Bir yıl daha bitiyor. 2018 Türkiye için maddi manevi sınavlarla dolu bir yıl oldu. Özellikle yılın son çeyreğinde yaşanan ekonomik dalgalanmalar tüm halkı derinden sarstı. Üretici firmaların çoğu küçülmeye giderek bu süreçte ayakta durmaya çalışırken tüketici ise kemerleri iyice sıktı. Yaşanan sıkıntıların ardından gelen yeni yıl, herkes için "belki bir nefes alırız" ümidini yeşertiyor. Geçen 365 günün ardından sanki sihirli bir değnek, hayatın tüm mükemmelliklerini önümüze serecekmiş gibi umut doluyor insanlar. Yeni yıl heyecanı sarıyor dört bir yanı. Bu güne kadar yapılamamış her şeyi yapma arzusu, mutluluk, zenginlik, temenniler, kutlamalar, eğlenceler vs. vs.
Onca heyecan için neden insanoğlu yeni yılı bekler ki? Aslında her yeni gün insanın miladı değil midir? Neymiş efendim yeni yıl gelmiş. Hediyeleşmek, eğlenmek, iyi dileklerde bulunmak, hayatı planlamak vb. için yeni yılın gelmesine ne hacet! Ekonominin canlanması adı altında kapitalizmin tuzağından başka hiçbir şey değil bunlar! Deri altına enjekte edilen ilaçlar gibi, tüketim çılgınlığı enjekte ediliyor beyinlerimize. Alışveriş furyasına kapılıp gidiyoruz. Hem de bu yoklukta!
Oysa ki her yeni yıl bir öncekinden alınan dersler ile gelmeli. Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu unutmadan, geçmişten alınan dersler ışığında önümüzdeki günlere bakmalı. Gerçekçi olmak lazım böyle zamanlarda. Bir günde ne sizin, ne ailenizin, ne ülkenin, ne de dünyanın şartları değişmez. Değişim, maddi ya da manevi fark etmeksizin her konuda sabır ve sebat ister. Mevcut şartlar iyi analiz edilip, nedenler ve sonuçlar üzerinde düşünülmeli. Geçmiş tecrübeler ışığında önlemler alınmalı, çözümler üretilmeli. Ancak bu sayede sağlıklı bir değişim gerçekleşebilir.
Yeni yıla gelecek olursak, önce birey olarak bizler kendi hayatlarımızdan başlamalıyız değişime. Biten yılda neler yaşandı, yaşananların biz neresindeydik, ne kararlar aldık, kaçını uygulayabildik, hayatımızda neler değişti, tabiri caizse alıp takkemizi önümüze iyice düşünmeliyiz. İnsanı hedefleri ayakta tutar. Çıkan sonuçlar üzerinden yeni hedefler belirlemeliyiz ki yaşamın ve yeni yılın bir anlamı olsun. Bırakın yeni yıl kutlamalarını, hediyeleri, eğlenmeyi… Hem birey olarak hem de ülke olarak ihtiyacımız olan şey kararlı bir şekilde hedefler doğrultusunda çok çalışmak. Bizler birey olarak refah düzeyine erişebilirsek, toplum kalkınır, toplumun kalkınması ise ülkemizi kalkındıracaktır.
Hepimizin sırtında ağır bir yük var. Bencilce yaşamaktan vazgeçmek, bizlerin vatan borcu haline gelmiş bulunmakta. Ülkemizin içinde bulunduğu dar boğazdan ancak hep birlikte el ele vererek çıkabiliriz. Çok çalışıp birbirimize destek vererek, birbirimizin elinden tutarak aydınlığa çıkmak mümkün olacaktır. İçinde bulunduğumuz dönemin kurtuluş mücadelesi ancak bu şekilde verilebilinir. Aksi halde, bencilce hep bana hep bana mantığı ile bir adım bile ilerlemek mümkün değil. Yeni yılın ülkemiz adına hayırlara vesile olması dileği ile…
Sevgiler…
Hande ÖZGÜL
E-Mail: hand_et@hotmail.com