Bilindiği üzere, 2017 yılı Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği modernizasyonunu öngören müzakerelerin başlangıç yılı olarak belirlenmişti. Türkiye’de karayolu taşımacılığı sektörü de bu süreci yakından takip ediyor. Ancak sektörün başlıca isimleri – örneğin UND – başta kota sorunu olmak üzere süregelen sorunların, söz konusu süreçten ayrı bir şekilde ele alınabileceğini ve bunun için tarafların ayrı bir anlaşma imzalayabileceklerini ifade ediyorlardı.
Buna karşın müzakerelerin başlaması ile hizmetlerin Gümrük Birliği mevzuatına olası entegrasyonunun, sektöre olumlu yansımaları olacağı da çeşitli etki analizlerinde dile getirildi. ABAD’daki davanın sektör için olumlu bir şekilde sonuçlanmasının Gümrük Birliği’nin modernizasyonu müzakerelerine katkı sağlayabileceği, belki de koz olarak kullanabileceğini belirtmek gerekir.
Sonuç olarak düzenlemelerde yapılacak reformların ticaret, ekonomik verim ve iş artışında büyüme anlamında büyük yararlar getireceği söylenebilir. En büyük etki ise ticareti en fazla kısıtlayan kota uygulamaların kaldırılmasından gelecektir. Serbestleştirmenin hem AB hem de Türkiye için yarar sağlayacağı ifade edilebilir. Kota sisteminin tamamen ya da kısmen kaldırılması halinde, AB'nin Türkiye'ye olan ihracatında daha da hızlı bir artış bekleniyor. Bu durumun AB içindeki istihdama ve refaha da katkıda bulunacağı tahmin ediliyor.
Türkiye'den AB'ye yapılan ithalatın ise AB ihracatından daha hızlı artması bekleniyor. Bu ithalat artışından Türkiye ekonomisinin yanı sıra, arz zincirindeki düzenleyici maliyetlerin azalması sebebiyle, daha ucuz olacak Türk mallarından AB tüketicileri ve Türkiye'deki üretim kolaylıklarından yararlanarak tekrar AB pazarına satış yapan AB firmaları da yararlanacak. Bu bağlamda, ticari karayolu taşımacılığındaki mevzuatın, AB müktesebatına daha uyumlu hale getirilmesi önem taşıyor. Türkiye’nin AB kuralları ile kendi mevzuatını yakınlaştırmak için hızla bir biçimde yol aldığı görülüyor. Türkiye-AB yük taşımacılığında Ro-Ro’nun ileri seviyede kullanımı, ticari karayolları ile alternatif taşıma modlarının ne denli rekabet edebileceğini gösteriyor.
Ayrıca “tam serbestleşme”nin sağlanması durumunda Türkiye ile AB arasındaki ticarette 3,5 milyar avroluk bir artış yaşanacağı öngörülüyor. Türkiye’nin AB’ye yapacağı ihracat 1,9 milyar avro artarken, AB’nin Türkiye’ye ihracatında ise 1,6 milyar avro yükseliş kaydedilecek.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr