İnsan hayatı ne kadar hassas dengeler üzerine kurulu, nasılda birbirine bağlı. Her ne kadar benim hayatım, benim kararlarım felsefesiyle hareket etsek de, bu durum şehir efsanesinden öteye geçemiyor. Aslında herkes birbirinin yolunu çiziyor. Aldığımız kararlar, yaptırımlar, uygulamalarla ya yeni yollar çiziyoruz ya da birilerini yollarından edebiliyoruz. Sonuçta birinin eylemi diğerinin mutluluğu ya da hüznüyle sonuçlanabiliyor. Çünkü her hayat bir başkası ile kesişiyor. Hayat dediğimiz şey işte tam olarak bu. Tam bir kelebek etkisi…
İnsan toplumsal bir varlık. Elbette kendini insanlardan soyutlayamaz, soyutlamamalıdır da. Toplumsal çevre hayatımıza anlam katar, bizi zenginleştirir, tecrübelendirir. Yemek, su ve barınma dışında dördüncü bir ihtiyacımız varsa, o da iletişim, yakınlık ve arkadaşlık diyebiliriz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken ince bir çizgi var; hayatımıza kimi, ne yakınlıkta alacağımız. Zira hayatta üç tip insan var; sömürenler, sömürülenler ve nadir bulunan yan yana olabilenler.
Sömürenler en tehlikelileri. İliğinizi kemiğinizi kurutur bu insanlar. Siz iyi niyetle onların vasatlığını tolere ettiğiniz sürece, zaman içerisinde kendi hayatınızda da sıradanlığı benimsemeye başlarsınız. Sizdeki değişimleri kabul edemez çoğu. Sadece kendilerine odaklı olmanız beklentisindedirler. Dolayısıyla kendiniz için yapacağınız her değişiklik onları korkuya sevk eder. Hatta bazen yıllarca sizi kendi oldukları yere çekmeye çalışan bu insanlar, sizin rahatsız olmanızı ve aralarından ayrılıp ileriye bakmanızı kabul etmekte zorlanırlar. Bir gün tamamen etkilerinden çıktığınızda ve büyük olasılıkla onlar aynı yerde seyrederken siz daha iyi bir konumda olduğunuzda, bunu hazmetmeleri oldukça zor olacaktır.
Gelelim yan yana olanlara, hayat akışında bazen sizinle doruğa çıkmak istemeyenleri geride bırakmak zorunda kalırsınız, eğer kişisel gelişim vizyonunuz bir değil ise ve orada kalmak istiyorlarsa sizin gitmenize izin vermek bu insanlara zor gelmez. Hatta sizin gelişiminizden memnuniyet duyacakları bile söylenebilir.
Bir de durmadan eleştirenler var. Çoğu zaman, hiçbir şey başaramamış insanların verecek akılları da bir o kadar boldur. Tıkayın onlara kulaklarınızı. Onların hayatlarına baktığınızda sizin çaba gösterdiğiniz hangi alanda başarı elde ettiklerini görüyorsunuz? Eğer başarı elde etmiş olsalardı zaten sizin için de aynısını dileyeceklerdi. Öyleyse daha iyi bir siz için çıktığınız uzun yolculukta, sadece daha önce orada olanlardan tavsiye alın. Etrafınızı bir şeyin uzmanı olmak yerine bir şeyler için örnek olan insanlarla doldurun. Arkadaşlar sadece eğlence ve iyi gün için değildir. Kötü günde de arkadaşlara ihtiyaç vardır. Burada kiminle neyi ne kadar paylaşacağınıza karar vermek önemli. Unutmayın paylaşmak istediğiniz problemleri henüz kendi hayatları dahilinde çözemeyen insanların size faydası değil, her zaman zararı olacaktır. Enerjinizi boşa tüketmeyin.
Kendi değerinizin farkındalığını kaybetmemeniz dileği ile…
Sevgiler…
Hande ÖZGÜL – Ulaşım Gazetesi
E- mail: hand_et@hotmail.com