Dünya Bankası’nın her yılın son aylarında, dünya ülkelerinin İş Yapma Kolaylığı (Doing Business) Raporu yayınlıyor. Rapor, dünyada girişimciye en uygun iş ve yatırım ortamını sunan ülkelerin belirlenmesine olanak sağlıyor. Bu yüzden, uluslararası hatta ulusal yatırım kararlarının alınmasında referans niteliği taşıyor.
Rapor şöyle diyor: Türkiye’de ihracatta sınır işlemleri 16 saat, belgelerin hazırlanması 5 saat sürüyor. İthalatta ise sınır işlemleri 41 saat, belgelerin hazırlanması 11 saat sürüyor. Aynı işlemler Avusturya’da, Fransa’da, Romanya’da 1 saatlik bir süre zarfında ve maliyetsiz olarak tamamlanabiliyor. Kendimizi kandırmayalım. Bizim 1 saat gibi bir süreye ulaşmamız pek mümkün değil. Çünkü Türkiye’de yanlış, hile, kaçak yollarla getirmeye çalışılan çok fazla eşya var. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yaptığı açıklamada, geçen yılın toplamında yakalanan kaçak eşya miktarının 2,5 milyar lirayı bulduğu belirtiyor.
Kaçak ile mücadele son derece önemlidir. Siz süreci hızlandırmak için bütün evrakları bilgisayar ortamından halledebilirsiniz. Ancak, fiziki muayeneyi mal üzerinde yapmadan, elektronik ortamdan hallettiğinizde suiistimaller artacaktır.
Pazar Kaybediyoruz
Buna paralel olarak, gümrükler ve gümrüklü alanlar Türkiye’de en büyük ekonomik hareketin olduğu yerlerdir. Türkiye 2017'de vergi gelirlerinin yüzde 21,5'ine tekabül eden 92 milyar 651 milyon lirayı gümrükler aracılığıyla tahsil etti. Böyle ciddi bir vergi tahsilâtının devam edebilmesi için sonradan kontrol mekanizmasının çok sağlam olması gerekir.
Öte yandan, Türkiye’de dış ticaretin önündeki en büyük engelin, dış ve iç gümrükte yaşanan beklemeler olduğu konusunda hemfikiriz. Bu beklemeler hem ülke ekonomisine hem de AB ile olan dış ticaretimize etki ediyor. Son yıllar da öyle bir hale geldi ki, Avrupa'ya malzeme taşıyan dış ticaret ve lojistik firmaları beklemeler sebebiyle pazar kaybediyorlar.
Güney Kore Modeli
Eskiden rakipler bu kadar hızlı değildi. Fakat gelişen teknoloji ve artan rekabet ortamıyla öyle hale geldi ki artık "Büyük balık küçük balığı yutar" anlayışının tarihe karışmasına neden oldu. Artık “hızlı balık yavaş balığı “ yutuyor. Özetle, hız ve zamanlama artık çok önemli hale geldi. Dolayısıyla, sınır işlemleri, belgelerin hazırlanması gibi süreçleri mutlaka kısaltmamız gerekiyor. Bunu yaparken, Avusturya, Fransa sisteminden ziyade diğer ülkelerden bizim topraklara uygun bir modeli seçip, uygulayabiliriz.
Mesela, Güney Kore’den referans alarak uyguladığımız, Eşya Takip ve Performans Değerlendirme Programı kapsamı genişletilebilir. Bu program ile gümrükteki eşyanın nerede bulunduğu, işlemlerin hangi aşamada olduğu ve ortalama işlem sürelerinin anlık takip edilebilmesi açısından önemli olduğu kanaatindeyim.
Sefa Ezgin
E-mail: ezgin.efe@gmail.com