Trafikte seyir halinde iken birçok kişi ve araç ile irtibat halinde oluyoruz. Özellikle büyük şehirlerde irtibat halinde olunan kişi ve araç sayısı daha da artıyor. Ulaşım sektörünün en önemli unsurları şoförlerimizin yaşadığı sorunları birçok yazımda satır aralarında dile getirdim. Hatta “Şoförlerimizin Sorunları Bitmek Bilmiyor” isimli yazımı sadece bu sorunları dile getirmeye ayırdım.
Seyir halinde iken kendi yaşadığım bir olayı kısaca paylaşayım. Trafikte bir şahısla sorun yaşadım. Şahıs şoför camını açtığımda boğazıma sarıldı. Araçta benim eşim, diğer araçta şahısın eşi olduğu için karşılık veremedim. Sorunu karakolda çözelim gel, şikâyetçi oluyorum dedim. Şahıs da şikâyetçi olacağını söyledi, arkamızdan o da geldi. Karakolun olduğu yola dönünce ne hikmetse bu defa haklı olduğunu düşünen şahıs aniden yolunu değiştirdi. Bundan sonrası özellikle bu tarz olayları her gün neredeyse yaşayan şoförlerimizi ilgilendiriyor.
Şikâyette bulunduğunuz anda her türlü detayı başta iyi anlatın, mutlaka ama mutlaka eğer fiziki müdahale varsa hastaneden gidip darp raporu alın. Çünkü olay anında delikanlı kesilen kişiler şikâyet olduğu zaman süt dökmüş kediye dönüp bir şey yapmadığını hatta fiziki temasının dahi bulunmadığını iddia ediyor. Eğer darp raporunuz yoksa bunun o anda olup olmadığını ispat etmeniz zor olabilir.
Karakolda yaptığım şikâyet ve boğazımın sıkıldığına dair aldığım rapor ile birlikte açılan davada 7 duruşma oldu. Bu duruşmaların ikisine kendim diğerine eşimin katılması istendi. Geri kalan 5 duruşmaya şikâyetçi olduğum şahıs ve eşi ile avukatları katıldı. Ben haklı olduğumu bildiğim için avukat tutma gereği dahi duymadım. Elimizdeki darp raporu ile birlikte şahısın ceza almasını sağladık. Ceza olarak 120 gün adli para cezası verildi. İndirimlerle birlikte en son olarak 75 gün adli para cezası ile cezalandırıldı. Günlük 20 TL hesabıyla 1.500 TL ceza ödenmesine, taksit yapılmasına gerek olmadığına ve para cezası olduğu için erteleme olmayacağına karar verildi.
Darp raporu ile birlikte para cezası alması ve mahkemeye çıkarak hakim karşısında hesap vermesi en azından tesellimiz oldu. Diğer suçlamalardan elimizde delil olmadığı için beraat etti. Eğer darp raporumuz olmasa olay anında deli kanlı kesilen kişi mahkemede süt dökmüş kedi olması, eşinin yalancı şahitlik yapması ile birlikte az kalsın ondan da beraat edebilirdi. Şoförlerimizin başına benzer olaylar her gün geliyor. Kamera kayıtları ve eğer fiziki müdahale varsa darp raporu ile birlikte işlemlere başlarlarsa eninde sonunda mahkemelerden ceza alınmasını sağlayabilirler. Bu konuda benim yaşadığım olaya nazaran ispat etme konusunda daha avantajlılar. Bu sayede alınacak cezaların içeriği daha da artacaktır. Diğer başka bir avantajları ise Türk Ceza Kanunu’nda ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması başlığı altında ayrı bir bölüm bulunmasıdır.
MADDE 223. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket hâlinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu tarz olaylarda hem şoförlerimiz hem de şirketlerimiz üşenmesin. Eğer otobüs seyir halinde durduruluyorsa veya hareket etmesi engelleniyorsa 3 yıldan başlıyor cezası. Diğer türlü yapılan ihlaller de (kişinin hürriyetinin engellenmesi, kasten yaralama gibi) ayrıca değerlendirilip ceza veriliyor. Eğer haklı olduğunuzu düşünüyorsanız çekinmenize gerek yok…
Ramazan Arıcı
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi
E-Mail: ramazan.arici@istanbul.edu.tr