Büyükşehirlerde yaşayan kişiler kentin sorunlarıyla boğuşmakla günlerini geçiriyor. İş stresine kentin sorunları da eşlik edince kişilerin çalışma performansları da bundan etkileniyor. Eskiden sadece sabah-akşam işe gidiş geliş saatlerinde olan trafik yoğunluğu günün neredeyse tamamına yayılmış durumda. Eğitim öğretime ara verilen dönemlerde ve bayram tatillerinde biraz azalma görülebiliyor. Bu azalma ise sonraki ilk iş gününde trafiğin neredeyse kilitlenmesi ile son buluyor.
Günün herhangi bir saatinde yaşanan küçük bir kaza veya arıza bile trafiğin anında yoğunlaşmasına neden olmakta. Şehirler artık araç sayısı açısından doymuş hatta bazı il ve ilçelerde doygunluk noktası bile geçilmiş durumda. Kışın yağan az miktarda karın, mevsime göre fark etmeden yağan yağmurun trafiğe neden olmasına artık alıştık. Fakat Temmuz ayında yağan doluya, sele neden olacak kadar yağmura ilk defa tanık olduk. Aniden bastıran yağmur İstanbul’da çoğu yerde ulaşımı imkânsız hale getirdi. Metro duraklarını su bastı, raylardan tramvaylar metrolar yerine sular geçti. Alt geçitler tüneller suya gömüldü.
Üstelik bu olay Temmuz ayında iki defa yaşandı. Çok kısa sürede çok aşırı yağış olması nedeniyle yaşananları doğal afet olarak adlandırmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Fakat yaz aylarında ve de iki defa yaşanması olayın tesadüften öteye geçtiğini gösteriyor. Doğa kendisine yapılan yanlışları bir şekilde insanların gözüne sokuyor. Her tarafı binalarla, betonlarla doldurduk. Çoğu yerde artık toprak zemin görmek bile imkânsız. Yağan yağmuru emecek toprak, toprağa tutunacak ağaçlar iyice azaldı. Bu yüzden yağan yağmur da çok aşırı olunca sular tehlikeli boyuta ulaştı.
Kent içi ulaşım araçlarının bazıları alt geçitlerde sulara gömüldü, gömülmeyen otobüslerin içerisinden de dere gibi sular aktı. Otobüs firmalarının sahanlık olarak, esnafın havuz olarak tabir ettiği otobüslerin orta bölümündeki koltuksuz boş alan cidden havuz gibi sularla doldu. Bazı otobüslerin yağan doludan dolayı havalandırma camları kırıldı, klima sistemleri arızalandı. Artık kentsel sorunlara selden ve doludan dolayı yaşanan tehlikeler ve hasarlar da eklendi.
Tüm bu kadar olumsuzluğa rağmen metroların, tramvayların, deniz ulaşım araçlarının hizmet veremediği bu zor zamanlarda kent içi ulaşım esnafımız görevlerini aksatmadan devam ettirmeye çalıştı. Özel Halk Otobüsü esnafımız bu zor zamanlarda da üzerine düşen görevi yapmıştır. Hepsine teşekkür eder, maddi zarar gören esnafımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
Ramazan Arıcı
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi
E-Mail: ramazan.arici@istanbul.edu.tr