İnsan, her daim kendisini yenilemek, kendisini daha iyiye doğru götürmek durumunda, hatta zorundadır. Bunu düşünmek dahi bir gelişim ifadesidir. İnsan, düşünceden harekete ve hareketten düşünceye sürekli olarak kendini bir yaratıcılık olgusu içinde bulmaktadır. Bunun sonucunda da, kendine güvenini sağlayarak içindeki gücü ve yaratıcılığı ortaya çıkartır.
Ben, insandaki bu yaratıcılık olgusunu gölgeye benzetiyorum. İnsanın her zaman yanında olması gereken bir olgudur. Yaratıcılığın tahayyül ile olan ilişkisi açıktır. İnsandaki bu hayal etme yeteneği, çoğunlukla bilinçdışı çalışan bir sistemdir. İnsan düşünürken bazen zihninde yeni şeyler tahayyül ettiğinin farkında dahi olmayabilir. Ancak, günlük yaşamı içerisinde farkında olarak veya olmayarak birçok kuram/stratejiyi kullanır. Bunlardan biri de, yaratıcılık olanıdır.
Yaratıcılığı sadece bir şeyler ortaya çıkarmak veya yeni buluşlar olarak değerlendirmemek gerekir. Yaratıcılığı aynı zamanda; çevresindeki veya çalışma arkadaşlarını gönüllü ve sürekli katılımını sağlama, kendisi ile birlikte onları yüreklendirme, sorunları çözme yönetimine bir uyarıcı niteliğinde itici bir güç, bir ilham olarak bakılmalıdır.
Peki, “Yaratıcı Düşünce” nedir? Yaratıcı düşünce; alışmışın dışına çıkabilmektir, belirli sınırlar çerçevesinde değil, sınırların ötesine geçebilmektir, olaylara her açıdan bakabilmektir, kavramları birbirleri ile ilişkilendirebilmektir, değer taşıyan özgün bakış açıları oluşturabilmektir, çok yönlü ve esnek düşünebilmektir.
Yaratıcı düşünme aynı zamanda sorunları yönetebilmektir. Sorun yönetiminde problemlerin çözümü üç konuya odaklanmıştır. Bunlar; Karar Verme, Yaratıcı Düşünce ve Sürekli Gelişimdir. Yaratıcı düşünce bu üç konunun en kritik sürecini oluşturmaktadır.
Yaratıcı düşünmedeki önemli diğer bir kavram “Aksini Düşün” kuramıdır. Özellikle sorun çözmede ve kişisel gelişimde etkili olan bu kuram, sorunlara alışagelmiş yönlerden değil, bütün imkan ve sınırları zorlayarak aksi yönde düşünmeyi öngörür.
Örnek olarak; düz bir vazo tasarlamak yerine, yamuk alışılmışın dışında bir vazo tasarlamak, çok güzel çiçek resmi yapmak veya fotoğrafını çekmek yerine, kurumuş, sapından bükülmüş bir çiçek resmi yapmak veya fotoğrafını çekmek gibi…
Fotoğrafçılık yaratıcı düşünceye birebir uygun düşen ve insanı bu yönde düşünmeye zorlayan ilgi alanlarından biridir. Hiçbir kimsenin çekmediğini/çekemediğini çekmek için koşuşturur, beyninizin sınırlarını zorlarsınız. Hem gezer genel kültürünüzü artırır, hem de beyin jimnastiği yaparsınız.
Sonuç olarak, yaratıcılık insanın gölgesi gibidir. Farkında olmadan yanında olan, var olduğu sürece olması gereken… Gölgemizi kaybettiysek, “Karanlık”tayız demektir. Yeniliklere açık, geniş vizyon sahibi, yaratıcı düşünce anlamında sınırların ötesine geçebilen, farklı düşünen ve sorunları bu çerçevede çözebilen bireylerin gölgesini kaybetme şansları bulunmamaktadır. İstek enerjimizi ve özgüvenimizi kaybetmeden, açık fikirlilikle, pes etmeden ve keyif almak suretiyle çalışmalarımızı yaratıcı düşünce tarzı ile yapmamız faydamıza olacaktır. Gölgenizi kaybetmeyin, gölgeniz hep yanınızda olsun. Esenlik dileklerimle…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com