Her sıktığımız kurşun neden bizi yaralıyor? Sınırlarımızda dostumuz kalmadı. Gerçi zaten dost değillerdi ama en azından diplomasi kanalları açıktı ve ticari ilişkilerimiz yürüyordu. Şimdi fiili olmasa da bir savaş durumu yaşıyoruz.
Bu durum en çok bizim sektörü etkiliyor ve etkileyecek. Çünkü adamlar mal alacak ki, mal satacak ki bizde onu taşıyacağız. Biz etkileniyorsak, bizim yan sanayimizde etkilenecek. Portakal tarlada kalınca gübreci, ilaççı, ziraatçı, tarla işçisi etkilenecek. Turizm sektörü etkilenince inşaat sektörü, turizm emekçileri, tekstil ve yan tedarikçilerde etkilenecek. Tüm bunlar etkilenince de lojistik sektörü hepsinden daha fazla etkileniyor.
Ne yani ihlallere karşı savunma yapmayalım mı? Ülke prestijinin yanında lafımı olur diyeceğim ama yeni çağ öyle değil. Yanı başımızda Suriye'de bir bataklık oluşturmaya çalıştı büyük baş devletler. İlk ayağını sokan biz olduk aceleyle ve büyük bir hırsla. Hem de komşumuza.. Yaptıkları katliamları savunmak değil amaç. Buna karşı çıkmanın yöntemi dünya ile birlikte olabilirdi.
İyi veya kötü en azından bir muhatabımız vardı karşımızda. Şimdi yalnızca biz zararlı çıkıyoruz. Sadece bizim Orta Doğuya ihracatımız ve taşımalarımız böylece bitme noktasına geldi. Sadece bizim Ülke güvenliğimiz tehlikede. Sadece biz oradan transfer edilen 2,5 milyon kişiye bakmak zorundayız. Sadece bizim toprak bütünlüğümüz bölünmeye daha çok yaklaştı. Sadece biz Rusya, İran, Irak ve Çin'le düşman pozisyonundayız.
Şimdi bir ayağımız oradaki bataklıkta, bedenimizin geri kalanı burada, popomuz havada duruyoruz. Ayağımızı mı popomuzu mu kurtaracağız şaşırmış durumdayız. Bu zincir durmak bilmeyecek gibi. Öyle özürlerle yeniden görüşmelerle falanda hallolacak gibi değil. Bu fırsatı yakalayan düşmanlarımız, bizim bu pozisyonumuzu sonuna kadar kullanacaklar.
Sırtımızı acilen dayadığımız müttefiklerimiz ise en büyük sorunumuz olan teröre silah ve para yardımı yapanlar olunca çocuk olsa bunu görür. Sanırım birkaç yıl içinde hem toprak hem de çok büyük tavizler vereceğiz gibi görünüyor. Ya çok acemiyiz dış politikada yada gözlüklerimizin numarası yanlış. Yada Obama amca bize hep yanlış gözlük reçetesi veriyor. Sonrada biz başımızı duvarlara tosladıkça gülüyor. Para en büyük silah.
Paranız yani ekonominiz zayıfladığı anda sistemin en zayıf halkası oluyorsunuz ve güçlü halkalar sizi yutmaya hazırlanıyor. İnşallah politikalarımız hamaset yerine, akılcı ve diplomasi yönünde ağırlık kazanır. Devlet yönetenlerin imanlı olması güzel ama devletin dış politikasını dinsel bağlarla mezhepsel bağlarla ayırarak kurmaya çalışırsanız, bunun karşılığını da bloklarla almanız kaçınılmaz. Bu diplomasiyle tamamen zıt. İnşallah diyorum, inşallah kötü senaryoların hiçbiri olmasın. Allah bu güzel vatanı ve tüm milletlerin içinde en hayırlısı olan bu milleti korusun.
Ahmet Tekin
Lojistikçi
Tel: 0531 304 04 78
E- mail: sansalahmettekin@gmail.com