Özellikle İstanbul'da son altı ay içerisinde terör olayları nedeniyle özel halk otobüs işletmecileri ciddi anlamda sıkıntı yaşamaya başladı. Malumunuz üzere özel halk otobüs işletmecilerinin bir garajı yok. Otobüsler servis sonrası sokak aralarına veya akaryakıt istasyonu önlerine gelişi güzel park ediliyor. Terör yandaşları ise korumasız araçları yakıyor. Bu olayda ise hem ülke ekonomisi hem de esnaf zarar görüyor. Vatandaş ise mağdur oluyor.
Yaşanan terör olayları gösteriyor ki, özel halk otobüs işletmecileri için garajlar artık kaçınılmaz bir gerçek!.. İstanbul'da 6 şirket ve erguvan renkli araçlar ile birlikte 3 bin 200 halk otobüsü hizmet vermektedir. Şirket yöneticileri bu konuda güç birliği yaparak gerek büyükşehir belediyesinden gerekse İETT Genel Müdürlüğü'nden garaj yeri için arsa talep etmelidir. Aslında baktığımız zaman garaj konusu büyükşehirin uhdesindedir. Çünkü özel halk otobüs işletmecileri kentiçi toplu taşıma hizmetini büyükşehir adına veriyor. Her ne kadar otobüsler şahıs yada şirketlerin adına olsa da hatlar büyükşehirin. Dolayısıyla otobüsleri de korumak büyükşehirin görevidir. Haksız mıyım?
Kanuna baktığımızda özel halk otobüslerinin bir tanımı yok. Eğer tanımı olmuş olsaydı, araçların parklanması için garaj konusu da şahıs veya şirketlerin uhtesinde olurdu. Vatandaş kendi garajının arsasını kendisi alır, kendisi yapardı. Şehirlerarası yolcu taşıma firmalarından Metro, Ulusoy ve Kamil Koç gibi firmalara baktığımız da kendi garajlarının olduğunu görüyoruz. Çünkü otobüs de kendinin, garajda!.. Halk otobüsüne gelince, otobüs vatandaşın da hat belediyenin. Şimdi bu garajı ya belediye yapıp otobüsleri İETT'de olduğu gibi buraya toplayacak, ya da şehrin farklı bölgelerinde uygun arsaları bedelsiz tahsis edip esnafa garaj yapımı noktasında destek olacak. Unutmayalım, yanan her otobüs, ülke vatandaşlarımızın cebinden çıkan vergilerdir.
Göksal Purtuloğlu
Cep: (0533) 422 22 77
E-Mail: purtuloglu_61@hotmail.com