Ahmet Tekin
Ahmet Tekin

Lojistik Hikâyeleri

13-11-2014 18:01 6131 kez okundu.

Dışarıda yağmur yağıyordu. Teybin sesini kapatmış ve sadece sileceklerin arada bir camda çıkardığı sesi duyuyordu. Birde kafasındaki soruları çözmeye çalışıyordu. Çocuklar ne yaptı, hanım ne yaptı...

"Harcırahımı saymadan aldım inşallah eksik değildir. Önceki hesapları da henüz kapatamadım" diye geçirdi aklından. Firma sonra hesaplaşırız diye sürekli erteliyordu!.. Alacağı vardı emindi!.. Zaten borcu olsaydı çoktan hesaplar görülmüştü!.. El mecbur, taze para yani harcırah ele sayılınca neyse sonraki sefere deyip, yola çıkmak şoförün kaderiydi.

Büyük oğlan üniversiteye kayıt yaptıracaktı bu gün. Biraz daha fazla paramı bıraksaydım acaba diye düşündü. Bir sigara daha yaktı. Karanlığa karışan güne bir tutam duman üfledi. Yükünü almış, gümrüğe girmiş, evraklarını muameleciye vermişti. "İşim kaçta biter gardaş" demiş ama gümrükçü çocuk koşturarak gittiği için cevabını alamamıştı. Zor bir yüktü, yüklerken çatı açmak zorunda kalmıştı. Araba eski model olunca insan eli daha fazla çalışıyordu. Yükleme yerinden forklift falanda yardım etmeyince epey yormuştu çatı açmak. Hele o babalar, paslandıkça sanki adamla güreşiyorlardı. Tabi sonrada aynı düzenle o çatıyı, çadırı toplamak.

Gelsin de o operasyoncu toplasın bakalım nasıl oluyomuş diye hayıflanıyordu. "Çabuk çabuk kaptan" demesini biliyon oturduğun yerden diyecem görünce diyor ama her defasında vazgeçiyor yada unutuyordu. Lanet olsun bu işi bırakacam emekli olacam zaten doldu her şeyim diyordu... Kamyon alıcam krediyle demişti bir keresinde. Hanımı da "ee ne anladım yine şoför, yine şoför" deyince susmuş vazgeçmişti. Hem patron hemen "benden çaldı kamyon aldı hırsız bu şoförlerin alayı" der diye çekinmişti. "Onların dışında herkes hırsız anasını satayım. Onlar sanki ak kaşık. O TIR'ları nasıl aldın?" diye düşünüyor, hayıflanıyor, sinirleniyor ama ekmek, ekmek, ekmek diye sonra şükrediyordu!..

3 saat olmuştu evrak vereli. Acıkmıştı, uykusu var, yorgundu. Şimdi uyusa iyiydi ama ya muayene memuru gelirse, bu gece kapıyı geçmem lazım diye düşündüğü için onu da yapamamıştı. İndi derin bir nefes aldı gecenin ayazından. Sonra paslı, bir tarafı iple tutturulmuş yemek dolabını açtı. Ekmekten bir dilim kesti bir konserve açtı ve kaşığı silerek düzgünce dolabın kapağından oluşan masaya koydu. Tam bir iki lokma atmıştı ki muayene memuru ve muameleci geldi. Adam şoförün konservesine, paslı dolap kapağının üzerinde duran ekmek dilimine ve kaşığa bakarak hafifçe dudak büktü.

"Abi arka kapağı açar mısın?" dedi muameleci. Yine başlamıştı. Gümrük halatını çekerek topladı. Arka kapağın kilitlerini sökerek kapağı indirdi. Muayene memuru araca çıkmadı bile. "şu koli, şu koli, şu palet, onları aç bakalım" dedi. Bir taraftan da paletleri göz ucuyla sayıyordu. Dediklerini hep yaptı. dedi açtı. Kapa dedi kapadı. Çık dedi çıktı. İn dedi indi...

Nihayet gittiler. Yorgunluk, yaşlılık ve uykusuzluk bacaklarına yapışmış aşağıya çekiyordu. Dizlerinin bağı çözülmüş gibiydi. Bir su içti,derin nefes aldı çekiciye yöneldi. Torpidoda ilacı vardı. İki adım ötedeki çekiciye zar zor ulaştı, ayağını basamağa koyup kendini yukarı çekmişti ki.... Kanının bedeninden çekildiğini hissetti. Göğsünde tonlarca demirle pres yapıyorlarmış gibi hissetti... Gözleri karardı.... Kalbini kuş gibi hissediyordu... Atıyor... Atıyor... Atı...at..a......
Tanıdık geldi mi bilmiyorum. Bir Lojistik emekçisi!..

Ahmet Tekin
Tüm Lojistik Çalışanları Birliği
E- mail: sansalahmettekin@gmail.com  
Tel: 0533 690 60 27
https://www.facebook.com/groups/509359522513159www.facebook.com/groups/509359522513159