Bu başlığı okuduğunuzda nasıl yani? “Üstlerimizi yönetmek” diye bir şey olur mu? diyenleriniz olabilir. 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden aldığım bir eğitim programında bu konu da bir ders olarak işlenmişti. Ben de bu konuyu ilk gördüğümde şaşkınlığımı gizleyememiştim. Daha sonra kavramları yerine oturtunca üst’ü yönetmenin var olduğuna kanaat getirdim. Elbette bu “Yönetmek” kavramı, direktif vermek, çalıştırmak anlamında değil… Bunun ne demek olduğunu kalemim yazdığınca açıklamaya çalışacağım.
Üst’ü yönetme kavramı; bir kişinin kendisi, kurumu, üstü ve diğer çalışanlar için en uygun olanı oluşturmak amacıyla üst’ünü veya üst’lerini yönlendirme çabasıdır. Üst’ü yönetmek uyumlu çalışmadan ötesi bir şeydir. Uyumlu çalışmak, üst’ün istek ve beklentilerini tümüyle yerine getirmenin yanında karşılıklı etkileşim ve yönlendirmenin olduğu bir olgudur.
Aslında bu konu doğrudan kurum kültürü ile ilgilidir. Kurum/ şirketin yönetim tarzı, çalışanların fikirlerine değer verilip/ verilmemesi, çalışanların çalışma şartları, çalışanlar danışılan kişi olarak görülüp/ görülmemesi, iç müşteri memnuniyetine verilen önem, yöneticilerin değişime açık olmaları, çalışanların yöneticilerle ilişkileri ve iletişimi, çalışanların kendini yenileme ve/veya geliştirme çabasının düzeyi, yönetici ve çalışanların kurum/şirkete ait aidiyet düzeylerinin aynı frekansta olup/ olmaması, kurum/şirkette yerleşmiş bulunan demokratik yönetim modeli, işbirliği duygusunun gelişmiş olması, iç denetim düzeneklerinin çalışıp/ çalışmaması, hesap verme/ hesap sorma süreçlerinin olması veya olmaması, üst’ü yönetme düzeyinde kurum kültürünü oluşturan kriterlerden en önemlileridir.
Kurum kültürü, son yıllarda çok ilgi çekmeye başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, yönetim kuramlarındaki değişimlerdir. Kurum kültürü, kurumun/şirketin işleyişini belirleyen en önemli etmendir. Kurum/ şirket kültüründe; otoriter üstler, itaatkar, söz dinleyen astlar, yukarıdan aşağıya yönetim, inisiyatif kullan(a)mama, boyun eğicilik, eleştirememe, eleştirilememe, geribildirim yokluğu, duygusal ilişkiler, astların “baba” üstlerin “çocuk” tasarımı var olduğu sürece geleneksel ast-üst ilişkisi olduğunu söyleyebiliriz ki, bu durumda astların üst’lerini yönlendirmesi gibi bir durum söz konusu olmayacaktır.
Yönlendirme; Sizin, patronunuzun ve kurum/ şirketin yararına olan, üzerinde mutabık kalınmış hedefler doğrultusunda yöneticiniz ile birlikte çalışmanıza ilişkin bilinçli bir yaklaşımdır. Size de, yöneticinize de yarar sağlayacak kararlar alma konusunda yöneticinizi etkileme sürecidir. Astın üst üzerinde yetkiden kaynaklanan gücü yoktur. Astın üst üzerinde etkiden kaynaklanan gücü vardır. Dolayısıyla, ast, üstünü nasıl etkileyeceği konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Kendisini çok iyi tanımalıdır. Astın kişilik özellikleri, zor insanlarla baş etme becerisi, istek, gereksinim ve beklentilerin ifade edilip/ edilememesi ve çalışma tarzı üst’ü yönetmenin temel kriterlerindendir. Kendisini çok iyi tanıması kadar, üstünü de çok iyi tanıması gerekir. Empati yapması, üstünü tanımasında en önemli argümandır.
Sonuç olarak, iyi bir iletişim, kendini kabul ettirme, ortak aidiyet hissinin oluşması, ortak vizyonda yürünmesi, sorumluluk duygusunun varlığı, karşılıklı güven, bilgi düzeyi, konuya hâkimiyet var olduğu sürece ast üst’ünü yönetebilecek, daha doğrusu yönlendirebilecektir. Yarınınızın bugününüzden daha iyi olması dileğiyle… Hayırlı Ramazanlar…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com