Sakarya Nehri üzerinden gemilerin geçirilmesi ve Sapanca Gölü vasıtasıyla İzmit Körfezi’ne bağlantı sağlanması düşüncesi, Antik dönemlere kadar geçmişe uzanmaktadır. Adapazarı civarında bulunan antik bir köprü bu tespiti doğrulamaktadır.
Araştırmacılara göre mimari yapısı, köprünün sadece Sakarya Nehri’ni aşmak için yapılmadığını aynı zamanda nehir sularının dizginlenip akışının Sapanca Gölü’ne doğru olmasını amaçladığını göstermektedir. Proje, Osmanlı Devleti döneminde yedi defa ele alınmış ancak uygulamaya sokulamamıştır. Cumhuriyet döneminde Sakarya Nehir Yolu Projesi için araştırmalar yapılmış ancak bölgedeki yük yetersizliği dolayısıyla proje hayata geçirilememiştir.
Son yirmi yılda bölgenin hızlı sanayileşmesi projenin yeniden gündeme gelmesini sağlamıştır. Ancak Sapanca Gölü’nün ciddi miktarda kirlenme olasılığı ve son zamanlarda Kanal İstanbul projesinin önem kazanması, bu projenin yeterince ilgi görmemesine neden olmuştur. Yine de projenin ilk etabı olarak düşünülen Karasu-Adapazarı bölümü iç bölgelerin deniz ulaşımına açılması bakımından bölgesel bir önem taşımaktadır. Bölgesel olarak, TINA projesi ve VIKING projesi gibi projeler her ne kadar daha ön planda olsalar da, iç bölgelerin suyu taşımacılıkta kullanabilmeleri için Sakarya Nehir Taşımacılığı projesi önemini korumaktadır.
Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi, ilk etapta Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e dökülen bölümü Karasu’nun Adapazarı ile bağlanmasını amaçlamıştır. Daha sonraki etaplarda ise Sapanca Gölü’nün kenarından yapay bir kanal vasıtasıyla, Sakarya Nehri’nin Sapanca Gölü ile bağlanarak Karadeniz’den Marmara’ya alternatif bir bağlantı yolunun oluşturulması hedeflenmiştir. Taşımacılık sektöründe ucuz ulaşım sağlamak, iç bölgeleri denize bağlamak ve İstanbul Boğaz trafiğini rahatlatmak projenin amaçları arasındadır. Proje ayrıca ucuz maliyeti ve vergi gelirlerini artırma potansiyeliyle göze çarpmaktadır. Projenin etki alanının uzun vadede Sakarya, Kocaeli, Bolu, Bilecik ve Eskişehir’i kapsayacağı düşünülmektedir. Bölgenin hızla sanayileşmesine paralel olarak ticaret ve hizmet sektörüne artan talep Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi’ni bölge için önemli hale getirmektedir.
Projenin fizibilite raporları, Sakarya Valiliği ve Sakarya Üniversitesi tarafından tamamlanmış ve Ulaştırma Bakanlığı’na sunulmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nca fizibilite raporlarının geliştirilmesi gerektiği öngörülmüş ancak o tarihten bu yana proje ilgili kurumların gündemine gelmemiştir. Proje medya gündeminde de yer almış ve konu ile ilgili akademik çevrelerden projenin elverişliliği hakkında yorumlar yapılmıştır. Özellikle bölgenin düz arazi yapısı da projenin mümkün olabileceği görüşüne katkı sağlamaktadır . Buna ek olarak söz konusu projenin tamamlanma durumunda, enerji üretimi açısından yılda toplam 52,808 milyon dolar fayda sağlayacağı dile getirilmektedir.
Nehirler, yüzyıllar boyunca çok önemli ekonomik, kültürel ve siyasi merkezleri birbirlerine bağlayan ağları oluşturmuştur. AB, geniş çaplı nehir sistemiyle şüphesiz dünyada nehir taşımacılığı açısından önemli bir konuma sahiptir. AB’de mevzuat değişiklikleri ve nehir taşımacılığına yatırımların artmasıyla bu alanda trafiğin artacağı söylenebilir. Türkiye’de yeteri kadar gelişmemiş olan nehir taşımacılığının, Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi gibi önemli projelerle önümüzdeki dönemde daha fazla gündemde olacağı ifade edilebilir. AB gelişmiş nehir taşımacılığı ağlarıyla yasal bir düzenlemeye sahipken, Türkiye’de nehir taşımacılığı bulunmadığı için herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Türkiye’deki nehir taşımacılığı alanındaki potansiyel, fizibilite raporlarının ötesinde adımlarla harekete geçirilebilir. Özellikle Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi’nin, TINA ve VIKING projelerine entegrasyonu, Doğu Marmara Bölgesi’nin uluslararası lojistik merkezlerinden biri olabilmesinin önünü açabilir.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr