Deniz Servantie
Deniz Servantie

AB Şüpheciliği Nedir? Nasıl Gelişmiştir?

11-08-2017 15:23 8393 kez okundu.

Avrupa şüpheciliği (Euroscepticism) veya başka anlamıyla AB karşıtlığı, genellikle AB fikirlerini ve kurumlarını eleştiren veya doğrudan karşı çıkan insanların siyasi görüşüne denir. Söz konusu şüpheciliğin temel kaynağına bakıldığında; öncelikle Avrupa bütünleşme projesinin Avrupa ulus devletlerini zayıflattığı düşüncesi olmakla beraber, Avrupa şüpheci olan kişiler bu bütünleşmeyi yavaşlatmak, durdurmak veya topyekûn olarak tersine çevirmeyi arzulamaları bu düşüncenin kaynağını oluşturmaktadır.

AB şüpheciliğin altından, AB kurumlarının demokrasi açığı olduğu (democratic deficit), AB kurumlarının fazla bürokratik bir yapısı olup ve halklardan uzak oldukları da dile getirilmektedir. Buna ek olarak AB şüpheciliğinin katı ve ılımlı kategorilere ayrıldığını da belirtmek gerekir. Katı AB şüpheciliği, AB’ye topyekûn karşı olmakla birlikte bu görüşe sahip partiler ülkelerinin AB’den ayrılmasını talep etmektedir. Buna örnek olarak Fransa’da Ulusal Cephe (Front National, FN) ve Hollanda’da Özgürlük Partisi (Partij voor de Vrijheid, PVV) verilebilir. Buna karşın ılımlı AB şüpheciliği ise, AB’nin hâlihazırdaki altyapısına karşı çıkarken, AB’den ayrılmayı talep etmemektedir. Bu görüşü benimseyen siyasi partiler, AB’nin özellikle federal bir yapıya dönüşmesine karşı çıkmaktalar. Polonya’daki Kanun ve Adalet Partisi (Prawo i Sprawiedliwość, PiS) bu görüşe sahiptir.

AB şüpheciliği, 1957 yılında imzalanan ve AB kurumların temelini oluşturan Roma Antlaşmasına kadar uzanmaktadır. Örneğin, 1954 yılında Fransa’da yapılan Avrupa Savunma Topluluğunun (European Defence Community) kurulmasına ilişkin parlamento oylamasında De Gaulle ve Komünist Partili parlamento üyeleri katılma fikrine karşı çıkmıştır. Bunun temel nedeni ise; bu toplulukta Federal Almanya’nın bulunacak olması parlamento üyelerinin aklında Almanya’nın yeniden silahlanma fikrinin yeniden oluşmasıdır.

1992 yılında Hollanda’nın Maastricht kentinde imzalanan ve AB’nin kurucu Antlaşması ile beraber AB şüpheciliğinde birçok üye ülkede artış görüldüğü söylenebilir. AB’ye verilen yetkilerin ticaret gibi alanlardan daha çok dış politika, sosyal güvenlik, eğitim ve kültür gibi alanlara da kayması sonucunda üye devletlerde, “Maastricht sonrası bunalım” yani üye devletlerin AB’ye karşı bir tepki olarak desteklerini azaltması söz konusu olmuştur.

AB şüpheciliği farklı AB üye ülkelerinde Avrupa entegrasyonuna ilişkin atılan adımlara yönelik düzenlenen referandum sonuçlarından yansıma da bulduğu söylenebilir. Örnek olarak 1992 yılında Danimarka’da Maastricht Antlaşması’na ilişkin düzenlenen referandumda, seçmenlerin yüzde 49,3’ü Maastricht Antlaşması’na karşı oy vermişti. Buna rağmen 1993 yılında düzenlenen ikinci referandumda seçmenlerin yüzde 56,7’si söz konusu Antlaşmayı kabul etmişti. Aynı şekilde, 2005 yılında Fransa ve Hollanda’da AB Anayasası’na ilişkin referandumda, sırasıyla, Fransız seçmenlerin yüzde 54,68 ve Hollandalı seçmenlerin yüzde 61,54’ü söz konusu anayasaya karşı oy vermişti. Danimarka örneğine benzer bir şekilde İrlanda’da 2008 yılında Lizbon Antlaşması’nın kabulüne ilişkin düzenlenen referandumda İrlandalı seçmenlerin yüzde 53,4’ü söz konusu Antlaşmaya karşı oy verirken, 2009 yılında düzenlenen ikinci referandumda ise İrlandalı seçmenlerin yüzde 67,13’ü 2008’de olan referandumun tersine karar çıkmıştır.

Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr

Deniz Servantie

Deniz Servantie

DİĞER YAZILARI Temel Gelir Uygulaması Olan Ülkeler 14-10-2017 00:01 AB’de Temel Gelir Tartışmaları 02-10-2017 17:51 AB ve Dünyadaki Temel Gelir Tartışmaları 18-09-2017 18:06 AB Şüpheciliğinin Başlıca Aktörleri 19-08-2017 12:35 AB Şüpheciliği Nedir? Nasıl Gelişmiştir? 11-08-2017 15:23 Britanya Referandumu ve Siyasi Sonuçları 01-08-2017 07:39 Türkiye-AB mülteci sözlüğü 13-07-2017 09:56 Rusya-Türkiye ilişkileri 05-07-2017 15:00 Rusya’nın Suriye krizindeki tutumu 19-06-2017 14:41 Dünya Arenasındaki Son Gelişmeler Işığında Rusya 29-05-2017 14:05 Malta Dönem Başkanlığı 27-04-2017 17:27 AB kota davasının olası etkileri 12-04-2017 18:02 Kota uygulaması ve tarife dışı engeller 31-03-2017 13:44 AB’den Türk TIR’larına Kota Uygulaması: Tarife-dışı bir Engel mi? 16-03-2017 16:12 AB’nin 2050 Ulaştırma Stratejisinde Toplu Ulaşım 07-03-2017 13:42 AB’de Toplu Taşıma Politikaların Gelişimi-2 17-02-2017 14:12 AB’de Toplu Taşıma Politikaların Gelişimi 17-01-2017 14:04 AB Toplu Taşıma Politikalarının Gelişimi ve Geleceği 27-12-2016 16:09 Türkiye ve Belçika'nın ekonomik boyutu 26-11-2016 14:23 Türkiye-AB ilişkilerinde Belçika’nın tutumu 09-11-2016 21:01 Belçika’ya Türk Göçü 01-11-2016 00:08 Türkiye-Belçika İlişkileri 14-10-2016 21:34 Avrupa Uzay Politikasında Geleceğe Yönelik Projeler 29-09-2016 14:44 Avrupa Uzay Politikasının Kurumsal Yapısı 07-09-2016 11:34 Avrupa Uzay Ajansı’nın kuruluşu 29-08-2016 13:30 Avrupa’nın uzay girişimleri 15-08-2016 13:21 Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi 01-08-2016 14:34 Türkiye Nehir Taşımacılığı Politikası 20-07-2016 14:47 AB’nin Nehir Taşımacılık Ağları 28-06-2016 09:38 Nehir Taşımacılığı Politikaları 13-06-2016 15:30 Avrupa’nın Uzay Girişimleri 16-05-2016 12:49 İKV VE UND sektöre yönelik anket düzenledi 28-04-2016 12:52 AB’deki gelişme ve Türkiye’ye yansımaları 24-03-2016 15:47 2015 İlerleme Raporunda Taşımacılık Faslında Neler Var? 14-03-2016 14:47 TRACECA Projesi ve Türkiye 26-02-2016 11:46 AB’den yeni havacılık stratejisi 03-02-2016 10:00 Karşılaştırmalı Analiz 02-11-2015 11:02 AB ve Türkiye arasındaki taşımacılık kotalarının kaldırılması üzerine senaryolar 15-09-2015 11:59 Denizyolu Taşımacılığı Stratejisi 2018 28-08-2015 14:34 AB Denizyolu Taşımacılığı 18-08-2015 18:02 Türk Denizyolu Taşımacılığı 05-08-2015 16:56 Avrupa Semasını Birleştiren Proje 02-07-2015 12:48 2000’li Yıllar ile Geleceğe Doğru AB Ulaştırma Politikası 16-06-2015 15:17 Geçmişten Geleceğe AB Ulaştırma Politikası 03-06-2015 16:22