Değerli gezi severler, turizmciler, taşımacı firmalar ve okuyucular; Hiç balkanlara Avrupa ülkesine gitmemiştim. Yalnız doğuda Gürcistan ve Azerbaycan hariç!.. Bu iki ülkede de hiç zorluklar yaşamadım ve görmedim. Lakin Yunanistan ve Makedonlarda gördüklerim ve yaşadıklarım insanı pes dedirten cinsten!..
Sıkıntımız sınır kapısında başladı. İpsala da Türk sınır kapsında gecenin yarısında hiç kimseler yokken, bir saat süren işlemler ve hemen sonrası Yunan tarafında süren bir saatlik işlemler etti mi sana iki saat!.. TIR’lar zaten alabildiğine kuyruk ve belli başına çile!.. Otobüs olarak bizim araç kafadan tek araç olmasına rağmen, bu kadar uzun süren işlemler insanı düşünceye sevk ediyor!.. Örneğin bu otobüs sayısı 5, 6, 10 olsaydı… Kendi kendime vay halimize diye konuşuyorum!..
Avrupa bize neden böyle bakıyor? Bizleri hangi gözle görüyorlar acaba? Bir Makedonya’ya bakıyorsun; Yol, bize göre yok!.. Kentleşme yok!.. Sanayileşme zayıf!.. Tabi bunlar olmayınca ekonomide zayıf!.. Bu konularda hiçbir gelişme de yok!.. Yinede bakış açıları neden farklı anlayamıyoruz!..
TIR şoförünün birisi yaklaşıyor… “Ağabey ben sizi bir yerden tanıyorum ama nereden çıkaramıyorum bir türlü…” Neyse biz gazete filan derken, “Tamam ağabey, tamam bu sizin gazete lojistik firmalarına çok yer veriyor. Bir şey anlatsam size, yazar mısınız?” demesinin ardından başlıyor anlatmaya…
“Biz TIR’cılar her gün gümrüklerde beklemekten ölüp, bitiyoruz. Beklemelerde vakit geçmiyor!.. Vakit geçirmenin tek yolu çilingir sofrası!.. Vakit geçirmeyi ve teselliyi her akşam bu beklemelerde kalabalık arkadaş guruplarımızla içki de buluyoruz. Akşamcı olduk be ağabey!.. Çoğumuzun elimizde sigarayla, alkollü olarak sızıp kaldığı günler oldu. Üstümüzü, başımızı yaktığımız anları da yaşadık. Bizim bu sıkıntılarımıza kim çare olacak? Kim çözecek? Gümrük Bakanlığı ne düşünüyor bu konuda? Bizde bir şey bilmiyoruz. Sen ne dersin ağabey?” dedi.
Bende şakayla karışık çare ne Gümrük Bakanlığı’nda nede kul da, Allah’tan başka çare yok!.. Ne diyebilirim ki, kısacası zulüm deyip ayrılıyorum İpsala işlemlerden sonra… Sabah peş peşe yine Yunan, Makedon gümrük işlemleri tekrar başlıyor!.. Bir bakıyorsun gümrük memuru araçta pasaportları kendisi topluyor. Dik dik insanlara bakıyor i...lik olsun diye. Zavallılar dedim kendi kendime. Bu arada bizim kaptan Sadık Yazıcı da dikkatimi çekti. Maşallah pasaportlar ve otobüsün evrakları elinde. Adam resmen arzuhalci gibi koşturuyor. Sadık kaptan, ileriki zamanlarda sen vallahi transit geçersin, sana vize pasaport falan sormazlar diye takılmadan da edemedim. Ee abi işi bilmesen çook çook bekleriz diye o da yanıt verdi.
Sadık tarzanca da konuşuyor. Maşallah avantayla bağla geçide öğrenmiş. Sadık biraz torpilli, zamanı kullanmak adına işi iyi biliyor helal olsun dedim. Yolcularda memnun, kapılarda memurla da memnun… E hayırlı olsun, şimdi buraya kadar tamamda sonuç ne olacak?
Gümrüklerdeki yığılmalar, işlerin ve işlemlerin süratle teslimi, kontrol aşaması ne olacak? Vallahi bunu devlette bilmiyor!... Bu gezi organizasyonlarını yapanlar, bir komite oluşturup bir şeyler yapmalılar!.. Turizmle ilgili, alakalı kurumlar ve dernekler bir şeyler yapmalılar!.. Gümrüklerden sorumlu bakanlık bir şeyler yapmalı!.. Kısacası Sadık Yazıcı gibi bir şeyler yapılmalı!.. Bizden daha geri ülkeler, bize vize uyguluyor, bizden toprak bastı parası alıyor!.. Alıyor almasına da maalesef yapılan muamele yanlış!.. Bizler o ülkelere Euro bırakmaya gidiyoruz, adamlar bize asker muamelesi yapıyor!.. Bekleyin. Ben yinede her kese iyi geziler diliyorum… İyi beklemeler diyorum… İşte bu aşamaya bir farklı hareket sağlanmalı; o da bakanlık nezdinde olacak bir durum!.. Burada gezi yazıma son verirken, şahsımı davet edip vize işlemlerim dahil tüm aşamaları kendileri takip edip hazırlayan KURU TURİZM işletmecisi YAŞAR KURU’ya teşekkürlerimi iletiyorum. Kaptan SADIK YAZICI’ya da iyi yolculuklar diyorum. Yolunuz açık, gözünüz ışık olsun. Hoşça kalın, dostça kalın.
Turgay Saraçlı
E-mail: turgaysaracli@hotmail.com