Bir önceki yazımda yasal dayanak ve maliyetlerden bahsettim. Bu yazımda teknik konulara değineceğim. Yeni bir sistem öngörülüyor ise mevcuttan farklı bir şeyleri kapsaması gerekmektedir. Aksi halde mevcudun başka bir versiyonu olmaktan öteye gidemez. Biz zaten şu anki gelirlerimizin yetersizliğinden yakınırken, mevcut gelir rakamının başka bir şekilde bize sunulması kabul edilebilir değildir ve sektör gerçekleriyle de bağdaşmayacaktır.
Yeni sistem oluşurken nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Yazımın başında da dile getirdiğim gibi eğer eski sistemin açıklarını kapatıyor veya devamı gibi ise hiç başlamamak daha iyi olacaktır.
Öncelikle alt yapının tamamen nasıl olacağının belirlenmelidir. İşletmenin nasıl yapılacağı, km şartlarının nasıl belirleneceği, ödeme şartların nasıl olacağı, sistemin geriye dönmemesi için bilimsel olarak yapılması gibi konuların tamamen netleşmesi gerekir. Sorunlarımızdan birtanesi de personeldir. Çalışacak personel kesinlikle ideale göre ücreti belirlenip normal bir sürücüden ziyade, mesleki olarak şehiriçi toplu taşımaya uygun tam kalifiye elemanlar çalıştırılmalıdır.
Araçların fiziki yapısı dikkate alınmalıdır. Şöyle ki; verilecek hizmetin ücreti, aracın yaşı, fiziki durumu bakım kriterlerine göre ayrı bir ödeme şekli ortaya koymak gerekir. Yeni ve bakımlı araçlar daha fazla ücret alarak yenilenme süreci hızlanır.
Bu arada ceza sistemi de daha etkin ve adaletli olmalıdır, Yeni sistemde olmazsa olmazlardan biride ceza sistemidir. Cezayı eğer personel hak ediyorsa personele, eğer araç sahibinin sebep olduğu bir eksilik varsa araç sahibine, eğer bağlı bulunduğu şirkette sıkıntı varsa şirkete ceza kesilmelidir. Bunun yanında az ceza yiyen araçlara da diğer çok ceza yiyen araçlardan pay verilmelidir. Yeni sistemde araçların parklanma ve bakım tamir sorunları da çözüme kavuşmalıdır. İstanbul her geçen gün büyümekte ve rant alanları genişlemektedir. Şehrin en önemli yükünü taşıyan o şehiriçi toplu taşıma araçlarının bırakın parklanmayı durak yerleri bile işgal altında kalmaktadır. Bu sebeple araçların kalacağı butik garajlar oluşturulmalı ve araçların bakım onarım ve temizlik işleri buralarda yapılmalıdır.
Belirttiğim bu konular üzerinde durmamız lazım. Bunlar iyi bir sistem için olmazsa olmazlardır. Öho temsilcileri olarak bizlerin KM başına hak ediş ödeme sistemine geçilmesine her hangi bir itirazımız bulunmamaktadır. Bizim talebimiz, kentimize daha iyi, nitelikli ve sürdürülebilir bir hizmet sunabilmek için asgari maliyet rakamlarının mevcuda göre değil ideale göre belirlenmesidir. İşletme şartlarının çok iyi belirlenmesi ve gelecekte sıkıntı yaşamayacağımız bir ortam kurulmasıdır. Elbette öncelikle maliyet rakamlarının ideal çerçevede belirlenmesidir.
Ancak bu konu sadece hak ediş ödeme yönteminin değiştirilmesinden ibaret değildir. Reel maliyetlerin hesaplanması konunun sadece bir boyutudur. Dolayısıyla da bu konuların şeffaf bir şekilde görüşülüp açıklığa kavuşturulması ve ikna edilmemiz gerekmektedir.
Serhat Akçakaya
E-mail: serhatakcakaya@hotmail.com