En az iki insanın bulunduğu ortamlarda oluşan ve hayatın idamesinde olmazsa olmaz olan, insanların birbirleri ile anlaşabilmek üzere kurulan yazılı, sözel veya görsel bir olgu olduğunu hepimiz biliyoruz.
Şirket ve kurumlardaki dikey iletişim, yatay iletişim veya çapraz iletişim… Şirket ve kurumların büyüklüğüne, yapısına, teşkilatına göre farklılık gösteren bir kriterdir iletişim. Buna göre firma ve kurumların temel yönetim modellerinin iletişime göre belirlendiği bir konjonktür. İşte böylesine kurumsal ve yaşamsal boyutta önemli bir yeri olan konudur “İletişim”. İletişimde önemli olan ne anlattığınız değil, ne algılandığının önemli olduğunu ve her daim göz önünde bulundurmamız gerektiğini biliyoruz. Buna mukabil, her zaman başımıza gelebilecek iletişim kazalarının olabileceğini de…
İletişimin temel konuları; mesajı gönderen, mesaj, mesajı alan, kanal, geri bildirim ve şifredir. İletinin kodlanmasında kullanılan simgelerin iletiyi gönderen kadar, iletiyi alacak ve algılayacak hedef tarafından da bilinen simgeler olmalıdır. Peki, iletişimin bir kurallar disiplini olduğu, bu kuralların yanlış işlemesi sonucunda insanlar arasında ölüme kadar gidebilecek olumsuzluklara neden olabileceğini hem bilen, hem şahit olan hem de bizzat yaşayan bizler, şimdi günümüzde özellikle gençlerin cep telefonlarıyla başlattıkları iletişim kısaltmaları bizlere, iletişimimizin nereye doğru gittiğini sorgulamamıza neden olmakta…
Geçtiğimiz günlerde oğlum ile yaptığım mesajlaşmada Bana Slm, Tmm… gibi kısaltmalar kullanmıştı. Ben de mesajın sonunda “T O K H” harflerini yazdım. “Baba bu ne yaa…” dedi… “Kısaltma kullanmıyor muyuz? Bu da benim kısaltmam. Tamam, Oğlum Konuyu Halledersin demek istedim” dedim. Tabi ki buradaki amacım; kısaltmaya girilirse, her türlü konu ifade edilebilir olduğunu oğluma göstermekti. Öyle ki, bu kısaltmalar “Bunu mu demek istedi acaba” dedirttiğinde iletişim kazalarına davetiye alıyorsunuz demektir. Bu gibi durumlar insanı hem yorar, hem de ilave bir iletişim mesajı gerektirir. Üstelik yanlış anlaşılmalara da çok açık bir husus…
İletişimde; yüz yüze görüşmenin yüzde 70, ses tonun yüzde 30, kelimelerin ise yüzde 10 etkili olduğu bir hayatta kısaltmaların etki yüzdesi sizce kaçtır? Uzun uzadıya anlatmamızla bu kadar olumsuzluklar yaşayabilmekteysek, kısaltmalar kullanarak iletişimimize ne kadar katkı sağlayabiliriz? Kısaltma kullanmanın amacı ne olabilir? Zaman darlığı mı? Sabırsız bir gençliğin mi gelmesi? Üşenmek mi? Modaya uymak mı? İletişime hız mı kazandırmak?
Her şeyin başı iletişim. Çok hassas olan konu, iletişimde şu hususu yinelemek istiyorum: İletişimde önemli olan ne anlatılmak istendiği değil, karşı tarafta ne algılandığı önemlidir. Bu temel kurala “Kısaltmalı İletişim” ne kadar uyuyor? Bu sorunun cevabını Sizlere bırakıyorum… Kazasız ve belasız, hayırlı bir Kurban Bayramı dileğiyle…
İlhan Kılınç
Lojistik Alanda Yönetici
E-Mail: kilincilhan@yahoo.com
www.linkedin.com