Avrupa Komisyonu, güçlü bir şekilde toplu taşımanın kullanımını desteklemektedir. Buna ek olarak, çevreyi koruma politikalarının da bir parçası olarak özellikle intermodal ulaşım prensibi savunulmaktadır. Bu çerçevede bir kişi, arabasını şehir merkezinin dışında, bir tren veya otobüs istasyonunda park edebilmektedir.
Avrupa Komisyonu, şehirlerde toplu taşıma konusunu farklı şekillerde ele almaktadır: Farklı paydaşlarla ilişkilerin pekiştirilmesi, eğitim ve destek paylaşımının bu çerçevede sağlanması... En iyi uygulamaların paylaşımının teşvik edilmesi... Toplu taşımaya ilişkin farklı konular üzerinde araştırmaların düzenlenmesi... Otobüslerle yolcu taşımacılığı pazarının düzenlenmesi... Avrupa Yapısal ve Yatırım Fonları çerçevesinde farklı bölgelerde altyapının geliştirilmesi için finansmanın sağlanması...
AB’nin diğer bir üzerinde durduğu konu şehir içi lojistik alanıdır. Bu çerçevede Komisyon, bir Kent Hareketlilik Paketi yayımlamıştır. Söz konusu paketle, rekabetçi ve kaynaklar açısından etkili bir şehir içi hareketliliği öngörülmektedir. Kent Hareketlilik Paketi’nde Komisyon ayrıca, deneyimlerin ve en iyi uygulamaların paylaşılmasını, işbirliğinin pekiştirilmesini, finansal destek sağlanmasını, Ar-Ge’ye dayalı çözümlerin üretilmesini ve de üye ülkelerin bu alana daha fazla mesai harcamasını öngörmüştür. Buna ek olarak diğer bir irdelenen konu yol güvenliğidir. Bu kapsamda Komisyon, üye ülkelere taleplerde bulunmaktadır.
2000’li yılların başında, AB’nin genişlemesiyle birlikte Komisyon, toplu taşıma politikalarına da daha fazla odaklanmaya başlamıştır. Ancak, üye ülkeler arası otobüs, troleybüs, tramvay ve başka türlerde toplu ulaşımın kullanımında önemli farklıklar mevcuttur. Üye ülkeler arasında toplu taşıma oranlarında farklılıklar görülebilir. Buna karşın, yolcu arabalarının tüm üye ülkelerde ezici çoğunlukta olduğu ayrıca tespit edilmiştir.
AB’ye 2000’li yıllarda üye olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde otobüs kullanılmakta olduğu ve genel olarak toplu taşıma türlerinin Batı Avrupa’ya göre daha yüksek olduğu görülmektedir. 2014 yılında otobüslerin en çok kullanıldığı ülke yüzde 21,8 ile Macaristan olurken, en az kullanıldığı ülke yüzde 5,3 ile Birleşik Krallık’tır. Tramvay ve metro verilerine bakıldığında ise, Çek Cumhuriyeti’nde tespit edilen yüzde 9,5’lik bir oran hariç, genel olarak çoğu ülkede yüzde 5’i geçmemektedir. Bu verilerden AB vatandaşlarının ezici çoğunluğunun genel olarak halen kendi araçlarını kullanmayı tercih ettikleri söylenebilir. Avrupa’daki kentsel alanların son yıllarda gitgide büyümesinin yanı sıra, 2020 yılına kadar ise AB vatandaşlarının yüzde 80’inin kentsel alanlarda yaşayacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede AB için kentsel sürdürülebilir kalkınmanın temel bir öncelik olduğu söylenebilir.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr