Hayat denilen olgu, doğum ile yaşam arasında geçen zaman diliminden ibaret. Bu zaman diliminin nasıl geçeceği ise bizlerin elinde. Tam da bu noktada akıl ve irade kavramları devreye giriyor. Akıl düşünür, irade eyleme geçirir. Bir şey yapmak kadar yapmamak da bir eylemdir. Burada aklın neye karar verdiği önemlidir.
Hayat yolculuğunun ilk evreleri, dünyayı tanımak ve öğrenmekle geçer. Bu, ileride iradenin uygulayacağı yaptırımların ön hazırlığıdır. Zira insanoğlu yaradılışı gereği doyumsuzdur. Hep daha iyisini, daha fazlasını ister. İstemek sadece bir duygu. Doğru yönlendirilirse iradeye yön verebilecek kudrette bir duygu üstelik. Hani derler ya istemek başarmanın yarısıdır diye, tam da öyle işte. Yarıda kalmamak için harekete geçmek lazım. Bu hareket ise ancak ve ancak çalışmak ile mümkün olur.
Gelelim zincirin son halkasına; İnsan ne için çalışır? İki tip insan vardır. Maddi refah için hırs yaparak çalışanlar ve maneviyat için çalışanlar. İdeal olan hem maddi hem de manevi refah için çalışmak. Gelin bu insan tiplerini teker teker ele alalım.
Maddiyat için çalışanlar; hayatlarını hırsları üzerine kurmuş, mutluluğun para ile elde edilebileceğine inanan ve bu doğrultuda durmaksızın çalışıp parayı bir amaç haline getirerek hayatı kaçıranlardır. Maneviyat için çalışanlar ise; paranın bir amaç değil araç olduğu bilincinde olan, hırslarını kontrol altında tutabilen, elde ettikleri maddiyat ile manevi ihtiyaçlarını giderme eğiliminde olan insanlardır. İdeal insan tipine gelince; bu ise parayı araç olarak görmekle birlikte amaçlarına giden yolda çok çalışacak hırsa sahip olan insan tipidir. Hangi tip olursa olsun tüm insanların asıl gayesi ise başarılı olmaktır.
Başarıya giden yolda ilk adım çalışmak. Çalışmak ama öyle kara düzen değil. Planlayarak, emin adımlarla, ilmek ilmek işleyerek çalışmak. Yol uzun, yol zor, yol engellerle dolu olacak kimi zaman yine de sabırla yürümeye devam edenler başarıya ulaşacaklar. Başarı için amacınız her ne olursa olsun, yolculuğunuzdaki en büyük motivasyonunuz sevdikleriniz olsun. Belki bir tebessüm, belki bir koku, belki kısacık bir an yaşanan… Hırslarınıza kapılıp unutmayın bunları. Çünkü sevdikleriniz, bu meşakkatli yolda yorulduğunuz anda tutunacağınız dallarınız olacaklar. Tam pes ederken “hadi” diye el verecekler size. Daha güçlü adımlarınız olacak yarınlara.
Bencilce hırslarına kapılıp yalnızlığı tercih edenlere gelince, belki çok paraları olacak, belki çok başarılar elde edecekler ama sevinçlerini paylaşacakları insanlar olmayacak yanlarında. Yalnız yaşayıp yalnız ölmek, insan için ne trajik bir son. Madde mutluluğu getiremeyecek kadar zayıf, insan ise bir o kadar güçlü. Unutmayın her ne olursa olsun, insan toplumsal bir varlık. Biz birlikte varız ve birlikte var olacağız…
Sevgilerle…
Hande Özgül
E-Mail: hand_et@hotmail.com