Türkiye’de döviz, enflasyon ve işsizlik birlikte yükseliyor. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her ay istihdam rakamlarını yayınlıyor. TÜİK’in resmi verileri ortada, detaylara inip rakamlara boğulmak istemiyorum. Ancak yapılan bütün değerlendirmeler de uzmanlar, işsizliğin sebebinin büyümenin kalitesinde olduğunu söylüyorlar. Yol yapıyoruz, inşaat yapıyoruz, havaalanı yapıyoruz, ama bunların istihdama katkısının çok sınırlı kaldığını ifade ediyorlar. Ancak, işsizlik alınan tüm tedbirlere rağmen artıyor. Diğer taraftan, iş beğenmeyen, daha iyisini ve daha rahatını hedeflediği için mevcut işinden ayrılarak işsizlik ordusuna katılanlara da çare aranıyor.
Bu fevkalade karmaşık soruna taşımacılık sektörü açısından bakmak istiyorum. Hatırlanacağı üzere, 2015 yılında Limak Holding Başkanı Nihat Özdemir, İstanbul'da yapılması planlanan 3. havalimanı inşaatı için 750 kamyon şoförüne ihtiyaç duyduklarını, verdikleri ilana rağmen şoför bulamadıklarını basında yer aldı. İlanlara sadece 82 kişinin müracaat etmişti. Özdemir, inşaatın şoför eksiliği sebebiyle durmasının ciddi maliyetleri olacağını belirtip, Vietnam’dan kamyon şoförü getirebilmek için ilgili bakanlık ve kurumlara müracaat ettiklerini paylaşmıştı. Yaşanılan bu durum işsizlik meselesinin “iş beğenmeyenler” tarafını bizlere göstermektedir. Bir yanda iş arayanlar, diğer yanda işçi bulamayanlar. Aslında ters giden bir şeyler var. Çarşı-Pazar, kahvelere bakıyorsun, hınca hınç dolu. Soruyorsun niye çalışmıyorsun? İş yok ki diyor. Bizde, çaresizlikten kamyon şoförü ithal eder hale geliyoruz.
Benzer bir durum uluslararası taşımacılık sektöründe de yoğun olarak yaşanmaktadır. Uluslararası taşımacılık sektörü son yıllarda artan maliyetler ile zaten ciddi daralmalar ve küçülmeler söz konusuydu. Öyle ki, çalışacak şoförlerin de kalmaması, yeni filo yatırımlarını engeller hale geldi. Öte yandan, firmalar da - artan maliyetlerden dolayı - hem ucuza çalışsın hem de çok çalışsın derdinde olunca, şoför bulunamaz hale geldi. Zaten, çevre ülkelerdeki savaş ve Avrupa ülkelerinde sınır kapılarındaki uzun kuyruklar şoförleri bu sektörden uzaklaştırmıştı. Üzerine düşük ücretler de eklenince, TIR şoförlüğü mesleği de haliyle ne gençler nede orta yaştakiler tarafından tercih edilmemeye başladı. Önümüzdeki yılları değerlendirdiğimiz de bu şoför açığını Türkiye'deki personel piyasasından çözmek imkânsız gibi gözüküyor.
Sonuç olarak, bugün olaylara farklı bir açıdan ve çok yönlü bakmamız gerekiyor. İşsizliğin azaltılması için iş arayanlar ve işçi bulamayanların aynı dili konuşması gereken zamanlar başlamıştır. Artık usta-çırak ilişkisiyle şoför yetişmediğine göre, şoför yetiştiren okulların artırılması ve müfredatlarının geliştirilmesini faydalı olabilir.
Sefa Ezgin
E-mail: ezgin.efe@gmail.com