Karayolu yolcu taşımacılık sektörü, her dönem kaderine terk edildi. Sektörü bugünlere, sektörün gerçek sahipleri kendi imkânları ile getirdi. Sektör, son 15 yıldır da havayolu taşımacılığı ile rekabet halinde. Devlet tarafından uçaklara gerekli destek sağlanıyor ancak otobüsçüye destek yok. Otobüsçüye de devlet desteği olsa, her şeyin daha çoğu yapılacak.
Bir yanda havayolunun sektördeki yıkıcı rekabeti, diğer yanda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin otobüs sektörüne yansımaları yetmezmiş gibi bir de başımızda yetkisiz insanların açtığı dertler var.
İstanbul Otogarı’nda yetkisi ve etkisi olmayan kişiler tarafından asılsız açıklamalar yapıldı. Ve sektör yine yara aldı. Bu tür açıklamalar, yolcuların tren ve uçağı tercih etmesine neden oluyor. Yolcular söylentilere inanıp otobüs tercih etmekten kaçınıyor, “servis kalktıysa otobüs kullanmanın gereği yok” diyor.
Şimdi otobüs taşımacılığını tercih eden her 100 kişiden 1’i böyle düşünüp havayolu veya demiryolunu tercih etse, otobüs firmaları binlerce müşterisini kaybedecek. Bu kaçıncı arsızlık? Biz “yalan söylüyorsun” dedikçe “hayır, benim bu işlerle alakam yok” deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Güneş balçıkla sıvanmaz misali, doğrular bir bir ortaya çıkıyor. Bir de bakıyorsun ki, bu camiada her yalanın arkasında o var. Yahu bir tane haberin de doğru olsun. Boyundan posundan da mı utanmıyorsun?
Bireysel otobüsçüler ve firma sahipleri canıyla uğraşırken, o herkese aslı olmayan ümit ve vaatler veriyor. Ardından sektörü sıkıntıya sokacak söylentiler çıkararak, kendince gündemi değiştirdiğini zannediyor. Sektörümüz ekonomik buhranla boğuşurken bir anda gündeme gelen hayalperestçe konular, sektör mensuplarını zora sokuyor. Doğru olmayan açıklamalar, yapılacak güzel işleri de sekteye uğratıyor, engelliyor. Bana asılsız söylentileri soranlara diyorum ki hiç inanmayın, bunlar tamamen balon. Yine balon patladı.
Son bir sözüm daha var bu yetkisiz kişilere; “Sen bu işleri nereden bileceksin? Otobüsün mü var? En son otobüse ne zaman bindin?” Her söylenene itibar etmemek gerekiyor. Çünkü işi bilen değil, ağzı olan konuşuyor. Geçim derdine düşmüş milletin ekmeğiyle oynanıyor.
Vesselam...
İrfan Kalkan
E-Mail : istozkaymak@gmail.com