Tüm sektörlerde olduğu üzere lojistikte de pazarlama politikalarının belirlenmesinde “Algı Yönetimi” göz önünde bulundurulması gerekli bir stratejidir. Algı Yönetimi; Lojistik bağlamda firma/ kurumun kalitesi ve markası gibi bir algı nesnesinin firma/ kurumun istediği şekilde algılanmasını sağlamadır. Başka bir deyişle, lojistik firmasının bir reklam kampanyasında; firmanın kendisinin müşterileri tarafından nasıl algılanması izleniminin yaratılması faaliyetidir.
Savaş muhabiri Size savaşı anlatmaya başladığı anda dinlediğiniz şey asıl gerçek değil, muhabirin algıladığı gerçekliktir. Dolayısıyla algılama gerçekliktir. Günlük yaşantımızda “Algı Yönetimi” yerine; Toplum mühendisliği, Psikolojik Harekât, Psikolojik savaş, ikna etme, propaganda, kamu diplomasisi, itibar yönetimi, imaj yönetimi, halkla ilişkiler gibi terimlerin kullanıldığını görürüz.
Algı yönetmede ilk adım, farkındalık kazanmaktır. Algı yaratmak istiyorsak o konuda farkındalık yaratmamız gerekmektedir. Üzerinde çalışacağımız konu ile ilgili olarak nasıl algıların var olduğunu bilmemiz gereklidir. Algı Yönetimi mi? Kandırma mı? Algıda; bir topluluğu yalan söylemeden gerçeklerden tutunulmaya çalışarak farklı bir yöne vurgu yapmak varken, “Kandırma”da; topluluğa yanlış bilgi verilmesi olarak açıklanabilir. Algı Yönetiminde gönüllü bir kabulleniş vardır. Bu nedenle Algı Yönetimi = Kandırma kesinlikle değildir.
Algı Yönetiminin en etkin ve etkili kullanılan yöntemlerden birisi reklamdır. Bir marka konusunda algının kalıcı haline gelmesi için reklamların tekrar tekrar yayınlanması sağlanır. Algı nesnesinin belirli niteliklere sahip olması gereklidir. Topluma kabullendirmesi ve algısını yönetmesi için toplum tarafından da sevilmesi ve yakıştırılması gereklidir. Mesela televizyonlardaki konut ve araç reklamlarında kullanılan algı nesneleri toplumun güvenini kazanmış, toplumda belirli bir yeri olan şahıslar olduğunu görürüz. Bu nedenle, günümüzde önemli bir yeri olan “Güven” hususunu işleyerek algı nesnesini topluma mal olmuş bir kişiye yer verilmesi algı yönetimindeki etkin yöntemler arasında olduğuna hepimiz şahit oluruz.
Kalitenin en uygun fiyata sunulduğu algısı nasıl yaratılabilir? Bir şeyin fiyatı düşükse kalitesi de düşüktür algısını ortadan nasıl kaldırabiliriz? Dünyada algı yönetimi konusunda Alman markası Aldi, bir algı yönetimi projesi geliştirmiştir. Aldi yaptığı bir araştırmada Avrupalı tüketicinin “Mağaza içerisinde var olan lüksün fiyatlara yansıdığı” düşüncesine sahip olduğunu görmüştür. Bu sebeple Aldi, bütün mağaza ve personelini gösterişten uzak sade bir tarzda sunmuştur. Bu politikayla, tüketici Aldi’nin ucuzluk politikasının ürünlerin kalitesizliğinden değil benimsediği “Tutumlu olma” felsefesinden kaynaklandığına inandırmıştır.
Algı Yönetiminde bir başka konu da “Başkalarını değerlendirirken hangi konuların etkisinde kaldığımız?” hususudur. Eğer bir kişi veya bir firma hakkında geçmişe yönelik olumlu intibaımız bulunuyorsa, bir süre sonraki değerlendirmesi de olumlu yönde olması kuvvetle muhtemeldir. Bilgi olmadan algı olmaz, bilgi ise geçmiştir. Eğer algı nesnesine inanıyorsak, karşı taraf ne yaparsa yapsın ön yargılarımızı yıkmak pek de kolay olmayacaktır. Peki, ön algı, ön yargıya dönüşürse… Beynin güvenliğimiz için depoladığı bilgi, herhangi bir şeye baktığımızda, onun şu andaki gerçekliğini değil, olsa olsa geçmişte depolanan en güncel resmini görmemize olanak tanır. Farkındalığını yitiren insan, beynin bu fonksiyonunu sakıncalı yan etkilere yol açabilir. Bunların başında da her şeye ve her şeye karşı ön yargılı olmak gelir. Algı sınırlarını aşarak ön yargıya dönüştüğü anda, geçmişe dair bilgi ve deneyimler fayda yerine zararlı hale dönüşür. O andan itibaren ön algı, yerini ön yargıya bırakır. Hayatı bir de böyle “Algı”lamanız dileğiyle…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com