Öyle bir grup düşünün ki; Farklı yetişme ve yetiştirilme tarzları, hayata bakış açıları ve hayattan farklı beklentileri bulunan insanlardan oluşsun, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan heterojen bir yapıda… Buna rağmen; Fotoğraf alanında sosyal teşkilattan ve sosyal ilişkilerden meydana gelen, her bir bireyin davranış şekillerini ve beklentilerini hesaba katarak sürdürdüğü sosyal ilişkiye dayalı, her bir bireyin gruba dâhil olma şuuru gelişmiş ve her yönden gelişmeye açık, ortak amacı “Keyifli bir fotoğraf çalışması” konusunda fikren bütünleşmiş, karşısındakini dinlemesini bilen ve seviyeli….
İşte böylesine pozitif değerleri bulunan bir grup ile Kars’da dört günlük bir fotoğraf atölyesinde çalıştım. Atölye diyorum, çünkü bu atölyede; dinamizm katan bölgenin insanını, tüm güzelliklerini, tüm değerlerini ve kültürlerini kendi bakış açınızla, eliniz ve gözünüzle yoğurarak fotoğraf üretiyorsunuz… Kadrajınıza aldığınız her bir fotoğraf ise, geçmiş zamana ve değerlere tanıklık edecek birer belge ve izler niteliğinde olacak. Bize rehberlik eden arkadaşımızın köyündeyiz… Arkadaşımızın yengesi bize tandırda ekmek yapıyor ve diyor ki; “Bu hanede tandırda ekmek yapan olarak ben son kuşağım” işte bunu duymak bile bende tarihe tanıklık etmenin heyecanını ikiye katlıyor.
Üzerine bastığımız her bir adımın “Acaba kırılır mı?” diye kendi kendimize sorduğumuz, hatta güneşin etkisi ile zaman zaman çatırdayan buz kütlesi: “Çıldır”… “Buz tuttu, bu gölden artık balık da tutulmaz” demeyen, kendine özel yöntemler geliştiren balıkçılar… Biraz daha ileride sosyal medyada yerini alan atlı kızak pilotu Tekin Amca ile tanışmanın heyecanı… Atlı Cirit gösterisi, Ani Harabeleri, Doğu Ekspresi, vs… Gündüzleri fotoğraf atölyesinde çalışırken, akşamları güzel mekânları ile bizleri ağırlayan Kars… Âşıklar atışması, Kafkas gösterileri… Akşam yemekleri sonrası gezi koordinatörümüz ve bölgesel rehberimizin gruba yapmış oldukları fotoğraf sunumları… Hepsi birbirinden keyifli birer anı olarak kaldı geride….
Ancak, bir şeyler kalıcı kaldı… İleriki zamanlarda “Hadi şu bölgeye gezi yapalım” diyebileceğim, “Bu fotoğrafım nasıl olmuş?” diye sorabileceğim veya kazandığım bir fotoğraf yarışmasının sonucunu paylaşabileceğim arkadaşlıklar, dostluklar daima benimle yaşayacak. İşte bunların hepsi, birlik içinde hareket eden, koordineli, birbirini dinleyen ve birbirine saygı duyan, kararların ortak bir şekilde alınmasını gerekli kılan grup çalışma tekniklerinin bire bir uygulamasıydı. Grup içi iyi ilişkiler ve iletişim ile grup içi ortak faaliyetler, grubun bundan sonraki fotoğraf atölye çalışmalarına hazırlık niteliğindeydi.
Elbette böyle grupların oluşması çok rastlanılan bir husus değildir. Bu, gruplardaki sinerji dediğimiz husustur aslında… Öncelikle “İnsan”ı seven, insanı sevdiğinden ötürü karşısındakine değer veren, hırslı olmayan, yaptığı çalışmadan keyif alan, bir grupla birlikteydim aslında… Grup çalışma tekniklerindeki en önemli hususlardan biri de zaman yönetimidir. Çalışma süremiz boyunca “Zaman” büyük bir oranda iyi yönetildi diyebilirim. Size, gündeliğimden yaşamış olduğum tecrübelerimi “Grup Çalışma Teknikleri” bağlamında aktarmaya çalıştım. Gruplar belli bir amaç için oluşur, amaç elde edilince dağılır. Ancak, grup aynı sinerji ile devam ediyorsa, bunun adı “Grup Ruhu”dur.
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com