Tümevarım’ı çok genel olarak; özelden genele ya da olaylardan yasalara geçiş şeklindeki akıl yürütme olarak tanımlayabiliriz. Deneysel bilimler, olaylardan yasalara götüren bir yöntem olan tümevarım yöntemini kullanırlar. Örneğin bir buz parçasının ateş üstünde eridiğini birçok kez görsek “ateş buzu eritir” tümevarım kuramını kullanırız. Bilim, şöyle bir tanımlama yaparak bunu yasalaştırır: Birinci öncelikle nedensellik ilkesini koyar ve “Aynı nedenler aynı koşullarda aynı sonuçlar verir” der.
Bu tanımlamada da gördüğümüz üzere “Tümevarım” kuramı bir yasa oluşturmaya zemin hazırlarken, ancak aşağıda vereceğim örnekler ile “Tümevarım”ın bir başka boyutunu da bu yazımda değerlendirmelerinize sunmak istedim. Bir yatırımcı C hisse senetlerini satın alır. Borsadaki senet fiyatları fırlar. Yatırımcı başlangıçta temkinlidir. Fiyatlar ha şimdi durur düşüncesiyle satın almaktan kaçınır. Hisse senetleri aylar sonra hala yükselişte olduğunda tahmini kesinlik kazanacaktır: “Bu hisse senetleri artık düşmez.” Öncelikle bu gözlem günbegün yeniden doğrulandığı için, altı ay sonra yatırımcı bütün varını yoğunu bu hisse senetlerine yatırır. Şimdilerde ise anılan yatırımcı risk yoğunlaşması yaşamakta, tümevarımın kurbanı olmuş ve er ya da geç bunun bedelini ödemeye hazır beklemektedir.
Basit yerlerden paraşütle serbest atlayış yapan bir kişi, kayalardan, verici kulelerden ve binalardan atlar, paraşütünün ipini son anda çekerdi. Bir keresinde, yaptığı sporun riskinden bahsedildiğinde şöyle cevap verdi: “Binden fazla atlayış yaptım. Şimdiye kadar hiçbir şey olmadı.” Görüşmenin üzerinden iki ay geçmişti ki, Güney Afrika’da tehlikeli bir kayadan atlarken hayatını kaybetti. Tek bir karşıt gözlem, bin kez doğrulanmış bir kuramı silip süpürmeye yetmişti.
Tümevarımsal düşünme feci sonuçlar doğurabilir, ancak yine de bu kuramın varlığını yok sayamayız. Kalbimizin yarın da atacağını hesap ederiz, uçağa bindiğimizde bütün kuralların dün olduğu gibi bugün de işleyeceğine güveniriz. Tümevarıma ihtiyacımız var ama bütün kesin kanaatlerin hep yalnızca geçici olduğunu unutmamız gerekir. Walter Benjamin de “Ölüm ve vergiler dışında hiçbir şey kesin değildir” der.
Lojistikte de daha öncelerden beri hep başarılı olunan bir konunun ileride de başarı düzeyine ulaşmasının kesin olmadığını göz ardı etmemeliyiz. Kaldı ki, lojistik süreçlerde bizim elimizde olmayan girdiler bulunmaktadır. Gümrük işlemleri, tedarik faaliyetleri, trafikteki engeller gibi… Tümevarımdan vazgeçemeyiz ancak, bunların da tamamının istatistiksel düzeyde yüzde 100 olmayacağını bilmeliyiz. İçerisinde bulunduğumuz zaman, farklı iş yapış sorumluluğuna sahip insanlar, kuşak değişiklikleri ve materyal ile ilgili teknolojik gelişmeler bir önceki zaman/periyod ile farklılık oluşturabilmesi muhtemel konulardandır..
Hayırlı ve bereketli bir Ramazan Ayı dileklerimle…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com