Nehir taşımacılığının tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Antik çağdan bu yana Mezopotamya vadisinde Dicle ve Fırat nehirlerinden, Mısır’ın bereketli nehri Nil’e, Avrupa’da Ren ve Tuna nehirlerine kadar nehir taşımacılığı yapılagelmiştir.
Örneğin, Roma İmparatorluğu döneminde, Tuna Nehri üzerinden, gemilerin Karadeniz sahillerine ulaştığı bilinmektedir. Roma döneminde söz konusu nehirler, imparatorluk sınırları içinde bulunan tüm halklar tarafından kullanılabiliyordu. Buna ek olarak nehirler, her zaman yerleşim yerlerinin, tarım alanlarının ve sınırların belirlenmesinde önemli bir etken teşkil etmiştir. Dünya çapında nehir yolu taşımacılığı en yaygın olarak Avrupa’da ve Uzakdoğu’da (özellikle Çin ve Güney Asya ülkeleri) gerçekleştirilmektedir. Deniz taşımacılığında görülen küresel yükselişe paralel olarak nehirlerin de önemi artmıştır. Bunun belirgin şekilde gözlemlendiği bölgelerden biride şüphesiz Avrupa kıtasıdır.
Avrupa’da bulunan Ren, Tuna ve Volga nehirleri, birçok ülkeyi birbirine bağlamaktadır. Türkiye’de nehir taşımacılığı yakın tarihlerde gelişmeye başlamıştır. Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi bu açıdan en çok öne çıkan projelerden birini oluşturmaktadır. Önümüzdeki yıllarda nehir taşımacılığının daha fazla gelişeceği aşikârdır.
Avrupa’da nehir taşımacılığını düzenleyen yasa 15 Kasım 1985 tarihinde, Avrupa Nehir Taşımacılığı Kodu adı ile Avrupa İç Suları Çalışma Grubu tarafından kabul edilmiştir. Yasanın genel hükümleri, nehir taşımacılığında kullanılan terimleri netleştirmiş ve yasallaştırmıştır. Avrupa Nehir Taşımacılığı Kodu, nehir taşımacılığında, taşımacılık kapsamına girebilecek araçları açıkça belirterek söz konusu kanunu bağlayıcı hale getirmiştir. Yasa ayrıca; gemiler için tonaj hacmi, nehir yolu kuralları, gemilerde çalışan personelin standardizasyonu, gemilerin yük alması ve yük indirmesi ile nehir taşımacılığı sırasında oluşabilecek çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda hükümler içermektedir. Söz konusu yasa, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesi altında bulunan Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından hazırlanmış ve nehir taşımacılığı alanında mevzuat değişiklikleri konusunda öncü rol üstlenmiştir. Önemli şehirleri ve bölgeleri birbirlerine bağlayan 30.000 km’lik kanallar ve nehirler düşünüldüğünde, nehir taşımacılığında daha etkin bir taşımacılık için bilgi teknolojilerinin kullanımı önem kazanmaktadır. AB, buna yönelik nehir bilgi hizmetleri (RIS) yapısı oluşturmuştur . Bu yapının serbest geçiş bilgisi, trafik bilgisi, trafik yönetimi, afet risk azalımı hizmeti, nakliye yönetimi hizmeti, nehir geçiş ve liman ücretleri bilgilendirmeleri sağlaması öngörülmüştür. Bu amaçla yasada, AB üyesi ülkelerin bu uygulama ile ilgili gerekli bilgiyi sağlamaları, bağlı oldukları ulusal ya da uluslararası düzenlemeleri bildirmeleri ve bölgesel ihtiyaçlara göre nehir bilgi hizmetleri merkezleri kurulması zorunlu hale getirilmiştir.
AB mevzuatı çerçevesinde, 2006-2016 yılları arasında gözden geçirilmiş 11 yasa bulunmaktadır. AB mevzuatı içerisinde nehir taşımacılığı ile ilgili bir diğer önemli yönerge iç sularda kullanılan gemilerin standardizasyonu ile ilgilidir. 12 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren bir yönergeyle, 1982 yılında yürürlüğe giren ve nehir taşımacılığı alanında faaliyet gösteren gemilerin teknik gereksinimlerine ilişkin yönerge feshedilmiştir . Söz konusu yönerge, uzunluğu 20 metre ya da daha fazla olan gemiler ve en az 100m³’lük hacme sahip gemiler için uygulanmaktadır. Feribotlar, donanma ve savaş gemileri bu düzenlemeye tabi değildir. Yasanın bir diğer önemli özelliği nehirlerden geçecek olan gemilere sertifika zorunluluğu getirmesidir. AB üye ülkelerinin iç sularında topluluk sertifikası gerekli iken gemiler, R-Zone denilen Ren nehrinden geçerken, hem topluluğun sertifikasını hem de Ren Seyrüsefer Merkez Komisyonu’na bağlı olarak oluşturulmuş bir sertifika bulundurmakla yükümlüdür.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr