir sürü mühendislik projesi!.. Asıl önemlisi bu araçlara tahdit olacak mı veya olmalı mı? Başka tahdit olan illerde bazı olumsuzlukları da görmezden gelmemeliyiz!..
Kazaların artması, araç kalitesinin düşmesi, sürücü kalitesi ve becerileri, astığım astık kestiğim kestik mantığı ve de fiyat istikrarı gibi konular tabii göz ardı edilemeyecek!.. Bu konuda bizler vatandaş ve tüketici olarak tabi ki kârlı çıkmalıyız!.. Çünkü burada bir nevi tekelleşme var!.. Servisçi esnafın hakkıdır tahdidini alsın, bizim onlara söyleyeceğimiz hiçbir sözümüz yok. Servisçi esnafı açısından çekincelerimi de birkaç maddeyle sıralayayım:
İstanbul'da personel ve öğrenci sayısı, kamusal hizmet çerçevesinde 600-700 bin civarında!.. Eğer burada yanlış bir statü, yanlış bir uygulamayla karşı karşıya kalınırsa bu vebalin sorumlusu UKOME ve de dernekler olur. Çünkü İstanbul'da tahdit uygulaması başka illere benzemez!.. Oldu bittiye getirilemez!.. Özellikle bu işin sosyal sorumluluk boyutu da vardır!..
Maksadım pişmiş yada pişecek aşa su katmak değil lakin tahdit olursa, bunun kanuni boyutu ve yasal çerçevesi nedir? UKOME yetkisi nedir? Ulaştırma kanununda, trafik yasa ve yönetmeliklerinde ben bir şey göremedim de merak ediyorum ve diyorum ki; böyle bir yasal hak varsa şimdiye kadar niçin verilmedi? Yada servisçi esnafı niçin anayasal haklarını kullanıp yargı sürecinde bu haklarını almadı? Şimdi siz bana en kısa İzmit, Ankara diyeceksiniz!.. O verilen illerde dahil sordum UKOME orada farklı İstanbul'da farklı mı diye ama mevzuat her yerde aynı!.. Bu tezleri yazarım fakat UKOME'ler de devletin ve esnafın temsilcileri var. Şimdi personel ve okul servisçileri esnafı arkadaşlar kızabilir. Diyorlar ki; "bizlerde taksi, minibüs, halk otobüsü gibi olmak istiyoruz..." Tamam olun neden olmasın ama onlar kamusal alanda karma insan kitlesine hizmet veriyor!.. Sizler ise adı üstünde servis hizmeti!.. Belli güzergah, belli insan ve isimlerine hitap etmiyor musunuz? Evet... Bu durum ve hareket doğrultusunda sizde farkı gördünüz. Onun için ben ve gazetemiz olarak plaka tahdidinin inşallah başta olursa sizlere hayırlı olmasını, sonra İstanbulumuza hayırlı olmasını temenni eder, hayırlı işler dileriz. Hoşça kalın dostça.
Turgay Saraçlı
E-mail: turgaysaracli@hotmail.com