Bir önceki yazımda İstanbul’daki ÖHO’ların dönemsel olarak renk değişimlerini incelemiş ve İstanbul’da ÖHO’lar dönemsel olarak yolcu ücretlerini nasıl temin ediyordu ona değinmeye başlamıştım…
Kağıt bilet dönemini ve kağıt biletten otobüs içi biletçi sistemine geçişe kadar gelmiştik… Otobüs içinde sadece para alınıp biletçiler tarafından bilet kesilen sistem 1990 yıllarının başından 1998 Ağustos ayına kadar devam etti. Bu tarihte İETT kendisinin kullanmakta olduğu AKBİL (Akıllı Bilet) sistemine ÖHO’ların da geçmesini şart koştu. ÖHO’larda artık hem Akbil hem de biletçiye para verip bilet kesilmesiyle ücret ödenebiliyordu. Resmi olarak 2 farklı ücretlendirme ÖHO’larda ilk defa bu dönemde kullanılmaya başlandı…
1998 Ekim ayında ise otobüs içinde yolcu başına bilet kesilmesine devam edilse de ödeme olarak sabit bir bilet adedi belirlendi. Otobüsün içine binen yolcu sayısı önemli değildi, ne kadar yolcu taşınırsa taşınsın sabit bir ücreti İETT’ye ödemek gerekiyordu. Bu sürede yolcularla çok tartışmalar yaşandı, bu durum yolculara izah edilemedi. ÖHO esnafı vergi kaçırmakla itham edildi. Yolcular bilet istediğinde al 10 tane vereyim, sen alsan da almasan da ben sabit bir ücret ödüyorum diyen biletçiler yüzünden ÖHO imajı bu süreden sonra iyice kötüye gitmeye başladı.
ÖHO’ların da Akbil sistemine geçmesiyle şehiriçi ulaşımda entegrasyonların geliştirilmesi hız kazandı. Turuncubüs döneminde otobüslerin kullanım yaşı doldu ve artık yeni renk; yeşil-açık mavi-koyu mavi oldu. Otobüsler sıfır fabrika çıkışlı otobüslerle değiştiriliyordu. Esnafların kazancı çok iyi olmasa da zamanın belediye başkanı olan, İETT’de çalışmışlığı bulunan Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle ÖHO esnafları uygun kredilerle otobüslerini değiştiriyordu. İETT de bazı kolaylıklar ve teşvikler sağlıyordu. Bu dönem İstanbul ÖHO esnafı için oldukça iyi geçen bir dönem oldu.
2005 yılında İETT kendi otobüslerinde akbil bastırıp şoförlerinin minibüs şoförü gibi ücret almasına müsaade ettiği zamanlar İstanbul’da İETT otobüslerinde seyir güvenliği ve sefer sürelerinde büyük sıkıntılar yaşandı. İETT’den maaş alan, altında devletin otobüsleriyle ÖHO’lar ile yolcu kapma yarışına giren İETT şoförleri yolculardan bastıkları akbilden 10-25 kuruş daha fazla ücret alıyordu. İETT şoförü hem maaşını alıyor hem de devletin imkanlarıyla gayri resmi olarak yolcu başına 25 kuruş kazanırken ÖHO’lar 1 yolcudan oluyordu. Çeşitli kamu davaları açıldı. İETT bunu bir kılıfa uydurmaya çalıştı, bazen iptal etti sonra tekrar izin verdi. Bu uygulamayı bir kılıfa uyduramayınca da açılan davalar ve Otobüs AŞ firmasının ihaleleri sonrası İETT 2 Temmuz 2011 tarihinde kendi şoförlerinin akbil basmasını resmi olarak iptal etti. Daha sonra da ÖHO biletçileri 14 Ağustos 2011 tarihinde kaldırıldı.
Artık ücretler sadece Akbil ve İstanbul kart ile ödenebilecekti. Elektronik kart ve akbil kullanımının ödemeye geçildiğinde ilk birkaç ay hakkedişlerin arttığı gözlemlendi. Fakat Otobüs AŞ ihaleleri ,ücretsiz kalemlerdeki artışlarla birlikte 3-4 yıldır ÖHO esnafı zam gelse de gelmese de aşağı yukarı benzer hakkedişler almaktadır. Bu da esnaf tarafından şüphe ile karşılanmaktadır.
Şu anki sistemde ÖHO esnafı günlük ne kadar kazandığını bilmemektedir. 15 günlük dönemler sonunda kazancınız bu kadar denilmekte ve ona göre ödeme almaktadır. Acaba başka hangi sektörde esnaf günlük ne kadar kazandığını bilmiyordur. Sanırım ÖHO esnafı dışında böyle bir esnaf yoktur. Belbim’in acil olarak anlık ve günlük olarak esnafın hakkedişlerini görmesini sağlaması gerekmektedir. Bu istek esnafın en doğal hakkıdır. Esnafın şüphelerinin ortadan kalkması az da olsa bu şekilde sağlanabilir….
Ramazan Arıcı
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi
E-Mail: ramazan.arici@iu.edu.tr