Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Üretim Reform Paketi’nin tanıtımına ilişkin basın toplantısında “Türkiye’de sayısı 311’e ulaşan OSB’lerin (Organize Sanayi Bölgeleri) doluluk oranının yüzde 70’ler seviyesinde kaldığını, yaklaşık yüzde 30’unun boş olduğunu” özellikle vurguladı. Ancak, hala bazı sorumlu yöneticiler OSB’lere ihtiyaç olduğunu ve sayılarının artması gerektiğinin altını çizmeye devam ediyor. Bu tartışmanın, hali hazırda kullanımına dair çözüm bekleyen boş OBS alanları varken, yeni OSB'lerin yapılmasının önceliği olmadığını düşünüyorum. Öncelliğimiz var olan OSB'leri şehrin merkezinden, şehrin dışındaki makul alanlara taşımak, geliştirmek ve sorunlara çözüm aramak olmalıdır.
İlk etapta, OSB'ler için sorulması gereken temel iki soruyu derinleştirmeliyiz. Birincisi, OSB’lerde EĞİTİM ve İSTİHDAM eksiklikleri nasıl giderilebilir? İkincisi, OSB'lerde meydana gelen, sayıları gün geçtikçe artan ve sonuçları 1.7 milyon kişiyi ilgilendiren İŞÇİ KAZALARININ önüne nasıl geçilebilir?
MESLEKİ OKULLAR
Yıllardır çözülemeyen mesleki eğitim ve nitelikli istihdam sorunu, Organize Sanayi Bölgelerinin en temel problemdir. Nitelikli istihdamın olmadığı yerde diğer hiçbir enstrüman tam ve etkili bir şekilde kullanılamaz. Türkiye'de bu sorun, nitelikli insanların fabrikalarda çalışmaktan ziyade masabaşı yüksek maaşlı iş arayışında olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, sanayi demek makine demektir, dolayısıyla, sanayici- amiyane tabirle- makine başında durup iş yapacak elemana ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında OSB'ler, içerisinde “Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri” kurulmasına ilişkin işbirliği süreçleri hızlanmalıdır. Makine başı iş istemeyen kişiler için de yeni ve daha kalıcı çözümler bulunması gereklidir. Bu noktada ise, devletin nitelikli eleman istihdam desteğinin arttırılması düşüncesindeyim. Buna yönelik çalışmalara, kaynak yaratma, fikir ve politikalar üreten çalışma yapma gibi konular dahil edilebilir.
İŞ GÜVENLİĞİ YETKİLERİ
Öte yandan, OSB'lerde meydana gelen ölüm ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanan kazaların önüne geçilmesi gerekliliği ikinci önemli konudur. Neredeyse her hafta “kimyasal reaksiyondan etkilenen işçiler hastaneye kaldırıldı”,“meydana gelen iş kazasında işçiler hayatını kaybetti” ve “Plastik geri dönüşüm deposunda yangın” benzeri haberler çıkmaktadır. Bu tarz haberlerin önüne geçebilmek için OSB yöneticilerinin işletmelerdeki iş güvenliği ve sağlığı konularına daha fazla eğilmeleri gerekmektedir. Bu noktada, İş Güvenliği Yasası'nın OSB'lere verdiği yetkilerin arttırılması meselesi de düşünülebilir. Böylece, işçi sağlığı açısından gerekli tedbirler alınmadan, yeni yapılanmaların oluşmasına izin verilmemiş olur. İzin verilen yapılanmaların ise, bağımsız denetleme kurulları tarafından sürekli denetlenmesi zaruri bir ihtiyaçtır.
Sonuç olarak, bugün olaylara farklı bir açıdan bakmamız gerekiyor, Organize Sanayi Bölgeleri uzun soluklu projeler geliştirebilen, politikalar üretebilen ve uygulayan yapılar haline gelmelidir. Bu bağlamda, OSB'lerle ilgili tartışmaları yaygınlaştırmanın ve yoğunlaştırmanın geleceği inşa etmek açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
Sefa EZGİN
E-mail: ezgin.efe@gmail.com