Toplu taşıma hizmetlerinin en iyi şekilde sunulabilmesi için bir takı çalışmalara ihtiyaç var. Genellikle modern çağın gereği olan programlama dizayn ve uygulamaların gerçekleşmesi için akademisyenler tarafından sunulan raporlar dikkate alınmalı!.. Ve bunun üzerinden dizayn çalışmaları hızlı bir şekilde yapılmalıdır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İETT bürokratlarının katılım gösterdiği sempozyum, fuar, seminerler de yaptıkları konuşmalarda hep sürdürülebilir bir toplu ulaşımın nasıl yapılacağı vurgulanmakta. Yine aynı etkinlikteler de söz alan siyasilerimiz, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz Avrupa standartlarına nasıl varılacağı yönünde görüşlerini bildiriyor. Sektörün bir adamı daha ileriye gitmesi için bende 8 madde üzerinde duruyorum. Kısaca şöyle özetleyebiliriz bunu;
1- Ulaşım sektöründeki bilgi paylaşımının sağlanması,
2- Teknolojilerin ve yeniliklerin yakından takip edilmesi,
3- Toplu ulaşım kültürünün oluşturulması,
4- Halkın toplu ulaşıma olan ilgisinin artırılması,
5- Kent içi toplu taşıma standartlarının oluşturulması ve geliştirilmesi,
6- Altyapı ve konfor koşullarının iyileştirilmesi,
7- Kent içi toplu ulaşım ile ilgili yasal düzenleme ihtiyaçlarının tespit edilmesi,
8- Özel otomobil kullanıcılarının toplu ulaşımı kullanmaya yönlendirilmesi
Bu makalemde iki önemli konuya değineceğim: Toplu ulaşım kültürünün oluşturulması ve halkın toplu ulaşıma olan ilgisinin artırılması maddeleri üzerinde ne yapabiliriz bir bakalım. Türkiye’nin dört bir yanında ulaşım yatırımları tüm hızıyla devam ediyor. Bir yandan da hepimizin gözü kulağı İstanbul’da açılması planlanan 3 katlı dev tünel projesinde. İki karayolu ve bir metro yolunu kapsayan, boğazın altından da geçecek bu projenin kent trafiğine biraz olsun nefes aldıracağı ve raylı toplu taşımanın payını artıracağı muhakkak. Sadece bu proje değil İstanbul, Ankara, İzmir ve Türkiye’nin çok farklı şehirlerinde toplu ulaşıma dair kilometre taşı niteliğinde projeler üretiliyor.
Sadece sürücülü arabaların oranı halen çok yüksek. Türkiye’de ulaşıma yapılan yatırımlara rağmen trafik sıkışıklığı bir türlü istenilen düzeye inmedi. Unumuz, yağımız, şekerimiz var ama helvamız yok. Trafikte en büyük sorun içerisinde sadece sürücülerin olduğu araç sayısının çokluğudur. Araştırmalara göre trafikte seyreden araçların yüzde 60’dan fazlasının içerisinde sadece şoför var. Toplu ulaşım araçlarını kullanabilmeyi bir yaşam tarzı haline getiremediğimiz sürece yapılan ulaşım yatırımlarının mevcut sorunların çözümüne katkısı hiçbir zaman istediğimiz seviyeye ulaşamaz.
İstanbul'da yaklaşık 3000 belediye toplu taşıma aracı yenilendi. Özel halk otobüs işletmecilerinin de sahip olduğu araçlardan 1500'ü yenilendi. Araç yenileme yatırımının bedeli ise 3 milyar Türk Lirası'dır. Bu kadar büyük yatırım yapılırken, son teknolojiyle üretilen bu araçlar ve yer altı metro yatırımlarına rağmen özel araçlarla yolculuk etmek, bu şehre haksızlıktır. Devletimizin bu yönde oluşturacağı yeni eğitim ve yönlendirme araçlarıyla toplu ulaşım kültürü gelişir. Yeter ki hep birlikte elimizi taşın altına sokalım.
Serhat Akçakaya
E-mail: serhatakcakaya@hotmail.com