Türkiye genelinde çalışan Özel Halk Otobüsü (ÖHO) esnafı senelerdir ulaşımın siyaset aracı olarak kullanılması nedeniyle oldukça mağdur oldu. Defalarca esnaf temsilcileri tarafından dile getirilen sorunlar hep seçim dönemlerinde çözüm üretilmek üzere dikkate alındı, seçim sonrası yapılanlar olmasına rağmen yapılmayanlar hep daha fazla oldu.
İstanbul ulaşımı siyasi olarak hep gündemde kendisine daha fazla yer buldu. En son seçimlerde de bunu tekrardan yaşadık. Seçim döneminde vatandaşlara verilen sözler teker teker uygulamaya konulurken ÖHO esnafına verilen sözler tam olarak yerine getirilmiyor. Her geçen gün indirimli ve ücretsiz yolcu sayısı artıyor, gelirler artmıyor, ödemeler hala geç ve parça parça yapılıyor.
ÖHO temsilcilerinin verdiği çabalar neticesinde artık tüm siyasi parti temsilcilerin bu sektörün sorunları ile ilgili olarak bizim bu tür mağduriyetten yeni haberimiz oldu deme ihtimalleri kalmadı. Daha önceleri birçok platformda biz bunu yeni duyduk denilmesiyle çok karşılaştık. Bu dönem geride kaldı artık yeni söylem ise şu; “bu sektörün sorunlarını biliyoruz ve çözeceğiz.” Bu sektör olarak bizleri ümitlendirse de hala sonuç anlamında çok bir mesafe kat edilemiyor.
En son örneğini de İBB meclisinde görüşülen İETT tarafından işletilecek ÖHO sistemi oylamasında gördük. Herkes bizim sorunlarımızı bildiğini ve çözeceğini söyledi ama teklif kabul edilmedi. Teklifi ret edenler teklif verenleri, teklif verenler ise ret edenleri suçladı, karşı tarafı esnafa şikâyet etti. Daha sonra tekrar görüşülmek üzere teklif iade edildi.
Bunlardan sonra esnaf içerisinde ister istemez siyasi tartışmalar yaşandı, neden böyle oldu? Kim haklı? Kim haksız? Bizim işlerimiz neden senelerdir halledilmiyor? Zararımıza olan şeyler hemen kabul ediliyor, yararımıza olan şeylerde mutlaka bir sıkıntı yaşanıyor. Bu tarz tartışmalar gündemi meşgul etmeye hala devam ediyor.
Son yaşanan olaylardan yola çıkarak tekrar görüldü ki siyasi partilerin hepsi bizi düşünüyor ama ne hikmetse sonuçlar öyle olmuyor. Her dönem ortaya çıkan ben bu işleri çözerim, ben çözemezsem başkası hiç çözemez, şurada şöyle bağlantım var, burada şu tanıdığım var diyenlerin hepsinin bizim işlerimizi çözemediğini yine gördük. Başarı gelince sahiplenen çokken başarısız sonuçta herkes suçu başkalarına atmaya devam ediyor. Bizim şöyle bir hatamız oldu ondan dolayı olmadı diyen kimseyi ben göremedim.
Uzun senelerdir söylenen bir sözü hem esnaf temsilcilerimize hem de siyasilere tekrar hatırlatmak isterim. Bizim sektör olarak bir parti veya oluşum peşinden gitme lüksümüz yoktur. Bizim alın terimizin emeğimizin sömürülmeyeceği “EKMEK PARTİSİ” dediğimiz apolitik bir görüşümüz olmak zorundadır. Kimse bu sektörü siyasi platforma çekmeye çalışmasın.
Bizi bu hale hepiniz getirdiniz, şu anda ise az veya çok hanginizin katkısı olduğunu tartışıyorsunuz, bizim esnaf olarak sizleri izleyince gördüğümüz bu. Çünkü hepinizin bunda suçu ve katkısı olduğunu biliyoruz. Bu durumdan ÖHO esnafını biz kurtaracağız diyerek de birbirinizden rol çalmaya çalışmayın, çünkü bu duruma gelmemizde hepinizin katkısı olduğunu bildiğimiz gibi düzelecekse de hepinizin katkısı ile olacağını da biliyoruz.
Bizim omuzlarımıza devletin bile karşılayamayacağı yükleri verip hakkımızı vermeyen herkese tüm esnaf hakkını çok uzun zamandır haram ediyor, hala değişen bir şey yok haberiniz olsun… Son söz olarak da bize kimse emeğimizin alın terimizin karşılığını lütuf olarak sunmaya kalkmasın! Sadece emeğimizin karşılığını versin, tek beklentimiz bu, daha fazla beklentimiz ve isteğimiz yok…
Dr. Ramazan Arıcı
İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa Öğretim Görevlisi
E-Mail: ramazan.arici@istanbul.edu.tr