Henüz bilgisayar yokken daktilolar ile yazılarımızı yazar, sayfalarca yazılmış metinlerdeki düzeltmeler olmasın diye dua ederdik. 1990 yıllarla başlayan bilgisayar üzerindeki çalışmalarımızda ise istenildiği kadar düzeltme yapılsın, hiç umurumuzda dahi olmazdı. İleriki yıllarda Windows programı ile “Geri İkonu” hayatımıza girdi, böylece yazı üzerinde silme ve/veya düzeltme işlemi yaptığımız tüm işlemleri başka bir deyişle “Geçmişi” geriye getirebilme kabiliyetimiz oluştu.
Bilgisayar ortamı bize böyle bir imkân tanırken, hayatımızda karar almamızı gerektirecek önümüze çıkan iki veya daha fazla versiyonlu işlerde geriye dönebilmek adına böyle bir kolaylığın olmasını hep istemişizdir.
Bu isteğimizin başka bir adı “Keşkesiz bir dünya”dır. Hayatımızda ne kadar az “Keşke” siz bir cümle kurabiliyorsak o denli aslında pişmansız bir hayat sürdüğümüzün kanıtı olacaktır. Pişman olmanın tek kaynağı kendi verdiğimiz kararlardır. Hepimiz hayatımızın şu veya bu anında bir karar vermek durumunda kalmışızdır. Kararlarımızı verme aşamasında çok yönlü düşünmemizin, bizim ileride kuracağımız “Keşke”siz bir cümleye yardımcı olacağı açıktır.
Kararsızlık içinde çırpınmak ne kadar acı bir şeyse, yanlış ve yarı pişmiş kararlar vermiş olmak o kadar üzüntülü ve tehlikelidir. Çok hızlı kararlar almak ise insanı yanılgıya götürebilir. Peki ne yapalım? Karar vermenin kesin bir kuralları veya her duruma uyabilen temel prensipleri yoktur. Fakat tecrübeler ışığında denenmiş birçok usuller vardır. Şimdi bunlardan bahsetmek istiyorum.
İlk adımımız; gerçekleri ve verileri toplamalıyız. İkinci adımımız; Bütün çözümleri, değişik ihtimalleri, bunları fayda ve sakıncalarını tartıp, amaç ve hedefe en uygun olanını göz önünde bulundurmalıyız. Peki, bu kadar mı? Hayır… Hislerimiz bundan sonraki aşamada önem kazanıyor. Zamanı ayarlayıp, uygun zamanı seçmekte bir sonraki aşamamız olmalıdır. Son kademe ise; cesaret etmektir.
Belirttiğim aşamaları sağlıklı değerlendirdikten sonra, cesaretli olmamamızı gerektirecek hiçbir nedenimiz olmayacaktır. Verdiğimiz kararları sonuna kadar takip etmemiz; verdiğimiz karardan geri dönmek adına lehimize olacaktır. Politikada bir açık kapı terimi vardır. Verdiğiniz birçok kararlarda da böyle açık kapı bırakmak ve ileride onları duruma göre bir parça değiştirmek imkânı her daim düşünülmelidir.
Bu denli sistematik bir şekilde değerlendirme neticesinde aldığımız kararlar sonrasında halen “Keşke”li bir cümle kuruyor olabiliriz. Bu durumdan bir tecrübe kazanıp, bundan sonraki kararlarda “Hissiyat” bölümünde bu tecrübe bize faydalı olacaktır. Dediğimiz gibi, bununla ilgili net bir strateji, temel prensip bulunmamaktadır. Her bir kişinin hayata dair öncelikleri, değerleri, tecrübeleri ve kazanımları bulunmaktadır. Böylece her bir birey için kendine özel strateji ve temel prensipler doğal olarak kendiliğinden oluşacaktır. “Keşke”si az bir hayat dileğiyle, kararlarınızı almakta kolaylıklar dilerim…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com