Son dönemde en çok tartışılan ancak en az uygulanan makroekonomik fikirlerden biri olan temel gelir fikrinin sosyalistlerden libertaryenlere kadar uzanan bir hikâyesi bulunmaktadır. Bu tip bir uygulama bir yandan hem yoksullukla mücadele çerçevesinde, hem de işsizliğe çözüm olması açısından önemli bir düşünceyken; bir yandan da devletin hiçbir karşılığı olmadan vatandaşlara bir ödeme yapması ve bunun çalışmamayı teşvik edebileceği endişesi sıklıkla dile getirilmektedir.
Günümüzde otomasyondaki ilerlemeler bağlamında temel gelir kavramı daha çok konuşulurken pilot örnekler de artmaya başlamıştır, ayrıca pek çok sosyal demokrat ve merkez sağ parti seçim programlarında bu konuda vaatlere yer vermektedir. Muhafazakârlar bu fikri desteklemektedir çünkü bu şekilde hükümetin yoksul kesiminin yaşamındaki mikro girişimi ortadan kalkmaktadır.
Sol kanat partiler ise düşük gelirli kişilere güvence sağlanmasına ve insanların hangi tür işi kabul edeceği konusunda daha fazla seçenek sunmasına katkıda bulunduğu için temel gelir uygulamalarını savunmaktadır. Moğolistan'dan Finlandiya'ya, her vatandaşa, istihdam durumuna veya zenginliklerine bakılmaksızın koşulsuz nakit hibe verilmesi fikri yani evrensel temel gelire (universal basic income, UBI) olan ilginin arttığı görülmektedir. Avrupa’da temel gelirin bir politika aracı olarak kullanılması önerisi 1986'da kurulan BIEN (Basic Income Earth Network, Küresel Temel Gelir Ağı) projesi ile başlamıştır. Tartışmalar tüm dünyada ilgi çekince Avrupa ile sınırlı kalınmamış ve proje ‘‘Küresel Temel Gelir Ağı’’ adı altında dönüştürülmüştür. Bu bağlamda 1986-2004 yılları arasında Avrupa kentlerinde iki yılda bir yapılan kongreler, 2006'da Güney Afrika, 2010'da ise Brezilya’da düzenlenmiştir.
Nisan 2016’da çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan anketlerde, AB çapında temel gelire desteğin azımsanamayacağı ortaya çıktığı söylenebilir. Bu çerçevede, oylamaya katılanların yüzde 64’ü temel gelir ile ilgili bir referandumda temel gelirden yana oy vereceğini belirtmiş, yüzde 58’i ise temel gelir kavramı ile aşina olduğunu ifade etmiştir.
Temel gelir uygulamasının refah oranı üstünde kayda değer etkileri bulunmaktadır: Namibya'da suç oranlarında yüzde 42'lik düşüş, sosyal uyum artışı, fiziksel ve zihinsel sağlık üzerindeki olumlu etkileri gibi. Buna rağmen özellikle Avrupa ülkelerinde insanlara karşılıksız para verilmesinin onların çalışma hayatına motivasyonunu düşüreceğini, ayrıca ödenmesi planlanan bu ücretlerin devlet bütçesini sarsacağını savunan muhalifler de oldukça fazladır. Evrensel temel gelir fikrine karşı çıkanlar bir işte çalışarak gelir kazanılması temel düşüncesine ters bir uygulama olduğu tezini savunmaktadır. Bu düşünce Sanayi Devrimi'nden beri geçerli olsa da teknolojideki hızlı değişimler ışığında tekrar gözden geçirilmelidir diyen bir kesim ise vatandaşlık maaşı ile sosyal eşitsizliklerin önüne geçilebileceğini öne sürmekte, ABD’nin Alaska eyaleti örneği de bu teze önemli bir argüman kabul edilmektedir. Üretkenliğin herkesin asgari bir gelir elde etmeye yetecek kadar yüksek olduğu bir toplumda insanların, hiç çalışmaması da dâhil olmak üzere, en verimli oldukları konuda çalışmayı seçebileceği fikri de temel gelirin destekçileri tarafından savunulmaktadır.
Evrensel temel gelir konusu tüm dünyada olduğu gibi Avrupa’da da fikir ayrılıklarına sebep olmaktadır. Destekleyeni olduğu kadar eleştireni de olan bu sistemin pilot örnekleri üstüne sıklıkla incelemeler yapılmaktadır. Örneğin, Brüksel’de bulunan Itinera Enstitüsü bir çalışmasında temel geliri bir tuzak olarak nitelendirip kınamış, özellikle maddi açıdan karşılanamaz oluşuna vurgu yapmıştır. Enstitü başkanı Marc De Vos temel gelir fikrinden ‘‘tehlikeli ütopya’’ olarak bahsetmiş, ‘‘Entelektüel, asil ve sosyal bir fikir, ancak övgüye değer bir fikir olması onu iyi bir tedbir yapmaz’’ demiştir. Marc De Vos ve Simon Ghiotto ise evrensel temel gelir fikrinin refah devletini kuran toplumsal sözleşmeyi bitireceğini öne sürmektedir: ‘‘Onlarca yıldır kuşaklar arasındaki aktif ve sürdürülebilir sosyal güvenliği sağlamak için savaşmaktayız, evrensel gelir ise hak ve sorumlulukları yok eden, karşılığı olmadan alınan bir ücret’’. Itinera tarafından benimsenen neredeyse tüm senaryolarda temel gelir, geleneksel sosyal korumaya bağlı olan kesimi (emekliler, işsizler, vs.) gelir kaybına götürecektir. Bahsedilen başka bir nokta ise evrenselliktir, kitlesel göçlere yol açabileceği düşünülen bu uygulamanın ya tamamen ulusal kalması ya da tam anlamıyla evrensel, en azından Avrupalı olması gerektiği öne sürülmektedir.
Buna karşın Avrupa Komisyonu ise, AB üyesi ülkelerin işçiler ve işsizler için bir asgari ücret ve gelir seviyesi belirlemesini talep etmektedir. AB'nin her ülkesinde asgari bir maaş olmalıdır diyen Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in konuyla ilgili yaptığı açıklamada, artan sosyal eşitsizlik ve yoksullukla mücadele vurgusu göze çarpmaktadır. Sosyal politika alanında kısıtlı yetkilere sahip olan Komisyon bu bağlamda AB'nin işlev ve hedeflerini gözden geçirmeye hazırlanmakta, özellikle AB şüpheciliği barındıran sağ kanat partilerin eleştirilerine karşı sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin üstesinden gelmeyi hedeflemektedir.
AB’de temel gelir girişiminin pek çok karışıklığı da ortadan kaldıracağı, AB'den gelir elde eden vatandaşların AB’yi terk etmeleri gerektiğini iddia etmesinin zorlaşacağı düşünülmektedir. 2016 yılında AB genelinde yapılan anketlere göre üye ülke vatandaşlarının yüzde 64’ü temel gelir uygulamasını desteklemektedir. Fransa’da evrensel temel gelir söylemleriyle medyanın ilgisini çeken sol görüşlü siyasetçi Benoît Hamon, Sosyalist Parti'nin 2017 başkanlık seçimleri için adayı olmaya hak kazanmıştır. Hamon seçim kampanyasında ‘‘dijital devrimin bir sonucu olarak istihdamın muhtemel erozyonu’’ endişesiyle temel gelirin çok önemli olduğunu belirtmekle beraber, 18 yaş üzeri tüm vatandaşlara ayda 750 Avro tutarında evrensel bir temel gelir vaat etmiştir. 2015'te yapılan bir ankette, Fransa nüfusunun yüzde 60'ı temel gelirden yana olduğunu belirtmiştir. Mouvement français pour un Revenu de Base (Fransız Temel Gelir Hareketi) hareketinin kurucusu Marc de Basquiat ise uygulamanın etap etap gerçekleşmesi gerektiğini, önce aile politikalarının düzenlenmesi, sonra bunun genişletilerek zamanla evrensel temel gelire dönüşmesi gerektiğini belirtmektedir.
Deniz Servantie
İKV Uzman Yardımcısı
E-Mail: dservantie@ikv.org.tr