Danimarka! O bir;
“Neee?! Yaralanmalı bir kaza mı?!... Oooo, çok fazla!...” diyen
“Trafiğin başına, eğitilmiş=işin uzmanlarını getiren”
“İşbaşına getirdiği insanların başarıları için kaynak yaratan ve sunan”
“İşbaşına getirdiği insanlardan başarı bekleme hakkını kullanan”
“Trafik güvenliğine verdiği önemin/yatırımın karşılığını alan, saygın” bir ülke!
(…)
Bizim sevgili ve kara bahtlı TC miz mi?
Trafikte başarı için değil, başarısızlık için ARGE(!) çalışmaları yapan bir ülke!
Hani demişler ya; “BU KADAR CEHALET, ANCAK TAHSİLİYLE MÜMKÜNDÜR!” diye… Aynen o durumdayız!
Aksini iddia eden varsa, tartışalım!
“Alın(g)an” hödükler varsa; mahkemeleşelim!
(…)
Başlangıçdan bugüne trafiğimiz?
Motorize taşıtlar, Osmanlı’nın son döneminde tek tük girmeye başlamıştır.
En fazlası; 1. Dünya Savaşı denilen Osmanlı’yı Parçalama=Türk’ü/Müslüman’ı Yoketme Planının Vahşi Uygulaması ve Yoketme Planının Tam Uygulanmasının, Kurtuluş Savaşına Dönüşmesi sırasında girmiştir, Osmanlı’nın Devamı=tazecik TC mize…
[[ Trafik Tarihçesine girmek; gerekli, ayrı ve uzun bir konu olmakla birlikte, özünü alalım. Osmanlı’da konulan ilk kurallar ve cezalar, dikkat çekicidir:
Otomobiller kent içinde 10 kilometreyi geçemeyeceklerdir.
Dar ve kalabalık yerlerde bu hız, at arabalarıyla eşit olacaktır.
Kent dışında otomobillerin hızı saatte 30 kilometreyi geçmeyecektir.
(24 Aralık 1328(=1913) tarihli, belediye zabıtası vazifeleri nizamnamesinde, otomobille ilgili hususlar…)]]
…
Genç TC mizde, Trafik Güvenliği amaçlı olarak, ilk ceza yasamıza (765 sayılı, 1923 de) konulmuş caydırıcılık ve sonra da düzenlemeler amaçlı Belediye Yasası (1580 say. 1930 da) içine konmuş hükümleri saymazsak; TC mizde ilk özgün trafik yasası; 6085 sayı ile 1953 de yapılmış, mevcut 2918 için, 1983 e kadar 30 yıl geçmesi gerekmiştir. 2918; çok kısmı ölü ve takipsiz olmasına, önerilere rağmen düzeltilmez, işletilmez!
Hödüklük nerede ve nasıl başlıyor?
Bunu iyi anlamak için; önce İngiltere’ye bakmamız lâzım! Hani şu tüm dünyayı kendine köle ederken, kendi içinde medeniyeti kuran ülkeye:
Tarih 31 Ağustos 1896 dır. İrlandalı gök bilimci Mary Ward, kuzeninin buharlı arabasından, bir virajda düşmüş ve araba tarafından ezilerek yaşamını yitirmiştir. Kara yolunda ölümlü bir trafik kazası ilk kez böyle gerçekleşmiştir. Olaya polis bakmış olsa da; “bu işin bir mühendislik bilimine ihtiyacı olduğu anlaşılıyor…” denilmiş ve kurulmuştur. Ülkemizdeki doğrudan ilk Trafik Mühendisliği yaklaşık 120 yıl sonra kurulabilmiştir (Ulaşım Mühendisliği, Bahçeşehir Üniversitesi, Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, teşekkürler) .
Ulaştırma Anabilim Dalları?
İnşaat Mühendisliğine bağlı olarak kurulmuş, pek çok değerli insan kendisini Trafik Güvenliği Alanına vakfetmiş, hocalar yetiştirmişse de temel görevi; Yol Yapımı, Tekniği ve Malzemeleri alanıdır. Her üniversitemizde bu bölüm olmadığı gibi, olanların bazılarında da, Trafik Güvenliği Bilirkişiliği yapacak bir meşguliyet de olmayabilmektedir, (Örnek, Fırat Üni.).
3 ayrı kurumda paramparça trafik!
Trafiği tek kurumda/otoritede toplamak yerine 3 ayrı bakanlığa dağıtmak, hödüklüğün bir bölümüdür.
Yollar; Karayolları Gn. Md. lüğü’ nde uzun yıllar Bayındırlık Bakanlığına (şimdi Ulaştırma’ ya bağlandı),
Karayolunda Ulaşım Düzenleme; Ulaştırma Bakanlığına,
Trafik Düzenleme+Denetim; İçişleri bakanlığına… Nasıl, iyi parçalamışlar mı?...
Çare, KARAYOLU, ULAŞIM VE TRAFİK BAKANLIĞI?
Ben ise çok çırpınmıştım 3 işlevi de tek bakanlığa bağla(t)maya;
KARAYOLU, ULAŞIM VE TRAFİK BAKANLIĞI’ na…
41 Bakanlı (aslı; “lâci” li) çok yamalı Hükûmetin bir Başbakan Yardımcısıyla da sürtüşmüştük (İsmet Sezgin, Bşbkn Yrd.+M. Savunma Bk.).
“Her konuya/soruna bir bakanlık mı kuracak mışız!?...”
Ben de cevaben, elimdeki sözde Bakanlar Kurulu ve Görev Alanları Listesinden; TRT Bakanı, Diyanet Başkanlığı Bakanı, YÖK Bakanı vb. diye okumaya başlayınca, malûm deyimle çok bozulmuş ve “Başbakan bizi toplantıya çağırdı.” diyerek, brifing salonundan kaçmıştı (M. Sav. Bk. lığı Salonu, K. KOÇ 2un eski sahipleri Sema Gülez ve Sena Kaleli de heyetimizleydiler. ).
KGM de beyin erozyonu?
Evet, TC mizin en iyi işleyen kurumları arasında gösterilen Karayolları Gn. Md. lüğünü;
2. Döneminde ekonomi ayıpları ortaya çıkınca; iş adamlarına “küçülün, küçülün..” diyen, kamuda da emekli olanın yerine adam aldırmayı yasaklayan, birçok kadroyu/birimi iptal eden Rahmetsiz Özal, bu erozyonu başlatmıştır.
EGM de erozyon?
Kendilerinden çok şey beklenen, amma her şeyin yeterince verilmediği Emniyet Gn. Md. lüğünde de bu durum; Trafik Hizmetleri Başkanlarının, birkaç ayda bir değiştirilmelerinden, bu konudaki önemli daire başkanlarının budanmalarından belli değil mi?
En mühimi: Eğitilmiş Yönetimci Yokluğu
Müslümana, Hristiyana, ateiste de sorsan; “işi ehline vermek” der ve çok da doğrudur.
Peki, biz ehline vermiş miyiz bu işi?
Ne vermesi?
Ehlini yetiştirdik mi? diye sormak gerek önce!
Cevap mı? Koskocaman ”Haayııırr!” lar!...
Sonuç mu? Hödükler (üst hödükler), (ast)hödükleri getirmiş.
Ortak hödükler, ne üretebilmişler? Hödüklükler Zinciri!=Trafik Felâketleri!
6085 i de, 2918 i de -ölü yasalar olarak- üreten, uygula(ma)yan hödüklerin hepsinin;
tüm trafik facialarında+yaralanmalarda+sakatlanmalarda+ölümlerde rolleri vardır!
Üst Hödükler; ‘partimizin adamıdır’ , ‘yakinimdir’, ‘anlamasa da olur, zamanla öğrenir…’ diyerek,
Ast Hödükleri getirmişlerdir, onlar da başımıza türlü belâları…
Hödüklüğün anlamı mı? (TDK ya göre)
Hödük= 1.Korkak. 2. Ürkek, çekingen, 3. Uyuşuk, beceriksiz, bön, anlaması kıt, 4. Acemi, toy, 5. Aceleci, 6. Şüpheli, 7. Kabadayı, 8. Tuhaf, acayip şey. (Bizim hödükler, hepsinden de nasipli!)
Bu yazının annesi de, babası da aşağıdaki haberdir:
{{
Bu kadarı bile, hödük(lük)lerimizi ve bizi düşürdükleri felaketleri anla(t)maya yetmez mi?
Ahmet Türkoğlu
E-mail: ahmetturkoglu55@gmail.com