AB ve Türkiye’de toplu taşımayı her yıl yaklaşık 900 milyon kişi kullanmaktadır. Kentsel taşıma, kara taşımacılığı emisyonlarının yüzde 40’ını ve diğer çevre kirleticilerinin yüzde 70’ini oluşturmaktadır. Çoğunlukla kentsel alanlar ve çevresinde gerçekleşen trafik sıkışıklığı, her yıl yaklaşık 100 milyar avro tutarına mal olmakla birlikte AB’nin GSYİH’sinin yüzde 1’ini oluşturmaktadır.
AB, şehir içi ulaşımda temiz ve enerji açısından verimli bir toplu taşıma politikasını benimsemektedir. AB’nin iklim değişikliği hedefleri doğrultusunda kendi emisyonlarının 2050’ye kadar 1990 yılı oranına düşürmesi öngörülüyor ve bu çerçevede özellikle toplu taşımanın öneminin artacağı ifade edilmektedir.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan 2011 Ulaştırma Beyaz Kitabı’nda, AB çapında birçok şehirde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planları’nın yürürlüğe koyulduğunu ancak bu konuda daha fazla çaba gösterilmesinin gerektiği ifade edilmektedir. AB’nin 2050 Ulaştırma Stratejisi çerçevesinde araçların konvansiyonel akaryakıt kullanmaması ve şehirlerarası yolcu ve yük taşımalarında yüzde 50 oranında demiryolu ve nehir yolu taşımacılığına geçiş hedeflenmektedir. AB kentlerinde önümüzdeki yıllarda havalimanları, limanlar, demiryolları, metro ve otobüs istasyonlarının daha fazla entegre olması öngörülmektedir.
Toplu taşımacılığın günümüz dünyasında taşımacılık politikalarının kaçınılmaz bir parçası olduğu söylenebilir. Söz konusu taşıma sisteminde birden fazla yolcu taşınmakla beraber, enerji tasarrufu yapılabilmektedir. Toplu taşımacılık, şehir içi ve şehirlerarası olabilir. Toplu taşımacılıkta, genel olarak tren ve otobüs kullanılsa da; toplu taşımacılık havayolları, feribotlar ve dolmuşları da kapsamaktadır. Aslında toplu taşımanın tarihi, bir şekilde araçların değişimi, modernizasyonu ve şehirlerin gelişimi ile de bağdaşır. Toplu taşıma öncesi zamanda insanlar, şehir içi ve şehir dışı seyahatlerini yürüyerek veya at ile gerçekleştiriyordu.
Toplu taşımanın ilerlemesiyle halklar arasında iletişim daha da yaygınlaşmıştır. İlk bilinen toplu taşıma örneğinin Fransa’nın başkenti Paris’te 1819 yılında gerçekleştiği bilinmektedir. Fransız mühendis Jacques Lafitte tarafından kurulan toplu araçlara 50 kişi binebiliyordu. 1829 yılında ise Lafitte’in örneğinden esinlenerek Londra’da İngiliz George Shillibeer tarafından dünyanın ilk düzenli omnibüs hizmeti kurulmuştur. 19’uncu yüzyıldan 21’inci yüzyıla kadar dünya tarihindeki hızlı sanayileşme ile beraber toplu ulaşımda inanılmaz bir değişimin yaşanmıştır. Günümüz dünyasında, artık otobüsten troleybüslere, metrodan tramvaylara ve daha birçok toplu ulaşım tarzı bulunmaktadır. Bu çerçevede aşağıdaki çalışmada, son zamanlarda AB’de toplu taşıma alanındaki politikaların gelişimi, mevcut durumu ve geleceğine yönelik çalışmalar ve projeler mercek altına alınacaktır.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr