SSCB’nin 1991’de dağılmasının ardından Türkiye ve Rusya arasında özellikle ticari açıdan ikili ilişkilerde önemli bir gelişme ve ilerleme kaydedilmişti. Örneğin, müteahhitlik ve bavul ticareti artmış, başta doğal gaz ve enerji gibi kritik konularda işbirliği alanları yaratılmıştı.
Rusya’ya Türkiye’den ciddi yatırımlar yapılmış, Rusya’dan ise Türkiye’ye gelen turist sayısında kayda değer bir artış görülmüştü. Bloklar ve tarihi ayrışmalara rağmen, 2015 yılına kadar ikili ilişkilerin geliştiği söylenebilir. 24 Kasım 2015 tarihinde bir Rus uçağının Suriye sınırında düşürülmesinin ardından ikili ilişkilerde önemli derecede bir soğukluğun ve krizin baş gösterdiğini hatırlatmakta fayda var.
Krizin ilk faturası Türk ekonomisine oldu. Rusya’nın Türk ekonomisinin çeşitli sektörlerine uyguladığı yaptırımlarla ciddi ekonomik kayıplara sebep olmuştu. Bu çerçevede, Türk vatandaşlarının Rusya girişlerinde de vize uygulaması geri getirilmişti. Krizin Türk turizm sektörünü de olumsuz yönde etkilediği söylenebilir. Antalya ve Türkiye’nin diğer turistik mekânları çoğunlukla Rus turistleri ağırladıkları için gelen Rus turist sayısında ciddi oranda bir azalma gözlenmişti. Buna rağmen taraflar arasındaki iletişim hatları kesilmemiş, krizin aşılması için çözüm arayışları devam etmişti.
Bu çerçevede, 2016 yılının baharında ikili ilişkilerde yaşanan normalleşme krizin aşılmasının ilk ayağı olarak görülebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ağustos 2016’da Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyaretin de ikili ilişkilerin gelişimi ve güçlendirilmesine katkıda bulunduğu ifade edilebilir. Bu çerçevede taraflar, enerji alanında yeni adımlar atılacağına ve ekonomi alanındaki mevcut kısıtlamaların kaldırılacağına yönelik işaretlerde bulunmuştu ve ikili ilişkilerde yeni ve “tarihi öneme sahip” bir sayfanın açılmasının iki ülkenin de çıkarına olacağı vurgulanmıştı.
Yakınlaşmada Türkiye’nin enerji alanında nükleer güce sahip olma isteği ile Rusya’nın Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesine desteği önemli bir yer tutuyor. Aynı şekilde, Kasım 2016’da Rusya doğal gazını Türkiye üzerinden AB üye ülkelerine taşıyacak olan “Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi” için taraflar arasında anlaşma sağlanmıştı. Bu çerçevede Türkiye’nin AB için -özellikle enerji alanında- stratejik öneminin artacağı öngörülüyor.
Ekonomik alanda ise tarafların ortak bir yatırım fonunun kurulması kararı, ikili ilişkilerde ticaretin ve karşılıklı yatırımların artırılması açısından ayrıca önemli bir gelişme olarak görülebilir. Turizm alanında ise tarafların söz konusu alanda yeni bir sayfanın açılmasına hazır oldukları ve ülkeler arası charter seferlerinin artırılmasına yönelik bir takım girişimlerde bulunulduğu da görülüyor. Buna rağmen, hâlihazırda tarım alanında bazı kısıtlamalar devam etmekte ve hükümetlerin bu alanlarda kalıcı çözümlerin bulunması için yoğun bir temasta olduklarını hatırlatmakta fayda var.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr