Birçok yönetici çalışma vaktinin büyük bir bölümünü mahiyetindeki personelin meseleleri ile ilgilenir. Ünlü bir psikolog olan Levinson, herkese aynı seviyede olan bir yöneticinin hem merhametli, hem de objektif olabileceğini hem de işlerini nasıl yürütebileceğini bakın şu şekilde ifade ediyor.
“Bir insan bir kere yönetici/ amir oldu mu, “Arada kalmış” bir adam demektir. İş hayatının devamı müddetince karşısındaki kendisine karşı sorumlu olduğu, yani emir aldığı biri ve emir verdiği biri bulunacaktır. En yüksek mertebeye geçse bile karşısında şirketin sermayedarları, hisse sahipleri vardır. Orta mevki idare kademesindeki bazı pozisyonlar bir amiri öteki pozisyonlardan çok daha fazla “Ortada” bırakırlar. Aşağı kademelere ait çözülmemiş o kadar çok mesele vardır ki bunlar, üst kademedeki idarecilerin önüne sunulmak için yeterli derecede önemli ve acele sayılmazlar.
Bu gibi pozisyonlarda resmi isimler yoktur. Yönetici ilgili olduğu alandan çok farklı bir görevi üzerine almıştır. Onların organizasyon şemalarındaki yeri her iş yerinde farklı farklıdır. Çoğu zaman bu pozisyondaki insanların “Komuta zinciri” ile bile ilgisi yoktur. Bu pozisyonlarda bulunan insanların çalışanları kendine yakın görüyor ve tüm samimiyetleriyle yaşadığı sorunları paylaşıyorsa, bu durum işlerinin çok daha zor olduğu anlamına gelir. Çünkü burada mantık ve duygu ikilemi önlerine gelecektir. Bazı zamanlarda mantık ve duygular karşılarındaki insanlarla örtüşmeyecektir.
Bu gibi pozisyonlarda bulunan yöneticilerin başları çok ağrır. Ortada kalan amir istenmemesine rağmen şirket/ kurum için arada kalmış bu işlerin içine girmek zorundadır. Istırap çeken insanları dinlediği zaman, kendisi de onlarla beraber üzülür, ıstırap çeker. İdarenin yeteri kadar hassasiyet göstermemesinden meydana gelen sonuçları düzeltmek için çaba gösterdiği takdirde ise, ağır işleyen idare mekanizması veya yönetim politikasının kat’i şekilde ve bir taraflı tefsirleri onu üzer ve karamsarlığa sevk eder.
Hangi pozisyonda olursa olsun, kendisini o pozisyona göre ayarlayamayan insanlara karşı affetmeyen bir soğukluk gösterir. Çok defa o bütün bir gün çaba gösterdikten sonra elle tutulabilecek hiçbir iş yapamadığını görür. Hatta çok kere doğrudan doğruya harekete geçerek meseleleri çözemediği için de kendisini küçük görür. Akşam evine gittiği zaman içi başkalarının güçlükleri ile doludur ve kendisini iki taraftan sıkı sıkıya bağlanmış bir durumda bulur. O yalnız kendi ailesinin kendisinden beklediği dikkati ve onların meseleleri paylaşma ihtiyacını karşılamak zorunda değil, aynı zamanda işinden beraber getirdiği gerilimleri, onların üzerine sıçratmamak için dikkatle saklamak zorundadır.
Çalışma yerinde bu ve bunun gibi birçok farklı versiyonlarla karşılaşılabilir. Burada yöneticiyi en zorlayacak konu, mantık ile duyguların çelişmesidir. Çok yönlü düşünerek ve empati yaparak çözüm odaklı davranışlarla yönetimsel anlamdaki sorunların üstesinden gelinebileceğine inananlardanım. Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com