Çok garip şeyler oluyor ülkede. Sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum? Ama tuhaf şeylerin olduğu kesin! 3-4 yıl öncesine kadar sokaklarımızda sorunsuz bir şekilde mutlu mesut yaşadığımız kedi-köpeklere ne oldu da aniden düşman olundu? Siyasi bir partinin de desteklediği söylenen -hayvan düşmanlığı - kimlerin işine yarıyor da bazıları sesini çıkartmıyor? Ülkemizde bunca sorun varken, depremden sele doğa olayları ile uğraşırken, diğer yandan ekonomik krizle boğuşulurken birden bire ne oldu da sokak hayvanları hedef tahtasının en ortasına oturtuldu?
Eline tüfeği tabancayı alan sokaktaki hayvanlara kurşun yağdırıyor! Kedi kesenden, köpek derisi yüzene, daha önceleri ülkede hiç duymadığım katliam modellerini ve tekniklerini görüp, duydukça hayretler içinde kalıyorum! Gün geçmiyor ki sokakta, barınaklarda yaşayan hayvanlara yapılan vahşet haberi olmasın! Barınak denilen ölüm kamplarında çalışan ve hayvandan nefret eden gözü dönmüşlerin haberleri de işin cabası! Ellerinde kah kürek, kah hayvan kapanıyla masum canlara eziyet sahneleri beni delirtiyor! Sosyal medyada tek bir elden düğmeye basılarak yayılan nefret söylemlerini okuyup, dinledikçe donup kalıyorum. Kötülük yöntemlerinin ucu bucağı yok!
Evet, yanından geçtiğimizde başını okşadığımız, elimizle beslediğimiz, kapımızın önüne onlar için de su bıraktığımız sokağımızın, mahallemizin adeta sakini, bekçisi olan hayvancıklara karşı ne oldu da bu kadar nefret dolu olduk? Hiç düşündünüz mü bunu? Sanmıyorum... Çünkü ülkece o kadar çok bu tarz haberlere maruz kaldık ki, bu da her seferde duyarlılığımızı yitirmemize sebep oldu... Elbette gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, benim gibiler değil. Ben her sefer daha pür dikkat kesilip daha çok olayların nedenini, sebeplerini, sonuçlarını irdeliyorum. Çünkü masuma yapılan eziyete dayanamıyorum!
Sokak hayvanlarına yapılan bunca canilik, kötülük ve vahşete, koltuklarından kalkmamak için kıyasıya mücadele veren, koltuklarından kalkmayanların yerine oturmak için var gücüyle didinen siyasilerimizin halkın desteğini de yanına alarak tepki verdiğini hiç gördünüz mü? Sesini yükselten bir siyasetçi duydunuz mu? Hoş kime ne diyorsam! İnsana tepki vermeyen, sokak hayvanını umursar mı? Umursamaz elbet!
Şehriban Coşkunfırat adını hatırlayanınız var mı bilmiyorum... 19 yaşındaki Şehriban 13 Eylül 1999 tarihinde ülkemizde birçok insanın ilk defa adını duyduğu satanistler tarafından şeytana kurban edilmek için katledildi. Toplumda büyük infial yaratan olay sonrasında satanist adı verilen tarikata mensup olanlar birkaç olaya daha karışıp yıllar içinde izlerini kaybettirip ortadan kayboldu. Şimdi asıl soru... Satanistler gerçekten tükendiler mi, yoksa izlerini mi kaybettirdiler? Hadi biraz düşünün şeytan nerede?.
Göksal Purtuloğlu
Cep: (0533) 422 22 77
E-Mail: purtuloglu_61@hotmail.com