Disiplin, aslında sadece askeriyeye özgü bir konu gibi gözükse de, bütün organizasyonların göz ardı edemeyeceği bir husustur. Zaten disiplin olmazsa, onlarca, binlerce çalışanı olan şirketler kendi iş süreçlerini sağlıklı olarak yönetemezler.
Çünkü disiplin, insan olgusu ile ilgili bir konudur. Çalışanların yetiştirilme tarzları, eğitim düzeyleri, algıları, beklentileri ile insanın inisiyatif kullanabilme ve suiistimal davranışlar gösterebilme özellikleri nedeniyle işletmelerde belirli kuralların oluşması, çok da doğaldır. Disiplin, hatalı davranışlardan uzak durmayı, doğru davranmayı ve işletmeyi başarıya götürmeye yönelik ilke, kural ve uygulamaları kapsar.
Atatürk’ün dediği gibi; “Disiplin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde başarı vardır”. Disiplin kendi içinde bir amaç değil, çalışan için bir eğitim, öğretim, bir öğrenme fırsatıdır. Şirket içi verimliliği artırma, şirket içi iletişimi sağlama, çalışanların birbirine saygı göstermesi ve her şeyden önemlisi adaleti sağlama adına kurum içi disiplin olmazsa olmazımızdır.
Şirketlerdeki disiplin, kurum/şirket amacına ulaşmak için bir araya gelmiş insanların, birbirleri arasındaki farklılıktan kaynaklanan; işini aksatma, zamana riayet, işletmenin araç/gerecine zarar verme vb. gibi yönetim tarafından istenmeyen davranışlarda bulunmamayı ve belirli kurallar çerçevesinde uyum içinde çalışmayı gerekli kılan yaptırımlar bütünüdür.
Bu nedenle, şirketlerde disiplinin ne şekilde sağlanmasının etkili bir yöntem olduğu, her şirkete, yönetime veya lidere göre farklılık gösterebilmektedir. Ancak şirket yönetimleri tarafından ilk yapılması gerekli olan husus önleyici disiplinin sağlanmasıdır. Şirket içi kurallarının oluşturulması ve bu kuralların çalışanlar ile paylaşılması, bunların çalışanlara bildirilmesi/tebliğ edilmesi önleyici disiplinin ilk adımını oluşturmaktadır.
Şirketlerde önleyici disiplin yaklaşımı uygulanmadığı takdirde, bazen çalışanların kuralları ihlal ettiği görülür. Bu durumda ise geçerli olan yaklaşımlardan biri “Düzeltici (Cezalı) Disiplin” yaklaşımıdır. Bu konuda kritik husus, cezaların adil ve kademeli olarak verilmesi, suçların tekrar etmesi durumunda ise cezaların şiddetlenmesidir. İlk ceza kademesinde cezanın verilip/verilmeyeceği veya verilecek ise hangi derecede verileceği hususu çalışanın niyeti, samimiyeti belirlemelidir. İşte buna da yeni bir yaklaşım olan “Yapıcı (Cezasız) Disiplin” denilmektedir.
Yapıcı disiplin anlayışında amaç, önleyici disiplin yaklaşımında aşılanmak istenen kurallara isteyerek ve bilinçli olarak uyma davranışı kazandırmaktır. Öyle anlaşılıyor ki, insan var olduğu sürece işletmelerde disiplinin çok hassasiyetle işlenmesine devam edilecek. Yalnız şuna dikkat etmemiz gerekir ki; bir disiplin oluşturalım derken, çalışanlara haksız yere verilebilecek cezalarla, çalışanların motivasyonunu bozabilir, hatta işten soğumasına kadar varabilecek duruma getirebiliriz. Bu nedenle, disiplini sağlama amacıyla verilecek cezalarda mutlaka adil olunmalı, çalışanın performansı, niyeti ve samimiyeti her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Esenlik dileklerimle…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com