Hande Özgül
Hande Özgül

Direksiyon Sende

29-10-2019 13:11 7219 kez okundu.

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba sevgili okurlar. Umarım aradan geçen zamanda her şey yolunda gitmiştir. Hayat ne kadar değişken değil mi? Kim bilir ayrı kaldığımız bu süre zarfında neler değişti hayatınızda. Belki dertlendiniz, belki hayatınızın en mutlu belki de en acı günlerini yaşadınız.

Şimdi içinize, ruhunuza dönüp, kendinize karşı dürüst olarak cevap verin. İyi ya da kötü yaşadığınız her ne ise dönüp baktığınızda hala o an ki duyguda mısınız? Şuan bu satırları okuyanların yüzde 90'ı hayır cevabını verecektir. Neden mi? Çünkü; insanın beyin yapısı yaradılışı gereği yaşamı devam ettirebilmek için bulunduğu şartlara adapte olup, adeta hayatta kalmak için tüm gücüyle mücadele eden bir savaşçı.

Emin olun artık eskisi kadar üzülmediğiniz, acı çekmediğiniz ya da aynı şiddette mutluluk hissetmediğiniz için asla kötü biri değilsiniz. Düşünsenize hayatta ki en büyük acılardan biri ölüm acısıyken, insan buna bile alışabiliyor. Çünkü alışmak ve hayata devam etmek zorunda. Ama şu da bir gerçek ki; beyin hayatta kalmak için mücadele verirken hiç bir şeyi silip atmıyor. Asla unutmuyor. Sadece o "an" a adapte oluyor o kadar. Her duygu beyinde depolanıyor. İyi ya da kötü tüm anılar zihnimize işleniyor. Yerli yersiz aklımıza gelip, bizi duygudan duyguya sürüklemesinin yegane sebebi de bu.

Biz, insanoğlu olarak aslında oldukça zayıf varlıklarız. Yaşanan her olayda “neden" sorusu ile kendimizi yemekten vazgeçmiyoruz. Cevabını bilmek neyi değiştirecek? Zamanı kim geri alabilir? Halbuki olanı olduğu gibi kabul edip, ders çıkarıp yola daha sağlam adımlarla devam etmek dururken, geçmişe durmaksızın çomak sokmak neden? İlla ki bir çomak sokulacaksa eğer, bu yarınlar için olmalı. Yaşananlar tecrübeye dönüşmeyecekse, çektiğimiz acının da, sevincin de, hüznün de ne kıymeti kalır ki? Sanmayın ki her yaşanan şey tecrübedir. Gerçek şu ki; tecrübe, ders çıkarılmış yaşanmışlıklardır. Sadece kötü değil, iyi tecrübeler de vardır. İyi tecrübeler devam ettiğimiz hayat yolunda bizlere referans olurken, kötü tecrübeler ise yolun karanlık noktalarına ışık tutar.

Şunu kabul etmek lazım; ne yaparsak yapalım yarından haber yok. "Geçmiş" hafızalara bir nakış gibi işlenmiş, "bugün" yaşanmakta olan, gelecek ise koca bir muamma. Belki tahmini mümkün ama emin olunması imkansız. İnsana dair her şey, her duygu gelecekte bir yerde bizleri bekliyor. Bizi neyin beklediğini bilmek tam anlamıyla mümkün değil belki ama, tamamen de bizden bağımsız da değil. "Bugün" elinize verilmiş sihirli bir değnek. Onu nasıl kullanacağınız sizin elinizde. İster felaketiniz yaparsınız, ister geçmişin yaralarını siler, isterseniz de kendi geleceğinizin tohumlarını ekebilirsiniz. Kararınızı verirken çevrenizde sizi sevenleri de unutmayın olur mu? Zira mutluluk kadar acı ve keder de bulaşıcıdır. Yapmanız gereken aslında çok basit. Sadece kendi gücünüzü hissedin ve hayatınızın direksiyonuna siz geçin.

Hayat, bilmediğiniz bir adrese, bilmediğiniz yollardan geçerek yaptığınız bir yolculuk gibi... Elinizdeki sihirli değnek direksiyona yön verirken, adresi hayalleriniz, güzergahı ise tecrübeleriniz belirleyecek. Yolda önünüze engeller çıkarsa eğer, azminiz o engelleri aşmanıza yardımcı olurken, önünüze çıkan aksilikler için ise tecrübelerinizin size aldıracağı tedbirler onları bertaraf edecek. Sizin tek yapmanız gereken şey; inanmak ve marşa basmak. Yolunuz daima açık ve aydınlık olsun...
Sevgiler...

Hande ÖZGÜL
E- mail: hand_et@hotmail.com