Avrupa Uzay Politikası, 2013 yılına kadar 7’nci Çerçeve Programının desteğiyle yürütülmüştür. Program, uzay ulaştırılmasından uzay teknolojilerine kadar yeni kavramlarının gelişimine destek vermiştir.
Bundan başka, uzay kaynaklı sistemlerin ve hizmetlerin güçlendirilmesinde önerilerde bulunulmuştur. 7’nci Çerçeve Programı kapsamında, toplam 205 adet uzay projesine destek verilmiştir ve 1,4 milyar Avro bütçe kaynağı oluşturulmuştur. Bunlarla beraber, AB’nin çeşitli şehirlerinde konferanslar düzenlenip uzay uzmanlarıyla bilgi alışverişinde bulunulmuştur. 2014 yılından bu yana ve 2020 yılına kadar ise, uzay politikası, diğer politikalar gibi Horizon 2020 projesinin kapsamında yer almaktadır.
Horizon 2020’nin temel hedeflerinden bir tanesini incelediğimiz zaman, 2020 yılına kadar AB’de bir İnovasyon Birliğini hayata geçirmeyi de kapsamaktadır. 2020 yılına kadar, bu doğrultuda, 70 milyar Avroluk bir bütçe hazır bulunmaktadır. Bundan başka, bilim ve inovasyon dallarına daha fazla destek sağlayıp, Avrupa’da büyümenin yanı sıra yeni istihdam olanakların yaratılması hedeflenmektedir. Horizon 2020 projesiyle, aynı zamanda da, bilim dalı ile pazar arasındaki sınırların aşılmasının sağlanması düşünülmektedir. Örneğin, yeni teknolojileri geliştirecek olan inovasyon şirketlerin bu alanda stratejik bir önemi olduğu aşikârdır.
Avrupa’da tek bir Bilim Alanı yaratma gayretleri de Horizon 2020 projesine girmektedir. Uzay alanına gelince, Horizon 2020’ye göre, Avrupa’nın “temel sanayi teknolojileri” olmanın yanı sıra, inovasyon ve rekabetçilik için önemli potansiyeli olan bir alan olarak görülmektedir. 7’nci Çerçeve Programının başarılarından yola çıkarak Horizon 2020, Avrupa uzay camiasının yeni uzay teknolojilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalara yardımcı olmaktadır. Böylece, iktisadi bir şekilde bakıldığında, temel hedef, rekabetçi, inovasyon odaklı ve uygun maliyetli bir uzay sanayisinin (KOBİ’ler de dâhil olmak üzere) yanı sıra etkin bir bilim camiasını yaratmaktır.
Burada, tekrar altının çizilmesi gereken bir dal, Horizon 2020 çalışmaları kapsamında, üye ülkelerin bilimsel faaliyetleri ile ESA’nin faaliyetleri beraber yürütülmektedir. Başka bir deyişle, çeşitli aktörler arasında bir tamamlayıcılık mevcuttur. ESA’nın gelecek seferlerini incelediğimiz zaman, 2015 yılında fırlatılacak olan Adm-Aeolus’tan bahsedebiliriz. Uydu, dünyadaki küresel rüzgâr yataklarının tespit edilmesine yardımcı olmayı hedeflemektedir. 2024 yılına kadar planlanan başka seferlerde, 2016 yılında fırlatılacak olan Exomars (Mars gezegenine bir yörünge aracı gönderilecektir), aynı yılda Bepicolombo (Avrupa’nın Merkür gezegenine gönderilecek ilk seferi olacaktır), 2017 yılında fırlatılacak olan Solar Orbiter (Avrupa’nın Güneş’e en yakın seferi olacaktır) ve 2022 yılında fırlatılacak olan Juice’ı (Avrupa’nın Jüpiter sistemine gönderdiği ilk seferi olacaktır) sıralayabiliriz.
Yukarıda incelediğimiz gibi, Avrupa Uzay Politikası, köklü ve kapsamlı bir politika olmak üzere, çeşitli aktörleri kapsamaktadır. Bundan başka, geleceğe yönelik çok çeşitli ve iddialı projelerle yürütülmeye devam edilmektedir. Uzaya çıkmak, insanoğlunun belki eski hayallerinden bir tanesi olarak algılanabilir ve dünyamızda devam eden bir takım sorunlar için inovasyon odaklı cevaplar sunmaktadır. Horizon 2020 projesinde gördüğümüz gibi, Avrupa kurumları ile üye ülkeler, uzay alanını yeni istihdam kaynakları yaratacak bir sektör olarak da görmektedir. Ayrıca, uzay bir ekonomik sektör olarak mülahaza edilerek, uzay politikasının üretime katkı sağlaması ve rekabet gücünü artırması umulmaktadır. AB’de devam eden ekonomik buhrana karşı, belki de böylece uzay alanının geliştirilmesi bir çözüm olarak görülebilir. Bunun yanında, günümüz rekabet ortamında, yükselen güçler karşısında büyük bir güç olarak kalmak için, Avrupa’nın uzay politikasında başarı sağlayarak farkını ortaya koyması ve uzay politikası ile ilgili inovasyon ve teknolojik gelişmelerin diğer sektörler için de öncü bir görev görmesi büyük önem taşımaktadır.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr